Arama


Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
17 Ekim 2009       Mesaj #8
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
SAHAN KÜLBASTI
Nüfus Müdürü emeklisi olan rahmetli Necip Efendinin kızı Bedriye
ile Şimşeklerin Ahmet Efendinin oğlu, Teğmen Selim’i nişanlanmasıyla
olaylar başlar.

Kız onsekiz, oğlan ise yirmi bir yaşındaydı.Komşu çocukları oldukları
için önceden tanışıyorlardı.Bedriyelere gelip giden Zilha Kadının
yardımıyla , komşu kapısı önünde Selimle Bedriye beş dakikacık konuşup,
el sıkıştılar.Onlar için bu konuşma, bir konuşmadan daha çok bir
anlaşma niteliğindeydi.Elleri birbirinden kolay kolay ayrılamamıştı.

Bir zaman sonra Selim İstanbul’daki alayına gider ve bir süre sonra
savaş patlak verir.Selim, üç ay içinde siper vuruşmalarına alıştı.Tabi
bunu yaparken vatan sevgisinin yanısıra Bedriyeye ulaşma özlemi
vardı.Daha sonra vuruşmada Selim’in akciğerinde iki kurşun kalmış,bir
gülle parçası ile de kafa kemiği kırılmıştı;ama ölmedi,ancak iki gözü
de görmez oldu.

Hastahanede doktorların artık hiç göremeyeceğini söylememesine rağmen o
artık herşeyin farkındaydı.Almanya’ya yolladılar,ama onlar da Türk
doktorlarının teşhisini doğru bulmuşlardı.

Daha sonra annesini görmek için memleketine giderken annesinin
öldüğünü,evlerinin kapalı olduğunu trende öğrendi.Bir yandan acı acı
ağlar,bir yandan da onun kendisini bu durumda görmediğine sevinir.

Trenden indikten sonra dayısının evine gider.Ama onlar da kör,kendi
işini bile halledemeyen birisine yardım etmek istemezler.O da bunun
farkına varınca Fatma’ya evini temizletir ve yerleşir.

Zilha Kadın, Bedriye’yle beraber Selimi görmeye gelirler.Ama bundan
Selim’in haberi yoktur.Bu görme işlemi bir müddet devam eder.Bu süre
içinde Selim Bedriye’den bahsetmez.Bir müddet sonra mahallede Selim dul
bir kadın bulursa onunla evlenecek ,kendisine baktıracakmış diye
dedikodu çıkar.Bunun üzerine Bedriye üzülür ve Zilha Kadına bu durumu
öğrenmesini ister.Selime niye Bedriyeyi sormuyorsun deyince;
Selim:”Nasıl sorayın Zilha bacı,bak ben ne oldum.”diyerek ağlar. Yan
tarfta konuşmayı dinleyen Bedriye de ağlar.Bedriye ona varmak
istediğini ve evleneceği tek kişinin o olabileceğini,onu her haliyle
sevdiğini ve kabul edeceğini söyletir.Bunun üzerine Selim de kabul
edince evlenirler.

Ortaokul öğretmen ve öğrencileri onlara hediye olarak kucaklar dolusu
çicekler getirirler.Çocuklar Selimin dizlerine sarılarak:”Seni
unutmayacağız,siz bizim için gözlerinizi verdiniz.” der ve
ağlarlar.Selim de ağlayarak:”İki gözüm değil,bin gözüm olsaydı da sizin
o parlak gözleriniz uğruna verseydim.”der