Arama


fadedliver - avatarı
fadedliver
Ziyaretçi
19 Ekim 2009       Mesaj #2
fadedliver - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

atatürkün dil vetarih coğrafya fakültesinin kurulş amacı nedir?

Atatürk'ün ulusal kültürün oluşması için ana öğeler olarak gördüğü tarih ve dil çalışmalarını yürütmek, dil devrimini gerçekleştirmek amacıyla birbiri arkasına "2" ayrı dernek kurulmuştu: Türk Tarih Kurumu ve Türk Dil Kurumu. Ancak çalışmalar bu kurumlar aracılığı ile sürdürülürken bir yandan bunların desteklenmesi, öte yandan verilerin uygulamaya konularak sonuçlarının salt bilimsel açıdan değerlendirilmesi ve giderek tarih araştırmaları ile özleşen Türkçeyi topluma kazandırabilmek için bu konuların uzmanlarının ve öğretmenlerinin yetiştirilmesi de gerekiyordu. Bilimsel araştırmaların yanıbaşında öğretim de yapacak olan böyle bir kurum, aynı zamanda akademik bir kuruluş olacaktı.
Bu nedenle 1935 yılında Başkent Ankara'da adını doğrudan doğruya Atatürk'ün koyduğu Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'nin açılması yoluna gidilmişti. Bununla ilgili kuruluş yasasının Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde görüşülmesi sırasında Milli Eğitim Bakanı Saffet Arıkan böyle bir fakülte kurmadaki amacı şöyle belirtmişti:
"Atatürk'ün yüksek dehasından doğan ve kendi kutlu eliyle yaratılan tarih ve dil devinimi, bunlara bağlı olan arkeoloji ve coğrafya bilgileri için Ankara'da bir fakülte açılacaktır. Bu fakülte, bu bilimleri öğretecek, üretecek ve olabildiğince kısa bir süre içerisinde bilim dünyasının gözü önüne bu hakikatleri sermeye çalışacaktır."
Fakültenin kuruluşunu öngören 2795 sayılı yasanın gerekçesinde ise "2" ayrı gereksinme vurgulanmıştı: "Başkentte, bir yönden Türk kültürünü bilgi yöntemi ile işleyecek bir inceleme ve araştırma kurumuna olan gereksinme, öte yandan orta öğretim kurumlarımıza ulusal dil ve tarihimizin bilimsel ve en yeni anlayışlarına göre haırlanmış öğretmen yetiştirmek..."
Böylece 9 Ocak 1936'da Atatürk'ün de katıldığı büyük bir törenle öğretime başlayan Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, bilimsel araştırmalar yapma ve yaymanın dışında Tarih Kurumu, ile Dil Kurumu'nun çalışmalarını da birlikte değerlendirip senteze varmaya da çalışacaktı.




Atatürk'ün ulusal kültürün oluşması için ana öğeler olarak gördüğü tarih ve dil çalışmalarını yürütmek, dil devrimini gerçekleştirmek amacıyla birbiri arkasına "2" ayrı dernek kurulmuştu: Türk Tarih Kurumu ve Türk Dil Kurumu. Ancak çalışmalar bu kurumlar aracılığı ile sürdürülürken bir yandan bunların desteklenmesi, öte yandan verilerin uygulamaya konularak sonuçlarının salt bilimsel açıdan değerlendirilmesi ve giderek tarih araştırmaları ile özleşen Türkçeyi topluma kazandırabilmek için bu konuların uzmanlarının ve öğretmenlerinin yetiştirilmesi de gerekiyordu. Bilimsel araştırmaların yanıbaşında öğretim de yapacak olan böyle bir kurum, aynı zamanda akademik bir kuruluş olacaktı.
Bu nedenle 1935 yılında Başkent Ankara'da adını doğrudan doğruya Atatürk'ün koyduğu Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'nin açılması yoluna gidilmişti. Bununla ilgili kuruluş yasasının Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde görüşülmesi sırasında Milli Eğitim Bakanı Saffet Arıkan böyle bir fakülte kurmadaki amacı şöyle belirtmişti:
"Atatürk'ün yüksek dehasından doğan ve kendi kutlu eliyle yaratılan tarih ve dil devinimi, bunlara bağlı olan arkeoloji ve coğrafya bilgileri için Ankara'da bir fakülte açılacaktır. Bu fakülte, bu bilimleri öğretecek, üretecek ve olabildiğince kısa bir süre içerisinde bilim dünyasının gözü önüne bu hakikatleri sermeye çalışacaktır."
Fakültenin kuruluşunu öngören 2795 sayılı yasanın gerekçesinde ise "2" ayrı gereksinme vurgulanmıştı: "Başkentte, bir yönden Türk kültürünü bilgi yöntemi ile işleyecek bir inceleme ve araştırma kurumuna olan gereksinme, öte yandan orta öğretim kurumlarımıza ulusal dil ve tarihimizin bilimsel ve en yeni anlayışlarına göre haırlanmış öğretmen yetiştirmek..."
Böylece 9 Ocak 1936'da Atatürk'ün de katıldığı büyük bir törenle öğretime başlayan Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, bilimsel araştırmalar yapma ve yaymanın dışında Tarih Kurumu, ile Dil Kurumu'nun çalışmalarını da birlikte değerlendirip senteze varmaya da çalışacaktı.



kaynak