Arama


fadedliver - avatarı
fadedliver
Ziyaretçi
30 Ekim 2009       Mesaj #4
fadedliver - avatarı
Ziyaretçi
KAN GRUPLARI
Ad:  kan-gruplari.jpg
Gösterim: 31489
Boyut:  78.6 KB

Kanın yaşamın önemli bir öğesi ol­duğu eski çağlardan beri bilinmekteydi; bu “yaşamsal” maddeyi hayvandan in­sana ya da doğrudan insandan insana aktarma düşüncesi vardı. Bu düşünce gerçeğe dönüştüğünde kanın verildiği kişinin öldüğü görülüyordu. İnsan vü­cudu başka bir insanın kanını her za­man kabullenmez; kan uygun değilse alyuvarlar, kanda birbirinden ayrı, par­çacıklar halinde kalmak yerine birbirine yapışıp kümeleşir. Kümeleşme sonu­cunda vücutta düzeltilmesi çok zor olan hasarlar ortaya çıkar. Kümeleşen alyu­varların oluşturduğu kütleler yaşamsal organların küçük damarlarını tıkayarak bu organın işlevlerini yitirmesine yol açar. Buna ek olarak, kümeleştikten sonra parçalanan alyuvarlardan açığa çıkan hemoglobin, böbrekler yoluyla vücuttan atılırken asit yapısındaki idrar­da çözünemeyeceğinden, böbreğin ortaya çıkar.
Kan gruplarını inceleme­den önce bazı kavramlarla tanışılması gerekir. Ancak bundan sonra kan grupları ve kan nakliyle ilgili bilgiler kolaylıkla izlenebilir. Bunlar “antijen” “antikor” “genotip” “fenotip” ve”aglütinasyon” kavramlarıdır.

Kan Uyuşmazlığı Nedir ve Tehlikeleri Nelerdir?


Kan uyuşmazlığı, anne ve babanın kan gruplarından yola çıkarak oluşacak olan bebek kan grubunun anne kanıyla uyumsuzluk göstermesi olasılığına verilen addır. Eğer bebeğin kan grubu elemanları anne kanı tarafından yabancı nesne olarak işlem görürse annenin kanındaki savunma mekanizmaları bebeğin kan grubu elemanlarına saldırıda bulunur. Bunun sonucunda bebeğin kanındaki hücreler parçalanmaya başlar ve çeşitli problemler ortaya çıkabilir. Kan uyuşmazlığı çok çeşitli olabilmesine karşın en sık rastlanılan babanın Rh faktörünün pozitif olması ve annenin Rh faktörünün negatif olmasıdır. Bu durumda çiftler arasında bir uyuşmazlık vardır. Kan uyuşmazlığı olması mutlaka bebeğin hastalanacağı anlamına gelmez. Bebeğin kan uyuşmazlığından etkilenip etkilenmeyeceği öncelikle bebeğin kan grubunu daha sonra da annenin bebeğin bu "yabancı" olarak algıladığı kan hücrelerine saldırıp saldırmamasına bağlıdır. İlk gebeliklerde kan uyuşmazlığı nadiren problem yaratır. Sonraki gebeliklerde de gerekli önlemler alındığında kan uyuşmazlığının problem yaratması beklenmez.

Kan uyuşmazlığı durumunda ne olabilir?
Op. Dr. Burçak Erzik: Anne Rh (-), bebek Rh (+) ise fetustan anneye geçebilecek çok az miktarlarda kan bile (0.1 ml ) annenin kanına karışırsa annenin bağışıklık sistemi Rh proteinlerine karşı antikor denilen koruyucu maddeler oluşturur. Bu şekilde kendi kan dolaşımındaki Rh proteinlerini temizler. Ancak bu antikorlar bebek eşi olan plasenta ve kordon aracılığı ile Rh (+) fetusun kan dolaşımına girdiğinde kırmızı kan hücrelerini yok etme özelliğine sahiptir. Bu şekilde anne ve fetusta Rh duyarlılığı gelişmiş olur. Geçen antikor miktarı ile doğru orantılı olarak, bebeğin anne karnında, kansızlığa bağlı kalp yetmezliğine ve buna bağlı ölümüne kadar giden bir hastalık tablosu görülebilir.

Ne yapmak gerekir?
Op. Dr. Burçak Erzik: Annenin bağışıklık sistemi bir kez uyarıldıktan sonra geri dönülmez bir şekilde bu yabancı kırmızı kan hücrelerine karşı antikor ürettiğinden bu uyarının hiç oluşmaması en önemli korunma prensibidir. Bu uyarılma işlemi ilk doğumda %1 oranında mümkündür. Ancak her uyarı doğumla olmak zorunda değildir.Yanlış kan nakli, kan ile bulaşmış cerrahi aletler ile girişim veya enjeksiyonlara bağlı olarak da kan uyuşmazlığı gelişebilir.
Bu yüzden Rh (-) olan her anne, gebeliğin hemen başında anti-Rh antikorlar açısından indirekt coombs adındaki basit bir testle araştırılır.
Bu tür bir problemle karşılaşmamanın temel kuralı korunmadır.
  • Çiftin öncelikle gebelik öncesinde kan grupları tespit edilmelidir.
  • Eğer Rh uyuşmazlığı varsa indirekt coombs testi 4 hafta aralıklarla tekrarlanmalıdır.
  • İlk gebelikte 28.haftada erken korunma iğnesi (300 mikrogram Rh hiper immün globulin)yapılabilir.
  • Doğumdan sonra bebeğin kan grubu Rh pozitif ise; sonraki bebekleri korumak için antikor üretimini engelleyecek Rh hiperimmunglobin enjeksiyonu doğumu takip eden 72 saat içinde yaptırılır. Hiperimmune globulin enjeksiyonuna rağmen hastaların % 0,4’ünde duyarlılık gelişebilir.
  • Eğer anne adayı duyarlı hale gelmişse bebek risk altındadır.Duyarlılığı ortadan kaldırmak mümkün değildir. Gebelik ilerledikçe kandaki antikor düzeyleri düzenli olarak kontrol edilir. Eğer yüksek düzeylere çıkarsa, özel testlerle bebeğin sağlığı mutlaka bir perinatoloji kliniğinde takip edilmeli ve uygun tedavi yapılmalıdır. Rh duyarlılığı gerçekleştikten sonraki gebelikler de genellikle etkilenen gebelikten daha erken başlayan ve daha ağır seyreden bir tablo oluşur.
  • Düşük sözkonusu ise gebelik 3 aydan büyükse immunglobulin uygulaması tam doz yapılmalıdır. İlk 3 ay içinde ise düşük doz, 50 mikrogram hiperimmünglobulin (koruyucu iğne) yapılması uygun olur.
  • Tıbbi nedenlerle veya isteğe bağlı kürtaj sözkonusu ise Rh hiperimmunglobulin müdahaleden önce uygulanmalıdır.
İKİNCİ GEBELİKTE KAN UYUŞMAZLIĞI
İkinci hamilelikte kan uyuşmazlığı iğnesi yaptırmama gerek var mı? Daha önce birinci gebeliğimde doğumdan sonra iğne yapılmıştı, dr sonbraki gebelikte bebeği korumak için bunu yapıyoruz demişti.
Peki şimdi ikinci gebelikte tekrar yaptırmama gerek var mı?
Anne Rh (-) ise her gebelikte anti-D immunglobulin (kan uyuşmazlığı iğnesi) 28. haftada yapılır. Doğumdan sonra da bebek kan grubuna bakılır ve bebek kan grubu rh (+) pozitif ise tekrar iğne yapılır. Ancak bebek kan grubu rh negatif çıkarsa doğumdan sonraki iğne yapılmaz. İkinci gebelikte kan uyuşmazlığı iğnesi yapılmazsa olabilecek bir etkileşim bu sefer üçüncü veya dördüncü gebelikteki bebekleri tehlikeye atar.
Her gebelikte düzenli şekilde kan uyuşmazlığı iğnesi yapılırsa kan uyuşmazlığına bağşlı bir problem hiçbir bebekte yaşanmaz.

KAN UYUŞMAZLIĞI İĞNESİ (ANTİ-D İMMUNGLOBULİN)

Anti D (Anti- Rh) immunglobulin yani halk arasındaki adıyla kan uyuşmazlığı iğnesi anne ve bebek arasındaki kan uyuşmazlığına bağlı etkileşimi önlemek için uygulanan immunglobin ilaçtır. Genellikle kas içerisine (kalçadan) uygulanan formları bulunduğu için kan uyuşmazlığı iğnesi denir. İntravenöz (damardan) uygulanan formları da mevcuttur. İlk olarak 1968 yılında üretilmiştir ve daha sonraki yıllarda yaygın olarak kullanılması ile anne-bebek rh uygunsuzluğuna bağlı hastalık gelişen bebekler son derece azalmıştır.

Annenin kan grubu rh negatif (-) babanın kan grubu rh pozitif (+) olduğu durumlarda anne ve bebek arasında kan uyuşmazlığından dolayı etkileşim olma ihtimali vardır. Bu anne ve babadan meydana gelen bebeğin kan grubu rh (-) olursa kan uyuşmazlığından dolayı etkileşim olmaz, bebek kan grubu rh (+) olursa etkileşim meydana gelebilir. Hamilelik sırasında bebeğin kan grubu bilinmediği için rh (+) olma ihtimaline karşı 28. hafta civarında proflaktik (önleme) amaçlı anti-d iğnesi yapılır. İlaç uygulanmadan önce indrekt coombs testi (IDC) ile anne ve bebek arasında etkileşim var mı diye araştırılır. IDC testinde etkileşim izlenirse anti-d iğnesi uygulanmaz, etkileşim yoksa anti-d uygulanır. (Bazı merkezlerde ilk gebeliklerde 28. haftada anti-d uygulanmaz sadece doğumdan sonra gerekirse uygulanır.) Doğumdan sonra artık bebeğin kan grubunu öğrenme imkanı vardır, bebeğin kan grubuna bakılır eğer bebek kan grubu rh (+) ise anneye doğumdan sonra 72 saat içerisinde anti-d immunglobulin iğnesi yapılır. Bebek kan grubu rh (-) ise iğnenin yapılmasına gerek yoktur çünkü rh uygunsuzluğuna bağlı etkileşim sadece anne rh (-) bebek rh (+) ise gerçekleşebilir. Bebek rh (+) olduğunda anti-d immunglobulinin en iyi şekilde etki gösterebilmesi için doğumdan sonra 72 saat içerisinde yapılması gerekir ancak temin edilemeyen veya gecikme yaşanan durumlarda doğumdan sonra 2-4 haftaya kadar da yapılabileceği bildirilmektedir.

Kan uyuşmazlığı iğnesi ne zaman hangi haftalarda yapılır?
Anti-D immunglobulin gebeliğin 28. haftasında ve doğumdan sonra 72 saat içerisinde (bebek rh pozitif ise) olmak üzere iki kere anneye uygulanır. Bebeğe hiçbir zaman anti-d immunglobulin uygulanmaz. Bunun dışında amniosentez, kordosentez, anne karnına travma, plasenta previa veya dekolmana bağlı kanama gibi durumlarda anti-d immunglobulin uygulanır. Anti-d immunglobulin yapılmadığı taktirde rh (+) bebekten anneye geçecek eritrositlere (kırmızı kan hücreleri) karşı anne antikorlar oluşturacaktır.

Anti-D immunglobulinin etki mekanizması nedir?
Anti-D immunglobulin bebekten anneye geçebilecek rh (+) kan hücrelerinin üzerine bağlanarak annenin hücrelerinin bunları görmesini ve bunlara karşı antikor oluşturmasını engeller.

kaynak: Jinekoloji ve Gebelik .Com
Son düzenleyen Safi; 12 Mayıs 2016 20:16