Arama

Kutsal Emanetler - Tek Mesaj #2

NihLe - avatarı
NihLe
Ziyaretçi
30 Eylül 2005       Mesaj #2
NihLe - avatarı
Ziyaretçi
Ad:  Hacerü’l-Esved.jpg
Gösterim: 4609
Boyut:  77.0 KB

Hacerü’l-Esved


Kâbe’nin doğu köşesinde, Müslümanlarca kutsal sayılan kara taş.

Yerden 1,5 metre yükseklikte, 30 cm çapında bir yumurta biçimindedir; üzerinde kırmızı ve sarı damarlar vardır. İslam öncesinde putperest Arapların da tapındığı taşın dış yüzü hacıların el sürmesi nedeniyle aşınmış, parlak bir görünüm almıştır.
Bir göktaşı parçası ya da volkanik bir kaya olduğu sanılan Hacerü’l-Esved yaygın İslam inanışına göre Cennet’ten kovulduğunda Hz. Âdem’e verilmiştir. Hz. İbrahim’in Hacerü’l-Esved’i Mekke yakınlarındaki Ebu Kubays Dağından getirip tavafın başlama noktasını gösteren işaret olarak buraya yerleştirdiğine inanılır.

Hz. Muhammed’in bu taşı öptüğü, elini sürdüğü ve uzaktan sağ elini kaldırarak selamladığı söylenir. Bu nedenle hacıların Hacerü’l-Esved’i öpmeleri, buna olanak yoksa ellerini sürmeleri, en azından uzaktan selamlamaları sünnettir.

İslam geleneğinin aktardığına göre Hz. Muhammed Hacerü’l-Esved’in Tann’mn yeryüzündeki sağ eli olduğunu, onu öpen ya da elini sürenin Tanrı’nm elini öpmüş, tokalaşmış gibi olacağını, bu taşın kıyamet günü kendisine gerektiği gibi el sürenler lehinde tanıklık edeceğini söylemiştir. Öte yandan Hz. Ömer’in Hacerü’l-Esved’e seslenerek, “Senin bir taş olduğunu, ne bir yarar, ne de zarar verebileceğini biliyorum. Tanrı elçisinin yüz sürdüğünü görmeseydim sana yüzümü sürmezdim” dediği, bunun üzerine Hz. Ali’nin onu, “Hem yararı, hem zararı vardır. Sözlerinde duran müminlerin lehlerinde, kâfirlerin de aleyhlerinde tanıklık edecektir” biçiminde uyardığı anlatılır.

Hacerü’l-Esved, ilk kez Emevi hanedanından Yezid bin Muaviye dönemindeki Mekke Kuşatması (683) sırasında olmak üzere çeşitli olaylarda kırılıp parçalandı. İlk kırılışında üç parçaya ayrılan taşı Abdullah bin Zübeyr birleştirerek gümüş bir çerçeve içine aldırdı. Karmatiler taşı 930’da Kâbe’ den alıp Ahsa’ya götürdüler, karşılığında fidye almak amacıyla yaklaşık 20 yıl burada tuttular. Sonraki olaylarda toplam 12 parçaya bölünen taşın gümüş çerçevesini son kez Osmanlı padişahı Abdülmecid (hd 1839-61) yeniletti. Çeşitli zamanlarda kopan küçük parçacıklardan bir bölümü İstanbul’a getirilerek bazı cami ve türbelere konmuştur.

Bunlardan üçünün İstanbul’da Kadırga’daki Sokollu Mehmed Paşa Camisi’nde, birinin de I. Süleyman’ın (Kanuni) türbesinde bulunduğu bilinmektedir.

kaynak: Ana Britannica
Son düzenleyen Safi; 5 Temmuz 2016 22:47