Arama


sessiz peri - avatarı
sessiz peri
Ziyaretçi
10 Kasım 2009       Mesaj #2
sessiz peri - avatarı
Ziyaretçi
SAVAŞIN DERİN FELSEFESİ




Savaşların her zaman asıl sebepleri ve bir de sudan sebepleri vardır...Truva Savaşı’nın asıl nedeni Kral Agamemnon’un Yunanistan’ı genişletmek sevdasıdır...Ancak Truva’lı Paris’in, Yunan prensesi Helen’i kaçırması sudan bir sebebin doğmasına yol açmıştır...Zaten Truva Savaşı da bir deniz Savaşı’nı andırır ama karada tahta bir atla sonlanır....Kurnazlık sayesinde savaş kazanılmıştır...Kahramanlık anılmıştır ama kurnaz bir komutanın hilesidir savaşa noktayı koyan...



Zamanımızdaki savaşlara gelince...Geçmişteki savaşlarla kıyaslanmayacak düzeyde hızlı ve acımasız...Eskiden bir yere savaş açılacağı zaman, mesafeler kolay alınmadığından savaş açılan halk, tedbirini alır, erzakını, silahını, hendeğini, daha doğrusu tüm savunma gereçlerini hazırlayabilidi...Şimdiki savaşlarda, çok çabuk hareket edilebiliyor ve ihtarın ardından son sürat başlıyor savaş...Sivil halk neye uğradığını şaşırıyor...Kaçmaya bile fırsat bulamadan bir ülke halkı yok edilebiliyor...Artık savaşlarda kahramanlıklara rastlanamıyor...

Savaşlar nefis için yapılıyorsa katliam yapan psikolojisi bozuk sapıklardan oluşan ordular gönderilir mazlumların üstüne...Bir parça ganimet için can verilir ve canlar alınır...Geçtikleri yerleri talan eder ordular...



Bir tek Osmanlı’da vardır savaş terbiyesi...Nefis terbiyesi ile donatılmış padişah ordularından da beklenen davranış budur...Savaş, Allah düşmanlarına ve mazlumları ezen zalimlere karşı yapılır...O zaman haklılığı vardır...Sadece bir amacı vardır: Küfrün başını ezmek...Sudan sebebi yoktur zaten...



İnsan Dünya üzerinde yaşadığı her gününde bir savaş yaşamaktadır...Küçükten büyüğe benlik kavgası çeşit çeşit savaşla içiçe yaşamamıza neden olur...Gerçek kavgayı yaratan “Ben” kavramıdır...Bütün savaşlar da bu benlik duygusundan çıkmamış mıdır?...Ayrımcılık, kendini veya toplumunu diğerlerinden üstün görme , sahip olduğu meziyetleri bir bir sıralarken bunların Allah’tan geldiğini unutma yine bu “ben” kavramından ileri gelir...Nefis...İnsanın toprağında mevcut olan nefis yüzünden Şeytan da asli görevini kolayca yapabiliyor...



Daha annesinden yeni doğmuş bebek bile kendi istediklerini ağlama yoluyla çevresine kabul ettirmeye çalışmaz mı?....Beni besleyin, beni sallayın, benimle ilgilenin vs. der ağlayarak...Çocuklarda terbiye edilmediğinde nefsin ne kadar şımarık ve itaatsiz olduğunu en yüksek dereceden görebilirsiniz...Kadın ve erkek de “ben”savaşını yaparlar ve birbirlerine pek dirlik vermezler...Biri diğerine itaat etmez...Bazen açıkça, bazen kurnazca bir şekilde yürütürler beraberliklerini...

Kısaca ve özetle sebep BEN ve çıkarlardır.