Arama

Şiir Nedir? - Tek Mesaj #8

TUZCUAY - avatarı
TUZCUAY
Ziyaretçi
13 Kasım 2009       Mesaj #8
TUZCUAY - avatarı
Ziyaretçi

ŞİİR BİLGİSİ


Şiir:1
Duygu, hayal ve düşüncelerin bir düzene bağlı olarak, çekici bir dil ve ahenkli mısralar içinde aktarılmasıdır.
Şiir:2
Duygu, düşünce ve hayallerimizin uyumlu, ölçülü, ve sanatlı bir şekilde anlatılmasına şiir denir.

Şair:
Şiir yazan kişiye şair denir.

Dize (Mısra):
Şiirde her bir satıra dize (mısra) denir.

Dörtlük (Kıta):
Dört dizelik kümelere kıta (dörtlük) denir. İki dizeden oluşan kümelere de beyit denir.

Nakarat:
Bir şiirde her kıtadan sonra tekrarlanan dize ya da bölümlere nakarat denir?

Şiir Bilgisi
Ad:  can-yucel.jpg
Gösterim: 1211
Boyut:  116.4 KB

Şiir
Şair
Dize
Dörtlük
Marş
Nakarat

Ölçü
Hece ölçüsü
Aruz ölçüsü
Serbest şiir

Redif
Kafiye

Kafiye türleri
Yarım kafiye
Tam kafiye
Zengin kafiye
Cinaslı kafiye

Kafiye şeması
Düz kafiye
Çapraz kafiye
Sarma kafiye

Şiir türleri
Lirik şiir
Epik şiir
Didaktik şiir
Pastoral
Satirik şiir

Söz sanatları
Kişileştirme
Benzetme
Abartma

ÖLÇÜ (VEZİN):

Şiirde dizelerin hece sayısına veya hecelerin ses değerine göre bir uyum içinde olmasıdır.

Hece Ölçüsü:
Şiirde dizeleri oluşturan sözcüklerin hece sayılarının eşitliğine dayanan ölçüdür. Hece ölçüsüyle yazılmış dizeler okunurken belli yerlerde durulur.Durulan bu yerlere "durak" denir. Durak sözcüğün sonunda yer alır.

Örnek:
Bir düşünsen, yarıyı geçti ömrüm 11’li hece ölçüsü
Gençlik böyledir işte, gelir gider; 11
Ve kırılır sonra kolun kanadın; 11
Koşarsın pencereden pencereye 11

Örnek:
Giderim-/yolum yaya 3+4=7’li hece ölçüsü
Cemâlin-/benzer aya
Eridim-/hayal oldum
Günleri-/saya saya

Aruz Ölçüsü:
Dizelerdeki hecelerin uzunluk ve kısalığına göre, açık ya da kapalı oluşuna göre düzenlenmesidir.Kısa heceler nokta(.) uzun heceler çizgi (-) ile gösterilir.
İmale: Aruz kalıbına uydurmak için kısa hecenin uzun sayılmasıdır.
Zihaf: Uzun heceleri kısa okumaktır.

Serbest Ölçü:
Bu ölçüde hecelerin sayısı ya da uzunluğu kısalığı dikkate alınmaz.

Örnek:
Tabutunuz
Pırıl pırıl çivileri ve talaş kokuyor
Demek taze ölülerdensiniz hemşehrim

Kan akıtılmadan
Kesildi damarlarınızın sıcaklığı
Söyleyin kim yokladı
Bir ateş salmaya içinizi

Şimdi doya doya seyredin gövdenizi
Kalabalıklardan eli mızraklılardan
Otomobillerden nüfus patlamasından
Ve o koca denizlerin kirlenip ağrımasından

REDİF

Mısra sonlarında yazılışları, okunuşları, anlamları ve görevleri aynı olan eklerin, kelime ve kelime gruplarının tekrar edilmesine "redif" denir.

Örnek-1
Bizim elde bahar olur, yaz olur.
Göller dolu ördek olur, kaz olur.
Sevgi arasında yüz bin naz olur.
Suçumu bağışla, ben sana kurban.
(Ercişli Emrah)

Örnek-2
Bu ıslıkla uzayan, dönen, kıvrılan yollar,
Uykuya varmış gibi görünen yılan yollar
Başını kaldırarak boşluğu dinliyordu.
Gökler bulutlanıyor, rüzgar serinliyordu.
(F. Nafiz Çamlıbel)

KAFİYE (UYAK)
Mısra sonlarındaki yazılışları ve okunuşları aynı, anlamları ve görevleri farklı kelimelerin, eklerin benzerliğine kafiye denir.

Örnek:
Yanıp tutuşmadan aylarca yummadım gözümü,
Nücuma sor ki, bu kirpikler uyku görmüş mü?
(M. Akif ERSOY)

KAFİYE ÇEŞİTLERİ
1)Yarım Kafiye:
Tek ses benzerliğine dayanan kafiyedir.

Örnek-1
Ben çektiğim kimler çeker
Gözlerim kanlı yaş döker
Bulanık bulanık akar
Dağlarım seliyim şimdi (Kul Mustafa)

Örnek-2
İstedim kendimi bu göle at
Elimi uzatıp yavruyu tut

Örnek-3
Üstümüzden gelen boran kış gibi
Şahin pençesinde yavru kuş gibi
Seher sabahında rüya düş gibi
Çağıta bağırta aldı dert beni

2)Tam Kafiye:
İki ses benzerliğine dayanan kafiye türüdür.

Örnek-1
Yollarda kalan gözlerimin nurunu yordum,
Kimdir o, nasıldır diye rüzgarlara sordum,
Hulyamı tutan bir büyü var onda diyordum
(Y. Kemal Beyatlı)

Örnek-2
Sen miydin o afet ki dedim, bezm-i ezelde
Bir kanlı gül ağzında ve mey kasesi elde,
Bir sofrada içtik, ikimiz aynı emelde,
Karşımda uyanmış gibi bir baktı sarardı.
(Y. Kemal Beyatlı)

Örnek-3
On atlıya karar verdim yaşını
Yenice sevdaya salmış başını
El yanında yakar gider kaşını
Tenhalarda gülüşünü sevdiğim.

3)Zengin Kafiye:
Üç ya da daha çok ses benzerliğine dayanan kafiye türüdür.

Örnek-1
Ertesi gün başladı gün doğmadan yolculuk,
Soğuk bir mart sabahı.. Buz tutuyor her soluk
(F. Nafiz Çamlıbel)

Örnek-2
Baygın bir ihtizaz ile bi-huş akar dere,
Sahillerinde çocuklar uzanmış çemenlere…
(Orhan Seyfi Orhon)

Örnek-3
Miskin Yunus biçareyim
Baştan ayağa yareyim
Dost ilinden avareyim
Gel gör beni aşk neyledi

4)Cinaslı Kafiye:
Anlamları ayrı, fakat yazılış ve okunuşları aynı olan kelime ve kelime gruplarının mısra sonunda tekrarı ile oluşan kafiyedir.

Örnek-1
Niçin kondun a bülbül
Kapımdaki asmaya
Ben yarimden vazgeçmem
Götürseler asmaya

Örnek-2
Bilmem ki yaz mı gelmiş
Niçin açmış gül erken
Aklımı kayıp ettim
Nazlı yarim gülerken

KAFİYE ŞEMASI
Ad:  özdemir asaf.jpg
Gösterim: 1490
Boyut:  50.7 KB

Mısraların son seslerine bakılarak bir dörtlüğün kafiye düzeni çıkarılır. Kafiye düzenlerinin, mısralarının son seslerindeki düzene göre çeşitleri vardır.

1.Düz Kafiye Şeması:

a----------
a----------
a----------
b----------

b---------
b---------
b---------
c---------

c---------
c---------

a---------
a---------
b---------
b--------- olmalı.

İftardan önce gittim Atik-Valde semtine-------a
Kaç defa geçtiğim bu sokaklar, bugün yine,----a
Sessizdiler, Fakat Ramazan maneviyyeti-------b
Bir tatlı intizara çevirmiş sükuneti-------------b

2.Çapraz Kafiye Şeması:
a-------
b-------
a-------
b-------

c-------
d-------
c-------
d------- olmalı.

Hayran olarak bakarsınız da----------a
Hülyanızı fetheder bu hali-------------b
Beş yüz sene sonra karşınızda--------a
İstanbul fethinin hayali--------------- b

3.Sarma Kafiye Şeması:
a---------
b---------
b---------
a---------

c---------
d---------
c---------
d-------- olmalı.

İhtiyar, elini bağrına soktu,------a
Dedi ki: “İstanbul muhasarası---b
Başlarken aldığım gaza yarası---b
İçinden çektiğim bu oktu.-------a

4- Mani Tipi Kafiye Şeması
a-------
a-------
b-------
a-------

Tren gelir öterek----------a
Kömürünü dökerek-------a
Ben anamdan ayrıldım-----b
Gözüm yaşım dökerek-----a

ŞİİR TÜRLERİ
Lirik Şiir
Aşk, ayrılık, hasret, özlem konularını işleyen duygusal şiirlerdir. Okurun duygularına, kalbine seslenir. Eskiden Yunanlılarda “lir” denen sazlarla söylendiğinden bu adı almıştır.

Örnek-1
Ne zaman seni düşünsem
Bir ceylan su içmeye iner
Çayırları büyürken görürüm
Her akşam seninle
Yeşil bir zeytin tanesi
Bir parça mavi deniz
Alır beni
Seni düşündükçe
Gül dikiyorum elimin değdiği yere
Atlara su veriyorum
Daha bir seviyorum dağları
( İlhan BERK)

Örnek-2
Kara dutum, çatal karam ,çingenem
Nar tanem , nur tanem , bir tanem,
Ağaç isem dalımsın salkım saçak
Petek isem balımsın oğulum
Günahımsın vebalimsin .
Dili mercan , dizi mercan, dişi mercan
Yoluna bir can koyduğum,
Gökte ararken yerde bulduğum
Karadutum ,çatal karam çingenem
Daha nem olacaktın bir tanem? (B.RAHMİ EYÜBOĞLU)

Epik Şiir
Destansı özellikler gösteren şiirlerdir. Kahramanlık, savaş, yiğitlik konuları işlenir. Okuyanda coşku, yiğitlik duygusu, savaşma arzusu uyandırır. Daha çok, uzun olarak söylenir. Tarihimizde birçok şanlı zaferler yaşadığımızdan, epik şiir yönüyle bir hayli zengin bir edebiyatımız vardır.

Örnek-1
Durduk , süngü takmış kafir ayakta
Bizde süngü yok
Bir hayret kızıllığı akardı üstümüzden
Dehşetten daha çok
Durduk , süngüsü düşmanın pırıl pırıl ,
Önümüze çıktı bir gündüz,bir gece
Korku değil haşa
Bir büyük düşünce . ( F.Hüsnü DAĞLARCA)

Örnek-2
Kalktı göç eyledi Avşar elleri,
Ağır ağır giden eller bizimdir.
Arap atlar yakın eder ırağı,
Yüce dağdan aşan yollar bizimdir.
Belimizde kılıcımız Kirmani,
Taşı deler mızrağımın temreni.
Hakkımızda devlet etmiş fermanı,
Ferman padişahın,dağlar bizimdir.
Dadaloğlu'm birgün kavga kurulur,
Öter tüfek davlumbazlar vurulur.
Nice koçyiğitler yere serilir,
Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir. (DADALOĞLU)

Didaktik Şiir
Belli bir düşünceyi aşılamak ya da belli bir konuda öğüt, bilgi vermek, ahlaki bir ders çıkarmak amacıyla öğretici nitelikte yazılan, duygu yönü zayıf şiir türüdür. Manzum hikâyeler ve fabllar da bu gruba girer.

Örnek-1
KARGA İLE TİLKİ
Bir dala konmuştu karga cenapları;
Ağzında bir parça peynir vardı.
Sayın tilki kokuyu almış olmalı;
Ona nağme yapmaya başladı:
"Ooooo! Karga cenapları, merhaba!
"Ne kadar güzelsiniz; ne kadar şirinsiniz
"Gözüm kör olsun yalanım varsa
"Tüyleriniz gibiyse sesiniz
"Sultanı sayılırsınız bütün bu ormanın."
Keyfinden aklı başından gitti bay karganın;
Göstermek için güzel sesini
Açınca ağzını düşürdü nevâlesini.
Tilki kapıp onu dedi ki: "Efendiciğim,
Size küçük bir ders vereceğim;
Alıklar olmasa iş kalmaz açık gözlere;
Böyle bir ders de değer sanırım bir peynire"
Karga şaşkın, mahcup biraz da geç ama,
Yemin etti gayrı faka basmayacağına. (Çev: Orhan Veli)

Örnek-2
Şunlar ki çoktur malları
Gör nice oldu halleri
Sonucu bir gömlek imiş
Anında yoktur yenleri ( Yunus EMRE )

Pastoral Şiir
Doğa şiirlerini, çobanların doğadaki yaşayışlarını anlatan şiirlerdir. Doğaya karşı bir sevgi, bir imrenme söz konusudur.

Örnek-1
Avludan geçtiğini gördü gelinin
Suya gidiyordu öğle güneşinde
Ardında bebesi yalınayak
Geride Karabaş
Tozlu yoldan
Söğütlerin oradaki çeşmeye
Yalağında bulutlar yıkanan çeşmeye
(Oktay RIFAT)

Örnek-2
Gümüş bir dumanla kapandı her yer
Yer ve gök bu akşam yayla dumanı
Sürüler , çeşmeler , sarı çiçekler
Beyaz kar, yeşil çam, yayla dumanı ( Ömer Bedrettin UŞAKLI)

Satirik Şiir
Eleştirici bir anlatımı olan şiirlerdir. Bir kişi, olay, durum, iğneleyici sözlerle, alaylı ifadelerle eleştirilir. Bu tür şiirlere Divan edebiyatında hiciv, Halk edebiyatında taşlama, yeni edebiyatımızda ise yergi verilir.

Örnek- 1
Elin kapısında karavaş olan
Burnu sümüklü, gözü yaş olan
Bayramdan bayrama traş olan
Berbere gelir de dükkan beğenmez.

Örnek-2
Benim bu gidişe aklım ermiyor
Fukara halini kimse sormuyor
Padişah sikkesi selam vermiyor
Kefensiz kalacak ölümüz bizim

SÖZ SANATLARI
Teşbih (Benzetme) :
Anlatımı güçlendirmek amacıyla,aralarında ortak nitelik bulunan iki varlık ya da kavramdan, ortak nitelik yönünden güçlü olandan zayıf olana benzetilmesidir.

Benzetmenin dört öğesi vardır :
1. Benzeyen ( B ) : Özellikçe zayıf olan
2. Kendisine Benzetilen ( KB ) : Özellikçe güçlü olan
3. Benzetme Yönü ( BY ) : Aktarılan özellik
4. Benzetme Edatı ( BE ) : gibi,kadar,sanki...
Bunlardan ilk ikisi benzetmenin asıl öğeleridir.
Benzetme yönü ve benzetme edatı yardımcı öğelerdir.Yardımcı öğeler kullanılmadan da benzetme gerçekleştirilebilir.

Örnekler
Cennet /gibi / güzel / vatan = KB /BE /BY /B
Bir benzetmede bu dört öğe her zaman bir arada bulunmayabilir.
Cennet vatan = KB B

Teyzem melek gibi iyiydi.
Babam aslan kadar güçlüydü.
Yılan gibi kıvrılan yollar.

Teşhis (Kişileştirme)
İnsana ait özelliklerin insan dışı varlıklara mal edilmesiyle gerçekleştirilen edebi sanattır.

Örnekler
Besbelli her saat artar kederi
Belki de yüreği yara dağların.

İnsana ait 'yüreği yaralı' ve 'kederli' olmak dağlara verilmiştir.

*Bir yağmur başlar ya inceden ince
Bak o zaman topraktaki sevince.
'sevinmek' özelliği toprağa verilmiştir.

*Renkler başkalaştı gün ortasında
Koyu bir karanlık öptü denizi.
'öpmek' özelliği karanlığa mal edilmiştir.

* "Bir bulut gezer yayla yayla Anadolu'yu
Bir baştan başa selâm götürür.
'selâm götürmek' özelliği buluta verilmiştir.

* Aynalar, bakmayın yüzüme dik dik
İşte yakalandık,kelepçelendik.
Şair,kendisine dik dik baktıklarını söyleyerek 'aynaları' kişileştirmiştir.

Mübalağa (Abartma) :
Bir özelliğin ya da durumun olduğundan daha çok gösterilmesidir.
Abartmanın oluşması için, söz konusu özelliğin, mantığın sınırlarını zorlayacak biçimde büyütülmesi gerekir. Böylece mecaz da oluşur.

Örnekler
Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker
Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer"

Bu dizelerde "atalarının gökten inerek, şehit olan askerlerin alnını öpmesi " istenmektedir. Şair bunun gerçekleşmesinin olanaksız ol duğunu bildiği halde sözün etkisini artırmak için abartmaya gitmiştir.

Bir gün doludizgin boşanan atlarımızla
Yerden yedi kat Arş'a kanatlandık o hızla
Akıncıların atları öyle hızlı koşmaktadır ki hızlarını alamazlar ve binicileriyle yerden yedi kat Arş'a yükselirler.Burada olmayacak bir durumun anlatımı vardır.
Son düzenleyen perlina; 23 Şubat 2017 12:35