Arama


asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
20 Kasım 2009       Mesaj #12
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
Nuh(AS) Kavimin Helak Oluş Sebepleri - Allah'a Ortak Koşmaları

Nuh (as) onuncu göbekten Hz. Adem’in torunudur. Hz. Adem’le Hz. Nuh arasında 164 sene olduğu rivayet edilir. Hz. Nuh’ın Hz. Adem’e kadar tüm dedeleri mümindir.
Hz. Nuh’un kavmi Vedd, Süva, Yağus ve Nes denilen putlara ve tağutlara tapıyordu. Allah, kendi katından bir rahmet olsun diye onlara Hz. Nuh’u peygamber olarak gönderdi. Hz. Nuh tam 950 yıl peygamberlik yaptı. Onları Allah’ın varlığına ve birliğine iman etmeye davet etti. Bu çağrıya kulak vermezlerse başlarına acıklı bir azabın geleceğini söyledi.
Hz. Nuh onlara “ Ey kavmim Allah’a ibadet ediniz. Sizin ondan başka bir ilahınız yoktur.” “ şüphesiz ki ben sizi Allah’ın azabından apaçık korkutanım. Allah’tan başkasına tapmayın. Ben sizin başınıza acıklı bir azabın gelip çatmasından korkuyorum.”
Onlar ise “dediler ki sakın ilahlarınızı bırakmayın. Hele Vedd’en, Seva’dan, Yeğus’tan Yeuk’tan ve Nasr’dan asla vazgeçmeyin.”
Ved, Seva, Yeğus, Yeuk ve Nesr putları hakkında tefsir ve tarihi kaynaklarda şöyle bir açıklama yapılır.
İdris (as)’dan sonra Hak dini kabul eden mümin ve salih kimseler Arap yarımadasının çeşitli yerlerinde İdris (as)’ın dinini yaymaya çalışmışlardır. Bu mubarek zatlar öldükten sonra şeytan ve hizmetkarları feyzlerinden istifade etme, onların nasihatlarının unutulmaması gibi vesveselerle bu zatların putlarını diktiler. Zamanla heykellerin dikiliş maksatları unutulunca insanlar bu heykellere tazim etmeye ve tapınmaya başladılar. Araplardaki putperestliğin temeli de buraya dayanmaktadır.
Yukarıdaki ayette Nuh kavminin mabutlarından bazılarının ismi sayılmaktadır. Onlardan sonra Araplar da onlara tapmaya başlamışlardır. İslâm zuhur ettiği zaman Arabistan'ın pek çok yerinde bu ilahlari için tapınakları vardı. Bu putlar hakkındaki bilgilerin, tufanda kurtulanlar vasıtasıyla gelmiş olması mümkündür. Nuh'un (a.s) çocukları yeniden, cahilce bu putları yaparak onlara tapınmaya başlamışlardır.
Vedd: Kudaa Kabilesinin bir kolu olan Beni Kalüb bin Vebure'nin ilahı idi. Onlar bu ilahları için Dumet-el-Cendel denilen yerde bir tapınak inşa etmişlerdi. Kadim Arap yazıtlarında bu isme Vedim Abum şeklinde yani, (vadd baba) şeklinde rastlanmaktadır. Kelbi'nin açıklamasına göre bu put iri yarı gövdeli bir erkek şeklinde idi. Kureyş Arapları da buna mabut olarak inanmaktaydılar. Yalnız onlarda bunun ismi Vud olarak biliniyordu. Ayrıca tarihte buna nisbetle, Abdivedd isimli bir şahıstan da bahsedilir.
Suva; Huzeyl Kabilesinin tanrıçasıydı, bir kadın şeklindeydi. Yanbu'ya yakın Ruhat denilen yer dolaylarında bunun tapınağı bulunmaktaydı.
Yeğus; Tay kabilesinin ve bu kabilenin bir şubesi olan Enum ve Mezhic'in bazı kollarının ilahı idi. Mezhiç'liler Yemen ve Hicaz arasındaki Cürş denilen bir yerde bu putu dikmişlerdi. Dişi bir aslan biçimindeydi. Kureyş'den bazılarının ismi ise Abd-Yeğus olarak anılmaktaydı.
Yeûk; Yemen'in Hemdan bölgesinde Hemdan kabilesinin bir kolu olan Heyvan'ın mabuduydu, at şeklindeydi.
Nesr; Himyer bölgesinde, Himyer kabilesinin bir kolu olan Al-i zul-Kulânın mabudu idi. Belühe makamındaki bu put bir akbaba şeklindeydi. Şebe'nin eski yazıtlarında da bunun ismine Nasur şeklinde yazılmış olarak rastlanmaktadır. Bunun tapınağına Beyt-i Nasur, onlara tapanlara da Ehl-i Nasur diyorlardı. Eski eserlerde ve arabın civarında bulunan diğer bölgelerdeki tapınakların kapılarının üzerinde bu akbaba resimleri vardı.
"Ne Vedd'i, ne Suvâ'ı ve ne Yeğus'u Yeuk'u ve Nesr'i." Bunlar, kendilerince en büyük tanıdıkları ve tapındıkları putlarının isimleridir. Bununla beraber kendi aralarında dereceleri birbirinden farklıdır. Bazılarında "lâ"nın tekrarlanması ve bazılarında söylenmemesi ile bu farklılığa işaret olunmuştur. Demek ki Vedd ve Suva'dan herbiri; Yeğus, Yeûk ve Nesr'in hepsine karşılık söylenmiş oluyor. Bazıları şöyle demiştir. Bu putlar Araplar'a geçmişti. Bundan dolayı, Araplar; Abd-i Vedd, Abd-i Yeğus... diye isimler takardı. Âlûsi şöyle der: Buhârî, İbnü Münzir ve İbnü Merduye İbnü Abbas'tan şöyle rivayet etmişlerdir: Nûh kavmindeki putlar sonradan Araplar'a geçmişti. Vedd, Düme-tü'l-Cendel'de Kelb oğullarının putu idi. Suvâ, Hüzeyl'in idi. Yeğûs, Murad'ın, sonra Seba'da Beni Gatîf'in idi. Ye'uk, Hamedân'ın idi. Nesir de Himyer'in, Ali zilkelâ'nın idi. Bu isimler esasen bazı iyi kişilerin isimleri iken vefatlarında onların adına ve oturdukları yerlere Şeytan'ın aşılama ve telkinleriyle dikmeler dikilmiş ve bunların adları verilmiş, sonra da onları tanıyanlar kalmayınca bilmeden bunlara tapılmıştır. İbnü Ebî Hâtim'in Urve b. Zübeyr'den rivayetine göre Vedd, en büyükleri ve en iyileri idi. Bunların hepsi Âdem oğullarından idi. Bir rivayete göre de Vedd, yüce Allah'tan başka ilâh edinilenlerin ilkidir.
Abd b. Humeyd'in Ebu Mutahher'den rivayet ettiğine göre Ebu Cafer Muhammed b. Bâkır Hazretleri şöyle demiştir:
Vedd, kavmi içinde sevilen müslüman bir kişiydi. Ölünce Bâbil yurdunda kabrinin etrafında ordu kurdular, yas tuttular. İblis onların bu feryadını görünce bir insan biçiminde onlara: "Sizin ağlayıp sızladığınızı ve üzüldüğünüzü görüyorum. Size onun bir şeklini, resmini yapsam, toplandığınız yere koysanız da onu ansanız." dedi." Peki" dediler. Bunun üzerine İblis Vedd'in bir şeklini yaptı. Onu toplantı yerlerine koydular. Babilliler onu anarlardı. İblis bunu görünce: "Nasıl, evlerinize de yapsam, herkes evinde de ansa olur mu?" dedi. Onu da yaptı, bu şekilde onu anar oldular. Sonra çocukları yetişti. Çocuklar büyüklerin ona yaptıklarını görüyordu. Nesil uzadıkça onu niye andıkları unutuldu. Tuttular, ona ilâh diye tapmaya başladılar. İşte yeryüzünde Allah ' tan başka ilk tapınılan Vedd oldu.
İbnü Münzir ve başkaları Ebu Osman Mehli'den rivayet etmişlerdir. Ebu Osman demiştir ki: Yeğus'u gördüm, kurşundan idi. Çıplak bir deveye yükletilir, beraberinde giderler, bir yere varıp kendi kendine çökene kadar onu hiç dehlemezlerdi. O çökünce de, "Haydin, konaklayacağınız yeri beğendi." derler ve etrafına konarlar ve oraya bir bina yaparlardı.
Keşşâf'ta zikredildiği üzere, bir de şöyle denilmiştir: Vedd, bir erkek şeklinde, Süva bir kadın şeklinde, Yeğus bir arslan şeklinde, Yeuk bir kısrak şeklinde, Nesir bir kartal şeklinde idi. Yine denilmiştir ki, yok olan Nûh kavminin putlarının aynen Araplar'a geçmiş olması uzak bir iştir, anlaşılır gibi değildir. Açık olan budur ki, ancak isimleri kalmış, Araplar da bir takım putlar edinerek onlara bu isimleri vermişler ve Abd-i Yeğus ve Abd-i Yeuk derken de bu putların kulu, yani Yeğus'un kulu, Yeuk'un kulu mânâlarını kastetmişlerdir. Ebu Osman'ın gördüğü de aynen Nûh zamanından kalma değil, ancak o isimle isimlendirilen başka bir put olması gerekir. Âlûsî, daha önce nakledildiği üzere, onların hepsinin de insan şeklinde olmalarının daha sahih olduğunu kaydetmiştir. Bu isimler esasen Arapça olmayıp başka bir dilden olduklarına göre, Vedd ve Yeğus isimlerinin Hintliler'in Veda, Vüyasa isimlerini andırdıkları da hatıra gelmiyor değildir.
Nuh (as)’ın kavmi Allah’a ve onun gönderdiği peygambere iman etmiyordu. Tam bir küfür deryası içindeydiler. Hz. Nuh kavminin helakını isterken onların kafir olduğunu açıkça dile getirerek Allah’a yalvarıyordu. “Ey Rabbim yeryüzünde kafirlerden hiç kimseyi bırakma”
Hz. Nuh’un kavminin inkarı İbrahim suresinde şöyle ifade edilir.
“Sizden öncekilerin Nuh, Ad, Semud kavimlerinin ve onlardan sonrakilerin haberleri size gelmedi mi? Onları Allah’tan başkası bilmez. Peygamberleri kendilerine mucizeler getirdi de onlar, ellerini peygamberlerinin ağızlarına bastılar, (hakkı söylemelerine engel olmak istediler) ve dediler ki: Biz, size gönderileni inkar ettik ve bizi, kendisine çağırdığınız şeyden şüphelendirici bir kuşku içindeyiz.”
Razi, Nuh kavmini inanç bakımdan farklı gruplara ayırarak şu açıklamayı yapar. “Nuh kavmi üç grup idi. Müminler, kafirler ve münafıklar. Müminler için kurtuluş kafirler ve münafıklar için boğulmak takdir edildi. Nuh’un oğlu da münafıklardandı. Nuh (as) onun mümin olabileceğini sanıyordu. Bu yüzden onun gemiye binmesini istemişti ama o reddetti. Nuh’un Hud suresi 45. ayetindeki “Bugün Allah’ın emrinden Rahim olan Allah’tan başka hiçbir koruyucu yoktur” ayeti de Nuh’un daha önce oğlunun kafir olduğunu bilmediğini gösterir.
Hasan Telli
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....