Arama

Milli ahlak nedir? - Tek Mesaj #5

_KleopatrA_ - avatarı
_KleopatrA_
Ziyaretçi
25 Kasım 2009       Mesaj #5
_KleopatrA_ - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

milli ahlakın önemi

MİLLÎ DUYGU ve MİLLÎ AHLAK
Ayşe Mutlu Portakal
3-C 447

Bir toplumun millî varlığını korumasında olduğu kadar, ilerleme ve yükselmesinde de ahlâk temellerine dayanması kadar tabiî birşey olamaz.. Millî birlik bakımından, milletin bütün fertlerinde millî ahlâkın yerleştirilmesi, aile, toplum ve okul eğitimiyle mümkün olabilir. Atatürk'e göre: "İnsanlardan, her konuda ilgi, çaba, canını esirgememe ve gerektiğinde seve seve kendi varlığını gözden çıkarmasını isteyen, millî ahlâktır. Mükemmel bir millette, millî ahlâkın gerekleri, o millet fertleri tarafından âdeta kendiliğinden ve vicdandan doğan bir duyguyla yapılır, en büyük millî duygu, millî heyecan budur. Millet analarının, millet babalarının, millet hocalarının ve millet büyüklerinin evde, okulda, orduda, fabrikada, her yerde ve her işte millet çocuklarına, milletin her ferdine bıkmaksızm ve devamlı verecekleri terbiyenin amacı, işte bu yüksek millî duyguyu sağlamlaştırmak olmalıdır."
Her toplumda ahlâk değerleri büyük saygı görür. Bu saygı, çoğu zaman kutsal bir niteliğe sahiptir. Millî ahlâk yönünden güçlü olan toplumların millî güçleri de etkin ve sağlamdır. Bu konuda Atatürk'ün düşünceleri şöyledir: "Ahlâkın millî, sosyal olduğunu söylemek, kamu vicdanının bir anlatımıdır demek, aynı zamanda, ahlâkın kutsal niteliğini de tanımaktır. Ahlâk kutsaldır, çünkü; aynı değerde eşi yoktur ve başka hiçbir tür değerle ölçülemez."
Bir milletin bilgili ve ilerlemiş olması yanında millî ahlâkının da yeri vardır. Millî ahlâk, bir milletin devlet kurması için en önemli unsurlar arasındadır. "Bir milletin namuslu bir varlık, saygıdeğer bir yer sahibi olması için, o milletin yalnız bilgi ve teknikle donatılmış olması yeterli değildir. Her ilmin, her şeyin üstünde bir niteliğe sahip olması gerekir ki o da milletin belli ve olumlu ahlâk sahibi olmasıdır. Böyle bir ahlâka sahip olmayan fertler ve böyle fertlerden oluşan milletler birer fesat ocağı olurlar." diyen Atatürk, konunun önemini vurgular.
Millî ahlâk, millî birliğin örülmesi sırasında konulacak tuğlalardan biri olduğundan, bu unsuru çökertecek düşmanca çalışmaları düşünmek gerekir. Ailede, okulda ve toplum içerisinde yerleştirilip geliştirilen millî ahlâk, yurdunu ve milletini sevmek ve bu kutsal değerler için gerektiğinde her türlü fedakârlığı gösterme şeklinde özetlenebilen bu vicdanî nitelik, düşman güçler tarafından çeşitli metod-larla baltalanabilir. Bu baltalamanın ne tür telkin ve çalışmalarla yürütülebileceği düşünülmeğe değerdir. Genellikle millî ahlâka yönelik çökeltici saldırılar, bir milletin fertlerinin düşüncelerini etkilemek suretiyle, toplumca millî ve vicdanî olarak kutsal sayılan değerleri onların gözünde küçültmek şeklinde olabilir.
Milletlerin sosyal yapısında maya olan millî ve sosyal nitelikli inanç, tutum ve geleneklerin oluşturduğu çeşitli değerler ve unsurlar vardır. Bunlar o milletin diğer milletlere göre gösterdiği özelliklerdir. Bunların çoğu manevî ve vicdana dayalı konulardır. Bu değerler o milletin özelliği olduğu kadar sosyo-psikolojik gücünü oluşturur. Bu değerleri azaltmak, dağıtmak ve çökertmek, düşmanın hedefleri arasındadır. Bu münasebetle, devletin ve milletin bunları koruyup devam ettirmesi gereklidir. Düşman için, felce uğratılması amaçlanan, bizim için de beslenmesi ve güçlenmesi gereken bu değerler günümüzde psikolojik saldırı veya psikolojik harbin konusu olmuştur.
Halkın sosyal yapısını oluşturan manevî hedefleri biraz daha açmak gerekirse, siyasî düzenin bozulması, ahlâkî düzenin çökertilmesi, gelenek ve görenek yoluyla oluşan davranışların bozulması ve dinî inançların sarsılması, toplum fertlerinde güvensizlik duygusunun yerleştirilmesi gibi konular psikolojik savaş anlayışında yerlerini almıştır.
Öyleyse, günümüzün çağdaş savaş şekli içerisinde, sorumlu resmî makamlarla birlikte millete de büyük görevler düşmektedir. Millî ahlâkın köreltilmesi, millî duygunun yozlaştı-rılması yolunda bozguncu çabalara milletçe gösterilecek tepki, bunların ortadan kaldırılmasına yardımcıdır. Atatürk'ün bu konudaki direktifleri şöyledir: "Bütün iyi niyetle, gösterilen direnme, azim ve sağlamlığa, gösterilen birlik ve beraberliğe rağmen yine en güzel, en isabetli en doğru düşünceleri ve ülküleri bozmaya çalışacak insanlara rastlanacaktır. Öylelerine karşı bütün millet fertleri çok şiddetle karşı koymalıdır. Öylelerine karşı ezici bir birlik kütlesi şeklinde ortaya çıkmamız en mecburi bir vicdan gereğidir