Arama


GusinapsE - avatarı
GusinapsE
Ziyaretçi
16 Temmuz 2006       Mesaj #28
GusinapsE - avatarı
Ziyaretçi
üniversite profesörü öğrencilerine
>su soruyu sorar;
>- 'Var olan her şeyi Tanrımı yarattı?'
>>Cesur bir öğrenci ayağa kalkar ve yanıtlar. - 'Evet her şeyi Tanrı
>>yarattı!'
>>
>>Profesör sorusunu yineler ve öğrenci yine 'evet efendim' diye
>>yanıtlar.
>>
>>Profesör devam eder; -'Eğer her şeyi yaratan Tanrı ise ve şeytan
>>var olduğuna göre şeytanı da Tanrı yaratmış olur ve
>>çalışmalarımızda uyguladığımız 'Kesinleştirme' prensibine göre de
>>Tanrı şeytandır.
>>
>>Öğrenci böyle bir önerme karşısında şaşırır ve yerine oturur.
>>Profesör ise öğrencilerine bir kez daha Tanrı'nın içindeki kaderin
>>bir efsane olduğunu kanıtlamaktan ötürü oldukça mutludur.
>>
>>Bu arada bir öğrenci ayağa kalkar ve; -Bir soru sorabilir miyim
>>profesör? der. Profesörde sorabileceğini söyler.
>>
>>Öğrenci ayağa kalkar ve 'Soğuk var mıdır? diye sorar.
>>
>>Profesör; Nasıl bir soru bu böyle, tabi ki vardır ' diye yanıtlar.
>>'Sen hiç soğuktan üşümedin mi?'
>>
>>Öğrenci ; -'Aslında, fizik yasalarına göre soğuk yoktur.
>>Yaşamda/realitede biz soğuğu sıcaklığın yokluğu olarak düşünürüz.
>>Herkes veya nesneler o enerji oradaysa veya bir şekilde enerji
>>iletiyorsa onu deneyimler. Örneğin, Absolute 0 (-460 derece F)
>>sıcaklığın kesin yokluğudur (hiç olmadığı seviyedir). Tüm
>>maddelerin bu seviyede reaksiyon verme özellikleri bozulur ve
>>değişir. Soğuk yoktur, o yalnızca sıcaklığın yokluğunda
>>duyumsadıklarımızı tarif etmek için yarattığımız bir kelimedir' der
>>ve devam eder,
>>
>>- Profesör, karanlık var mıdır?
>>
>>Profesör ; - 'Tabi ki vardır'.
>>
>>Öğrenci yanıtlar, - 'Korkarım gene yanılıyorsunuz efendim. Çünkü,
>>Karanlıkta yoktur. Yaşamda/realitede karanlık ışığın yokluğudur.
>>Biz ışık üzerinde çalışabiliriz ama karanlığı çalışamayız.
>>Gerçekte, biz Newton'un prizmasını kullanarak beyaz şığı kırar ve
>>renklerin çeşitli dalga uzunlukları üzerinde çalışabiliriz. Ama
>>karanlığı ölçemeyiz. Bir basit ışık işini karanlık bir mekanı
>>aydınlatarak karanlığı kırmış olur yani karanlığı geçersiz kılar.
>>Siz belli bir mekanın/uzayın ne kadar karanlık olduğundan nasıl
>>emin olursunuz? Işığın miktarını ölçersiniz! Bu doğrudur değil mi?
>>Karanlık insanlık tarafından, ışığın olmadığı yer/mekan için
>>kullanılan bir kelimedir.
>>
>>Son olarak öğrenci profesöre gene sorar; - 'Efendim şeytan var
>>mıdır?
>>
>>Bu kez profesör pek emin olamamakla birlikte yanıtlar; -'Tabi ki,
>>açıkladığım gibi, biz onu her gün ,her yerde onu görürüz.
>>Şeytan/kötülük bir kişinin başka bir kişiye her gün sergilediği
>>insaniyetsizliğinin bir örneğidir.O, dünyadaki işlenmiş tüm
>>suçlarda, şiddette yer alır. Bunların tümü şeytanın kendisinden
>>başka bir şey de değildir.' der.
>>
>>Öğrenci devam eder; - 'Şeytan yoktur efendim. Yani o kendi başına
>>yoktur. Şeytan basit olarak Tanrının yokluğudur.O aynen karanlık ve
>>soğuk ta olduğu gibi insanın tanrının yokluğunu tarif etmek üzere
>>yarattığı bir kelimeden ibarettir.Tanrı şeytanı yaratmadı.
>>Şeytan/kötülük insanın tanrısal sevgiyi yüreğinde duyumsamadığı
>>zaman deneyimlediklerinin bir sonucudur. O aynen sıcaklığın
>>olmadığı yere gelen soğuk ya da ışığın olmadığı yere gelen karanlık
>>gibidir.
>>
>>Profesör yerine oturur. Genç öğrencinin adı Albert eınsteın dır.
>