Arama

Türk Dilleri Ailesi - Tek Mesaj #3

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
2 Aralık 2009       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi

Türk dilleri


Altay dil öbeğine bağh, birbiriyle yakın akraba dillerin oluşturduğu öbek ya da aile. Türk dillerinin başhca özelliklerinden biri, Çuvaşça ve Yakutça dışında yapısal bakımdan büyük ölçüde tekömek ve benzer olmalarıdır (Çuvaşça bazı sınıflandırmalarda Türk dilleri arasında değil, Altay dillerinin ayrı bir alt öbeği olarak yer ahr).

Dolayısıyla bu diller tek bir dilin farklı lehçeleri olarak da tanımlanabilir. Türk dillerinin en eski kayıtlan olan İS 8. yüzyıldan kalma Orhun ve Yenisey yazıtlanndan günümüze değin bu diller, Hint-Avrupa dilleriyle karşılaştırıldığında oldukça az değişikliğe uğramıştır. Özellikle İlk-Türk (Proto-Türk) dillerinin Hun diliyle akraba olduğu savı dilbilimciler arasında tartışma konusudur. Bir başka tartışma konusu da Türk dillerinin Kore diliyle geniş anlamda bir köken birliğine dayanıp dayanmadığıdır. Finli Türkolog Gustaf John Ramstedt’in Kore dilindeki Türk kökenli öğelerin büyük ölçüde korunduğu, özellike yönetsel yapı ve inançlarla ilgili terimlerin Türk dilleriyle örtüştüğü yönündeki savı Zeki Velidî Togan gibi Türk araştırmacı- larca da desteklenmiştir.

Türk dilleri bilim adamlarınca değişik ölçütlere göre değişik biçimlerde sınıflandırılır. J. Kalproth’un kavim temeline dayah sınıflandırması (1823) Türkolojinin bazı temel saptamalannı içerir. Vasili Radlov coğrafi bölünme temelinde fonetik aynmlan ele alan bir sınıflandırma geliştirmiştir (1883). Kronolojik sınıflandırmayı temel alan Kaare Gronbech Türk dillerinin ana öbeklerini Eski Türkçe, Orta Türkçe ve Yeni Türkçe biçiminde belirler. Sergey Efimoviç Malov’un kronolojik sınıflandırması (1952) ise şöyledir:
1) En Eski Türk dilleri: Bulgar Türkçesi, Uygurca (San Uygurca), Çuvaşça, Yakutça;
2) Eski Türk dilleri: Oğuz Türkçesi (Örhun ve Yenisey yazıdan), Uygurca (Eski Uygur edebiyat dili), Tofa, Tuvin, Hakas ve Şor dilleri;
3) Yeni Türk dilleri: Azerice, Gagauzca, Türkmence, Uygurca (Doğu Türkistan’daki Müslümanlann Uygurcası), Özbekçe, Çağatayca, Çuhm Türkçesi, Kıpçakça, Salarca, Peçenek, Kuman, Kumandin dilleri ve Türkiye Türkçesi;
4) En Yeni Türk dilleri: Rilrırtpa Kazakça. Ovrot dili (Yukan Altay), Tatarca (Kazan, Kasimov, Mişer, Batı Sibirya), Karakalpakça, Kırgızca, Kumukça, Nogayca, Yeni Çuvaşça ve Yakutça.

Sese dayah ölçütleri .temel alan birçok Türkolog Türk dillerini y Türkçesi ve s Türkçesi biçiminde ikiye ayınr. Buna göre iki ses, sözcük başlannda birbirine karşılık düşer. Çuvaşça ve Yakutça s, eski ve yeni bütün öbür diller ise y öbeğine girer. Örneğin Göktürkçe, Uygurca, Çağatayca ve Türkiye Türkçesindeki yıl sözcüğü Yakutçada sil, Çuvaşçada sul biçimini alır. Öte yandan Türk dillerinde sözcük ortasında ve sonunda z ile r ve j ile / sesleri birbirine karşılık düşer. Y dillerinin tümü ile Yakutça z ve $ temellidir; yalnızca Çuvaşça r ve / temellidir. Lajos Ligeti gibi Macar Türkologları bu aynma dayanan sınıflandırmalarında l-r temelli Batı Türkçesini Lir Türkçesi, ş-z temelli Doğu Türkçesini ise Şaz Türkçesi olarak adlandırır.
Radlov’un yapıtını temel alan, gene sese dayah bir başka sınıflandırma ise şöyledir:
1) R öbeği: Çuvaşça, Bulgar Türkçesi;
2) Z öbeği:
a) d alt öbeği:
i) t kümesi: Yakutça;
ii) d kümesi: Soyon, Karagas (TofaT Uranhay, Solar, Orhun-Uygur dilleri;
in) z kümesi: Koybal, Kamasin, San Uygur, Sagay, Küerik, Kaça, Beltir, Şor ve Kml dilleri;
b) y alt öbeği:
i) Kalgan-Kalan kümesi: Çağatayca, Kumanca, Kıpçakça, Kırgızca% Kazakça, Karakalpakça, Başkırtça, Kozan, Mişer, Öyrot ve Teleüt dilleri;
ii) Kalan kümesi: Oğuz lehçeleri (Türkmence, Azerice, Osmanlıca, Gagauzca);
iii) Kıpçak-Türkmen karma kümesi (“Merkezî” küme): Çuhm Türkçesi, Abin dili.

Nikolay Baskakov’un sınıflandırmasıysa (1952) Türk dillerini Batı Hun ve Doğu Hun olmak üzere iki kola ayınr. Batı Hun kolu şu öbeklere aynhr:
1) Bulgar öbeği: Bu öbekteki eski diller Bulgar Türkçesi ile Hazarca, yeni dil ise Çuvaşçadır.
2) Oğuz öbeği: Bu öbeğin alt öbekleri Oğuz-Türkmen (Türkmen ve Truhmen dilleri), Oğuz- Bulgar (eski Peçenek ve Uz dilleri, yeni Gagauzca) ve OğuZ-Selçuk (eski Selçuklu ve Osmanlı Türkçesi, günümüzde Azerice ve Türkiye Türkçesi) dilleridir.
3) Kıpçak öbeği: Bu öbeğin alt öbekleri Kıpçak- Bulgar (eski Altın Orda dili, Tatarca ve Başkırtça), Kıpçak-Oğuz ya da Uz-Kuman (eski Kumanca ve Kıpçakça, yeni Karaimce, Kumukça ve Karaçay-Balkar dilleri) ve Kıpçak-Nogay (yeni Nogayca, Karakalpakça ve Kazakça) dilleridir.
4) Karluk öbeği: Bu öbeğin alt öbekleri Karluk-Uygur (Divanü Lügati’t-Türk ve Kutadgu Bilig’m yazıldığı Karahanlıca ile Karahanhlardan sonra Atabetü’l-Hakayık ile Kısas-ı Enbiya dönemi Türkçesi) ve Karluk-Harezm (Ahmed Yesevi dönemi Karluk-Harezm dili, Doğu Altın Orda dili, eski Özbekçe ve yeni Uygurca) dilleridir.

Doğu Hun kolu ise şu öbeklerden oluşur:
1) Uygur öbeği: Bu öbeğin alt öbekleri Uygur-Tukyu (eski Uygurca, yeni Tuvin ve Karagas dilleri), Yakut (Yeni Yakutça) ve Hakas (Yeni Hakas, Kamasin, Küerik, Şor, San Uygur dilleri ile Altaycanm Tuba, Şalkandu ve Kumandı gibi Kuzey lehçeleri) dilleridir.
2) Kırgız- Kıpçak öbeği: Bu öbekte yer alan yeni diller Kırgızca ile Altavcadır (Altay, Teleüt ve Telengit lehçeleri).

1959’da BM Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCÖ) tarafından yayımlanan Philologiae Turcicae Fundamenta'da Johan- nes Benzing ile Kari Heinrich Menges’in sınıflandırmalanna yer verilmiştir. Benzing Türk dillerini özetle şöyle sınıflandınr:
1) Bulgar öbeği;
2) Güney Türkçesi (Oğuz öbeği);
3) Batı Türkçesi (Kıpçak-Kuman dilleri);
4) Doğu Türkçesi (Uygur öbeği);
5) Kuzey Türkçesi (Aral-Sayan öbeği).

Menges’in bu yapıtta yer alan çalışmasına dayah yaygın bir sınıflandırma ise özetle şöyledir:
1) Güneydoğu (Çağatay ya da Uygur) öbeği: Özbekçe, Uygurca, San Uygurca ve Salarca;
2) Güneybatı (Oğuz ya da Türkmen) öbeği: Osmanlıca ve Türkiye Türkçesi, Gagauzca, Azerice, Türkmence, İran’da konuşulan, Azericeye yakın öteki lehçeler;
3) Kuzeybatı (Kıpçak) öbeği: Kırgızca, Kazakça, Karakalpakça, Nogayca, Kumukça, Başkırtça, Tatarca, Karaimce, Karaçay ve Balkar dilleri;
4) Kuzeydoğu (Altay) öbeği: Tuca, Hakas ve Altay (Öyrot) dilleri;
5) İran’da konuşulan Halaçça;
6) Yakutça;
7) Çuvaşça.

Türk dillerinin saptanabilen en eski biçiminin yer aldığı Orhun ve Yenisey yazıtlan rünik kökenli, dört ünlüsü bulunan 38 harfli Göktürk alfabesiyle kaleme alınmıştır. “Eski Türkçe ya da Türk dilleri” terimi genellikle Türkçenin bu en eski biçimini dile getirir. Bu yazıtların dışında Küli Çors adı verilen bir yazıt ile Ongin’de bulunan kısa bir yazıt ve bugünkü Moğolistan topraklarında bulunmuş birkaç kısa yazıt daha vardır. Rünik alfabeyle yazılmış en eski Uygur yazıtı Uygur Kağan (hd 746-756) adına yazılmıştır ve Dış Moğolistan’daki (Moğolistan Halk Cumhuriyeti) Şine-usu’ dadır. Gene Uygur Kağan adını ya da samm taşımış bir başka hükümdar adına dikilmiş bir yazıt daha vardır.

“Orta Türkçe ya da Türk dilleri” teriminin belirttiği 11-15. yüzyıllar arasındaki dönemin en önemli ürünleri Karahanhlardan kaynaklanır. Başlangıçta Uygur alfabesini kullanan Karahanhlar daha sonra Arap alfabesini benimsemiştir. Bu dönemin iki büyük yapıtı Yusuf Has Hacib’in Kutadgu Bmg’iyle Kaşgarlı Mahmud’un Divanü Lügatiîf-Türk’üdür. Kutadgu Bilig Türk dillerine özgü ses tekran ve ses taklidinin zenginliği bakımından dikkat çekicidir. Çağının en önemli filoloji uzmanlarından olan Kaşgarlı Mahmud’un kendi terimiyle Hakaniye olarak adlandırdığı Karahanhca, Çağataycanm (15-16. yy) gelişmesine değin Ğrta Asya Türk halklarının ortak edebiyat dili olmuştur. Ama bu dönemde 13. yüzyıla gelindiğinde Oğuzca ve Kıpçakça da edebiyat dili düzeyine ulaşmıştır.

“Yeni Türkçe ya da Türk dilleri” terimi 15. yüzyıldan sonra biçimlenen dilleri belirtir. Bu dönem boyunca Çağataycanm eski biçiminin yerine Özbekçe ortaya çıkmış, Mısır’ da Kıpçakça ve Türkmenceyle yapıtlar kaleme alınmıştır. Anadolu’da ise Oğuzcadan kaynaklanan ve Selçukluların yazı dilinden gelişen Osmanlıca güçlü bir edebi gelenek yaratmıştır. Osmanlıcanın erken ve geç evreleri arasında, özellikle edebi dilin bir bölümü bakımından önemli farklar vardır. Oğuzcamn günümüze ulaşan biçiminin Doğu kolunu Türkmence, Batı kolunu ise Azerice ile yalnızca Türkçe olarak da anılan Türkiye Türkçesi oluşturur. Günümüzde konuşulan öteki Türk dillerinin dağılımı şöyledir:

Kuzeydoğu Asya ve Sibirya’da Yakutça; Çin-MoğoÜstan sınırının batısında San Uygurca ve Salarca; Altay-Abakan-Sayan bölgelerinde Soyon, Karagas, Hakas (Aba- kan), Şor dilleri; bunlann kuzeyinde Çuhm, Baraba, Tobol, Batı Sibirya ve Başkırt, Kazan, Volga dilleri ve Çuvaşça; Moğolistan-Çin-Tibet sınmndan Hazar Denizine kadar olan bölgede Kırgızca, Yeni Uygurca, Karakalpakça, Kazakça ve Kıpçak- Özbek dili; Güneybatı İran’da Kaşkay ve Aynollu dilleri; Hazar Denizinden batıya doğru Nogayca ve Kumukça; Kafkasya’nın bir bölümünde Karaçay ve Balkar dilleri; Kırım’da Kırım Tatarcası ve Kırım Osmanlıcası; Romanya-Bulgaristan sınırında Gagauzca ve Çıtak dilleri; Polonya, Ukrayna ve Litvanya’da Karaimce; Makedonya’da Rumeli ağızları.

İlk kez 1920’lerin başlarında SSCB’de Türk kökenli bazı halklar Arap alfabesi yerine Latin alfabesini benimsemiş, bunu 1928’de Türkiye’nin resmen Latin alfabesini kabul etmesi izlemiştir. Ama 1939’dan sonra SSCB’deki Türk kökenli halkların hemen tümü bu kez Latin alfabesi yerine Kiril alfabesini kullanmaya başlamışlardır. Günümüzde yalnızca Çin, İran ve Arap ülkelerinde Türk dilleri Arap harfleriyle yazılmaktadır.

kaynak: Ana Britannica
Son düzenleyen Safi; 11 Temmuz 2016 21:01