Arama


_KleopatrA_ - avatarı
_KleopatrA_
Ziyaretçi
6 Aralık 2009       Mesaj #7
_KleopatrA_ - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

hjkj

Teknolojinin Zararları:
Teknoloji ürünlerinin neredeyse tamamı elektrikle çalışmaktadır. Elektrikle çalışan her alet bir elektromanyetik alan oluşturur. İnsan beyninin de kendine ait bir elektromanyetik alanı vardır. Çünkü sinirler nöronlar aracılığıyla elektriksel uyarıları beynin çeşitli yerlerine ulaştırarak çalışırlar. Bu nedenle günlük hayatta kullandığımız her elektrikli cihaz mutlaka bizi olumsuz etkilerler. Örneğin cep telefonu ile bize en az zarar verecek şekildeki konuşma süresi doktorlarca günlük azami 5dk olarak açıklanmıştır. Tabiki bu 5dk süresince telefonun yaydığı elektromanyetik dalga miktarı maksimum seviyesine çıkar ve insanın beyin ısısının artmasına neden olur. Beyindeki bu manyetik düzensizlik, uzun vadede beyin hücrelerinin ölmesine ve özellikle kulaktaki birtakım organların görevini yitirmesine yol açmaktadır. Bu da duyu kaybı ve denge bozuklukları gibi etkilere neden olabilmektedir.
Elektromanyetik alan konusunda en çarpıcı ve tehlikeli örnek olarak cep telefonunu verdik. Fakat günlük yaşamımızda kullandığımız bluetooth cihazlar, kablosuz ürünler(modemler, fareler, klavyeler, oyun kumandaları vs.), televizyonlar, crt ve lcd monitörler gibi birçok alet oluşturdukları manyetik alan miktarlarına göre insan vücudunu ve kimyasını olumsuz etkilemektedir.
Benzer şekilde yüksek gerilim hatları yakınındaki evlerde yaşayan çocuklarda Amerikan Bilimler Akademisi tarafından yapılan incelemeye göre lösemi görülme riskinin diğerlerine göre 1.5 katı fazla olduğu tespit edilmiştir. Yapılan epidemiyolojik çalışmalar yüksek gerilim hatları ve elektrikli aletlerin kanser riskini artırdığını göstermektedir. 0-300 Hz frekanslı alanlardan iletkenlik özellikleri nedeniyle en çok etkilenen dokular beyin sıvısı ve kan, ikincil derecede etkilenen dokular ise göz, göz sıvısı, troid, kas, gastrointestinal sistem, prostat ve testis dokuları olarak açıklanmıştır. Yani gün içinde teknolojiden yararlandığımız ölçüde giderek artan oranlarda zarar görmekteyiz.
Baz istasyonlarına veya büyük çanak antenlere yakın yerler de manyetik kirlenmenin fazla olduğu bölgelerdir.
Bu nedenle teknolojiyi mümkün olduğunca ve sadece olmazsa olmaz önemdeki ihtiyaçlarımız için kullanıp, özellikle cep telefonu görüşmelerimizi kısa tutmaya ve cihazı mümkün olduğunca vücudumuzdan uzakta bulundurmaya özen gösterelim.

Teknolojik ürünlerin zararları : Özellike hesap makinesi kullanımı bir süre sonra beyini fazla zorlamadığımız için bilgiyi öğrenmede yavaşlık ve zorluk yaratır. Bilgiye çok kolay ulaştığımız için ve fazlaca okumadığımız için hafıza kendini geliştirmede yetersiz kalır ve ilerleyen yaşlarda özellikle unutkanlık gibi son derece ciddi rahatsızlıklara neden olabilir. Cep telefonunun sürekli kullanımı ile beyinde oluşan hasarlar ilerleyen yaşlarda Alzheimer veya daha tehlikelisi beyin tümörlerinin oluşmasına yol açabilir. Her şeyin makine ile yapılması insanın kas sisteminin yeterince çalışmamasından dolayı obezite, kan dolaşımı bozuklukları, kas ve kemik gelişiminin yetersizliğinden dolayı yaşlılıkta kas ve eklem hastalıklarının daha yoğum biçimde ortaya çıkmasına neden olur. Internetin ve bilgisayar oyunlarının yoğun kullanımı özellikle gençlerde ve çocuklarda asosyalliğe sebep olmaktadır. Bunun dışında çok hızlı büyüyen teknoloji ile birlikte gelişen pek çok cihaz maddi açıdan sıkıntı çeken insanlarda ellerindeki ürünleri sürekli yenileme kaygısı ile depresyonlara bile sebep olmaktadır.
Alıntı

teknolojinin zararlı yönleri
dünyamız ilk çağlarından beri sürekli bir değişim içerisindedir. yapılan icatlar ve keşifler sürekli ve durmaksızın bir gelişme sürecine sokmuştur dünyayı. insan
akıllanmış, sadece bilek ile değil akıl yolu ile üstün gelinebileceğini görmüştür. hayat zamanla her geçen gün daha da kolay olmaya başlamıştır. bunun faydaları tabii ki oldukça fazladır. ancak yin yang doğruluğunu bu noktada da kanıtlamıştır. neydi efendim ? her iyiliğin içinde bir kötülük, her kötülüğün içinde bir iyilik vardır. gerçekten de öyledir.

zamanımızda insan ilişkileri oldukça yıpranmıştır. paranın icadı ile başlayan süreç kapitalizmin yayılmasıyla insan vaktinin birçoğunu öldürmüştür. dolayısıyla herkes ister seve seve ister zike zike kendi derdine düşmek zorunda kalmıştır. ister istemez ben çok paylaşımcı biriyim diyen kişilerde bile egoizm vardır. yok diyen yalan söyler. şöyle bir düşünelim taş devirlerini… toplamacılık ve avcılık ile yaşanan bir hayat. ticaret var ama takas yoluyla yapılıyor. biri hayvan derisi topluyor, öteki meyve topluyor. daha sonra da birbirleriyle takas edip, ihtiyaçlarını gideriyorlar. bu insanlar modern insandan daha cahildiler fakat modern insanın zaafları onlarda yoktu. uğruna ölünen para mevcut değildi. belki de öylesi daha iyiydi.

teknoloji iletişim alanında da çığırlar açıp çığırlar kapatmıştır. önceleri ateş, güvercin gibi yöntemlerle haberleşen insanoğlu graham bell ile telefonu tanımıştır. posta sistemi de gelişim göstermiştir. daha sonra telefon ilerletilmiştir. ve daha sonra birçok insanı asosyalleştirecek bir zıkkım olan internet de bunun üzerine yamanmıştır. eskiden en ufak bir şey için bile kapı kapı dolaşılıp bire bir haber verilirken artık ruhsuz kısa mesajlar veya e-mailler almaktayız. bizim köyde bir düğün olduğunda köy gençliği gruplara ayrılıp bütün kapıları tıklatıp haber verilir. şimdi bu samimiyetsiz davetiyelerle halledilmektedir. o sıcaklık, o samimiyet maalesef kaybolmaktadır. bu bir kolaylık olarak gözükse de aslında insanların yavaş yavaş birbirinden uzaklaşmasıdır. ziyaret yerine telefon açarak konuşmak bunun en belirgin göstergesidir. oysa ne demişler, bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır.

siyaset alanında da feci zararlar görmüştür ademoğlu. çare hep savaşlarda görülmüştür. eskiden sapanlarla, sopalarla savaşan insanlar, ki bunlar sadece sorun olan toplumlarla savaşmışlardır, sürekli kademe atlamışlardır. kılıç, mızrak, ok, zırhlar, hayvanlar, mancınık ve benzer şeyler savaşlarda kullanılmaya başlanmıştır. ve barutun ateşli silahlarda kullanılmasıyla insan kendisini içinden çıkılmaz bir kısır döngünün içerisine atmıştır. bu konuyu köroğlu benden selam olsun bolu beyi’ne eserindeki bir mısrada çok güzel anlatmıştır. ‘’tüfek icat oldu mertlik bozuldu’’. gerçekten de böyledir. üstelik tüfekle kalsa iyi, artık atom bombaları, kimyasal ve biyolojik silahlar da boy göstermiş, kardeş kardeşi öldürmeye başlamıştır. aslında hiç tanışmayan, hiç birbirini görmeyen, aslında hiçbir ilgisinin olmayan kişiler birdenbire düşman kesilmişler. yakıp, yıkmak, kan dökmek marifet olmuştur. kendi türüne bu kadar zarar veren bir başka canlı türü var mıdır acaba ?

ekolojik düzen ve çevre de nasibini almıştır. canlı türlerinin bazılarının soyları tükenmiş, bazıları tükenmek üzeredir. atmosferdeki ozon tabakası delinmiş, güneşin zararlı ışınları insan derisine işlemektedir. endüstri uğruna ormanlar, dünyanın akciğerleri katledilmiştir. soluğumuz hava artık kirlidir. oysa yemyeşil çayırlarda koşup eğlenmek ister deli gönül. çekmek ister mis gibi oksijeni ciğerine… artık bunu yapabilmek çok zordur.

bilgisayarın icadı ile hayat standartlarının birçoğu kökten bir değişime uğramıştır. en basitinden en kapsamlısına kadar hayatın her alanında kullanılmaya başlanmıştır. birçok şeyi kolaylaştırdığı gibi birçok şeyi de alıp götürmüştür. özellikle internetin hayata girmesiyle birçok şey değişmiştir. öncelikli gözlüklü insan sayısı artmış, nice hayatlar bir monitörün önünde heba edilmiş, o zararlı radyasyonlar yutulmuş, toplum içerisinde geçen süre azalmış, insan avcıları bu teknolojiden faydalanarak nice canlara kıymış, öyle etmiş, böyle etmiş… ve dünya şimdiki haline gelmiş. bilgisayar olan bir ortamda insanın önemi azalır, aklı bilgisayara kayar olmuştur. rakı masası kurarsınız arkadaşınız gider porno sitelere bakar. sevgiliyle vakit geçirmek isterseniz internet alemine bir dalar bir daha çıkmaz. yakınlık azalır. bilgisayar aslında sinsi bir katildir. birçok şeyi aheste aheste öldürmektedir.

aslında anlatılacak o kadar çok şey vardır ki saymakla bitmez. bu sadece kısa bir özet olup, tespitlerle ve gözlemlerle kafamda taslağı her geçen gün hazırlanmaktadır. bu zararlar benliğimizi ciddi şekilde kötü etkilemektedirler. önüne geçilmezse farkına varamayacağımız felaketler bizleri beklemektedir.