Arama

Diyojen (Diogenes) - Tek Mesaj #1

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
14 Aralık 2009       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Ad:  Diogenes-statue-Sinop.JPG
Gösterim: 3769
Boyut:  28.3 KB

Diogenes


(d. y. İÖ 412, Sinope [Sinop] - ö. y. İO 320, Korinthos),
kendine yeterlilik ve sadelik ilkelerine dayalı Kynik yaşam biçiminin öncülerinden çileci düşünür.

Kimilerince felsefede Kynik okulun kurucusu sayılmakla birlikte, bu alanda Anthistenes’in öncülüğünü Diogenes de kabul eder.
Diogenes’e ilişkin doğruluğu kuşkulu pek çok öykü anlatılır. Bunlardan birine göre Diogenes, köle olarak satılması üzerine, efendisine mesleğinin insanları yönetmek olduğunu söylemiş ve onun çocuklarına ders vermiştir. Gündüzleri Atina sokaklarında elinde bir fenerle dolaşarak dürüst bir adam aradığı da söylenir. Büyük İskender’in, bir dileği olup olmadığı yönündeki sorusuna, “Gölge etme başka ihsan istemem” biçiminde yanıt verdiği de anlatılanlar arasındadır. Sinope darphanesinin sorumlusu olan babasıyla birlikte, sahte para bastığı suçlamasıyla bu kentten sürgün edildiği hemen hemen kesindir.

Diogenes, büyük olasılıkla daha Atina’ya gelmeden önce çileci yaşam biçimini benimsemişti. Aristoteles’in, Atina’da herkesçe tanınan bir kişi olarak söz ettiği Diogenes burada gelenekçiliğe karşı tutumunu açığa vurmaya başladı. Burada da görevini “paranın üzerini kazımak” biçiminde tanımlıyor, bu yolla belki de “piyasayı sahte paralardan temizlemek” eğretilemesiyle toplumlardaki yapaylıklara ve uzlaşımsal değerlere meydan okuyordu. Amacı, toplumun bütün yerleşik kurallarına karşı çıkmaktı; ona göre her türlü yerleşik kural insanın doğallığına aykırıydı. Uzlaşımsal ölçülerin ve inanışların çoğunun boş olduğunu göstermek, insanları yalın ve doğal bir yaşam biçimine çağırmak istiyordu.

Diogenes’e göre yalın yaşam biçimi yalnızca sadelik değil, ayrıca örgütlenmiş, dolayısıyla “uzlaşımsal” toplumların görenek ve yasalarını da önemsememek demekti. Doğaya aykırı bir kurum olan ailenin yerini, kadınların ve erkeklerin tek bir eşe bağlı olmadığı, çocukların ise bütün toplumun sorumluluğunda bulunduğu doğal bir durum alacaktı. Diogenes, yoksulluk içinde yaşadığı, halka açık yerlerde yatıp kalktığı ve yiyeceğini dilenerek topladığı halde, herkesin bu biçimde yaşaması gerektiği görüşünde değildi; onun tek amacı, en kısıtlı yaşam koşullarında bile kişinin mutlu ve bağımsız olabileceğini göstermekti.

Diogenes’in savunduğu yaşam biçiminin ilk ilkesi kendine yeterlilik, yani kişinin, mutluluk için gerekli her şeyi kendi içinde taşıyabilmesiydi. İkinci ilke olan “utanmazlık”, kendi başına zararsız olan bazı eylemlerin her durumda yapılamayacağını öne süren uzlaşımlan umursamamak anlamına geliyordu. Bu ilkeden yola çıkarak yerleşik davranış kalıplarına uymadığı için, ayrıca kendi açısından sade ve doğal, toplumsal değerler açısındansa sefil denebilecek bir yaşam sürdürdüğü için Diogenes’e kynik (Yunanca: kyon “köpek”) denmiştir. Diogenes’in üçüncü ilkesi, yozluğu ve kendini beğenmişliği açığa vurmaktan ve insanları yenilenmeye yöneltmekten asla çekinmemek anlamında “sözünü sakınmazlık”tı. Düşünürün dördüncü ilkesine göre ahlaki yetkinliğe ancak yöntemli eğitimle (askesis) ulaşılabilirdi. Diogenes’in hiçbir yapıtı günümüze ulaşmamıştır. Çeşitli diyalog ve oyunlar yazdığı, Devlet adlı bir yapıtta ise insanların “doğal” bir yaşam sürdüğü bir düş ülkesini anlattığı sanılmaktadır.
kaynak: Ana Britannica
Son düzenleyen Safi; 4 Şubat 2018 00:22