Arama

Fıkralar/Komik Olaylar - Tek Mesaj #123

ege-akdeniz - avatarı
ege-akdeniz
Ziyaretçi
29 Ekim 2005       Mesaj #123
ege-akdeniz - avatarı
Ziyaretçi
Bir kalp doktoru ölmüş.
Cenaze töreninde güllerden dev bir kalp,kalbin ortasına tabutunu yerleştirmişler...
Herkes doktorla ilgili anılarını anlatmış,ona son vazifelerini yapmışlar,tabut kapanmış, güllerden kalp şeklinde bir çelengi üzerine koymuşlar ve defnetmişler...

Bu hüzünlü tablo yaşanırken kenarda kıkır kıkır gülen adama sormuşlar gülme nedenini...

Sormayın demiş...
Ben jinekoloğum kendi cenaze törenimi düşünüyorum da....!

Bill Gates Microsoftsun bir seminerinde bilgisayar
sektöründeki gelişmenin hızını anlatmak için şöyle bir
benzetme yapmış.
´Eğer Volkswagen firması son 25 yıl içinde bilgisayar
sektörü kadar hızlı gelişmiş olsaydı bugün 500 dolara
alacağımız arabalara 25 dolarlık benzin koyup dünya turu atmamız mümkün olacaktı´

Birkaç gün sonra VW firmasının bir basın açıklaması yayınlanmış.
´Eğer otomotiv sektörü Bill Gates in işletim sistemi gibi
gelişmiş olsaydı, her alacağımız arabada tek koltuk olacak, diğer koltuklar için ekstra lisans parası ödemek zorunda kalacaktık, arabamız sadece bizim ürettiğimiz benzinle çalışacak, gösterge tablosundaki tüm ikaz ve uyarı ışıkları yerine üzerinde
ARABANIZ GEÇERSİZ BİR İŞLEM YÜRÜTTÜ VE KAPATILACAKTIR
yazan tek bir lamba olacaktı. Ayrıca her kazadan sonra
arabanın hava yastıkları açılmadan önce bir düğmenin üzerinde
HAVA YASTIKLARI AÇILACAK EMİN MİSİNİZ
diyen bir ışık yanacaktı´

*****

ABD Başbakanı, İngiltere Başbakanı ve Türkiye Başbakanı bir gün bir toplantıda bir araya gelmişler. Tabii 3 lider bir arada olurda , soru sormaz mı gazeteciler..Önce ABD başkanına sormuşlar:

-ABD´de bir memur ne kadar parayla geçinir? siz kaç para veriyorsunuz?

Başkan cevap vermiş:

-Valla ben memura en az 2000 dolar veririm 1000 doları ile geçinirler geri kalan 1000 doları ne yaparlar nerede harcarlar hiç sormayız.

Gazeteciler aynı soruyu İngiltere başkanına sorarlar:

-Ben memuruma 3000 sterlin veririm geçinmesi için..
2000 sterlin yeterli artan 1000 sterlini ne yapar nerede harcar hiç sormayız bizi ilgilendirmez demiş.

Aynı soru bizim başbakana yöneltilmiş:

-Valla demiş bizimki,Türkiye´de bir memurun geçinmesi için en az 1.500 YTL maaş lazım ama ben 500 YTL veriyorum geri kalan 1000 YTL yi nereden bulurlar nasıl geçinirler hiç sormam.

*****

Çok iyi giyimli bir iş adamı Vatikan´a gelir papayla görüşmek istediğini söyler. Kendisini bir Kardinal´e götürürler. Adam ısrar eder:
-Sizinle değil, doğrudan Papa ile ve yalnız görüşmek istiyorum.
Sonunda adamı Papa´nın huzuruna çıkarırlar. Ama adamın ne istediğini merak eden Kardinaller kapının dışında kulak kesilmiş içeriyi dinlemektedirler. İçeride sesler yükselmiştir:
-1 milyar dolar?
-Olmaz!
-2 milyar dolar?
-Hayır!
-5 milyar dolar?
-Hayır!
Adam kapıyı çarpar, hışımla uzaklaşırken Kardinaller içeri koşuşur.

-Sayın Papa hazretleri, 5 milyar dolar muazzam bir para. Düşünün bu para ile kaç katedral, kaç kilise yapılır, dünya üzerine kaç misyoner gönderilirdi. Parayı niçin kabul etmediniz ?

-Ne yani ? Her duadan sonra Amin yerine Coca Cola mı deseydik

*****

Eski Roma’nın unlu generallerinden birinin eşi dünya güzeli bir
kadınmış. Kültürü, neşesi, ev sahibeliği üslubuyla benzeri güç bulunur bir şahane kadın. Boşanacakları haberi cıkmış, bütün Roma bu haberle
çalkalanıyor.
Yakın arkadaşları bir cesaret konuyu açmışlar:
— Eşin Roma’nın en güzel, en beğenilen, gıpta edilen kadını, diye
başlamışlar; lafı birbirinin ağzından alarak dakikalarca övdükten
sonra, sözü şu suale getirmişler. Nasıl olur da ondan ayrılmayı
düşünebilirsin?
General bacağını uzatarak:
— Çizmemi beğendiniz mi önce onu söyleyin bana, demiş.
— Çok güzel!
— Tay derisinden yapılmıştır. Sicilya’nın en marifetli çizmecisi
tarafından, kendi eliyle, benim için yapılmıştır. Bir benzerini bütün Roma'da bulamazsınız.
— Belli, demiş arkadaşları. Benzersiz derken de haklisin. Ama bunun,
bizim sualimizle ne alakası var? Arkadaşlarının merakîni iki kelimeyle
gidermiş general:
- Ayağımı SIKIYOR, tamam mı?..

*****

Ateşli bir köy çocuğu şehrin en büyük marketinde işe başvurur. Dünyanın bu en büyük alışveriş merkezinde herşey ama herşey satılmaktadır.
Patron sorar:
- Daha önce hiç satıcılık yaptın mı?
- Evet köyümde bu işi yaptım.
Patronun gözü çocuğu tutar:
- İyi, yarın başlıyorsun.

Ertesi gün akşam olur ve patron çocuğu karşısına alırÿ;
- Evet, bugün kaç satış yaptın??
- Bir!
- Ne bir mi? Diğerleri 20-30 satış yaptılar. Nasıl bir? Kaç dolar tuttu peki?
- 320.334 USD doları.

Patron şaşırır ve sorar:
- Nasıl becerdin bunu?
- Adama başta küçük boy bir olta, sonra orta boy ve sonra da büyük boy bir olta sattım. Adama nerede balık tutacağını sordum. Kıyıda diyince bir tekneye ihtiyacı olduğunu söyledim. Tekne bölümüne indikçe çift motorlu, yelkenli, lüks bir yat sattım. Vosvosuyla bunu çekemeyeceğini söyleyince son model 4x4 bir jeep sattım.
Patron kendinden geçer:
- Ne diyorsun, bütün bunları bir küçük olta almaya gelen adama mı sattın?
Genç çocuk cevap verir:
- Yoo aslında karısı için bir tane orkid istemişti... Ben de ona şöyle dedim: ´Haftasonun mahvolmuş, sen en iyisi balığa git...´

*****

Dünya Feministler Kongresi'nde, kadınların eşitlik konusunda ısrarcı olmaları karara bağlanmış.
Hepsi ülkelerine dönmüşler. bir sonraki yıl kongresinde,gelişmeler tartışılmış.
Amerikan Delegesi hanımefendi kürsüye gelmiş:
'Geçen yılın kararlarını aynen uyguladım. Eve gider gitmez kocama:
- Bundan sonra temiz çamaşır istersen kendi çamaşırını
kendin yıka. İşte makine orada.' dedim.
İlk gün bir şey görmedim. İkinci gün bir şey görmedim.. Üçüncü gün bir baktım, makinenin başında sadece kendi çamaşırlarını değil, benimkileri de yıkıyor.'
Alman Delegesi söz almış, arkadaşından...
'Ben de kararımız gereğince kocama
- Bundan böyle temiz tabakta yemek istiyorsan kendi bulaşığını kendin yıka' dedim.
Birinci gün bir şey görmedim. İkinci gün bir şey görmedim. Üçüncü gün baktım, makinenin başında sadece kendininkileri değil, benim bulaşıklarımı da yıkıyor.'
Üçüncü konuşmacı bizden feminist kardeşimiz:
'Türkiye'ye döner dönmez kararımız gereğince kocamla konuştum. Ona dedim ki:
- Bundan böyle yemek yemek istiyorsan, kendin pişirmen gerekecek. İşte mutfak orada.'
Birinci gün bir şey görmedim. İkinci gün bir şey görmedim. Üçüncü gün sol gözüm biraz açılır gibi oldu,hafiften görmeye başladım.

*****

Üç adam barda oturmuş konuşuyorlarmış.
Birincisi demiş ki,
-"karıma öyle bir hediye aldım ki, 6 saniyede 0'dan 100'e çıkıyor."
Diğer ikisi anlamamış
-" o neki, ne aldın...? " diye sormuşlar.
- " Beyaz bir Porsche aldım. Çok mutlu oldu." diye cevap vermiş.
İkinci adam demiş ki,
- "Ben de geçen doğum gününde karıma 4 saniyede 0'dan 100'e çıkan bişey almıştım."
Hemen anlamışlar tabi ki:
- "Heey, yoksa sende mi Porsche aldın....?"
Adam gülümsemiş:
- " Hayır ben kıpkırmızı bir Ferrari aldım. Gerçekten de çok sevindi."
demiş.
Bu sefer üçüncü adama sormuşlar:
-"Peki sen ne aldın karına...?"
Adam demiş ki:
- " Ben öyle bişey aldım ki; sadece 2 saniyede 0'dan 100'e çıkıyor."
Adamlar şaşırmışlar:
-"Atıyosuuuun!" demişler, "Öyle bir araba olmaz ki..?"
Adam cevap vermiş:
-"Size araba aldığımı kim söyledi...? sadece baskül aldım

*****

Genç adam; İstanbul''dan Ankara''ya otobüs ile giderken, Bolu dağında verilen molada hemen tuvalete koşturdu.

Korkunç sıkışmıştı. Sansına bos kabin bulup kendini oraya attı..
Tam oturmuştu ki yan kabinden bir ses
- "Merhaba" dedi.adam şaşkın şaşkın
- "Merhaba" diye cevap verdi..
Ses devam etti
- "Nasılsın...? "
İlk defa başına böyle bir şey geliyordu... yine şaşkın şaşkın cevap verdi
- "Sağ ol iyiyim...... Sen nasılsın....?"
Ses sordu
- "Ne yapıyorsun...? "
bir an tereddüt geçirdi. Adam onun tuvalette olduğunu bildiği için mutlaka ne yaptığını da biliyordu.
Başka bir şey anlatmak istedi ve
- "Ben" dedi "İstanbul''dan gelip, Ankara''ya gidiyorum. Sen nereye gidiyorsun...?"
Adamın sonraki cümlesi bu muhabbeti sona erdirdi.

- "Hayatım, telefonu kapatıyorum. Yandaki tuvalette bir geri zekalı var.
Sana sorduğum sorulara cevap verip duruyor. Ben seni daha sonra ararım
Son düzenleyen Blue Blood; 29 Ekim 2005 22:45 Sebep: Flood yapmayınız..