ITI 2006 Dünya Tiyatro Günü Uluslararası Bildirisİ
Her gün bir Dünya Tiyatro Günü sayılmalıdır, çünkü geçen 20 yüzyıl boyunca tiyatro ateşi hiç durmadan dünyanın çeşitli yerlerinde ısrarla yanmıştır.
Tiyatro, özellikle sinema, televizyon ve şimdi sayısal medyanın gelişmesiyle sürekli yok olma tehdidi altında olmuştur. Teknoloji sahneyi istila etmiş ve insan boyutunu imha etmiştir. Ve uçuşan repliklerin yerini bir çeşitli hareketli resmin aldığı naylon bir tiyatro yaratmak için çaba harcanmıştır. Oyunlar yalnızca kuklalar ve oyuncak bebekler kullanılarak katmerli ışık etkisiyle ambalajlanıp, diyalogsuz, ışıksız veya oyuncusuz sahnelenmiştir. Teknoloji, tiyatroyu bir havai fişek gösterisine veya panayır eşlencesine dönüştürmeye çalışmıştır.
Şimdi oyuncuların seyirci karşısına geri dönüşüne şahit oluyoruz. Bugün, repliklerin sahneye geri geldişini görüyoruz.
Tiyatro artık kitle iletişimini reddetti ve kendine özgü sınırlarını kabul etti; iki varlık birbirleriyle yüzleşir, hassasiyetleri, duyguları, hayalleri ve umutları aktarır. Sahne sanatı tartışmayı alevlendirecek fikirleri konu etmeyi terk ediyor.
Tiyatro hareketlendirir, aydınlatır, endişelendirir, rahatsız eder, ruhu yüceltir, ifşa eder, kışkırtır ve gelenekleri ihlal eder. O, toplumla paylaşılan bir sohbettir. Tiyatro, boşluşa, gölgelere ve suskunluğa, replikleri uçuşturmak, hareketlendirmek, aydınlatmak ve hayatı galeyana getirmek için karşı duran ilk sanattır.
Tiyatro, yaratıldıkça kendini yok eden yaşayan bir varlıktır, fakat hep küllerinden yeniden doğar. O, bütün insanların bir şeyler aldığı ve verdiği böylece biçim deşiştirdikleri sihirli bir
iletişimdir.
Tiyatro insanoğlunun varoluş acısını yansıtır ve insanın durumuna açıklık getirir. Tiyatroda, yaratıcılar değil oyunun geçtiği dönemin toplumu konuşur.
Tiyatroyu keşfetmeyi ve ondan hoşlanmayı engelleyen çocuklukta sanat eğitimi eksikliği, dünyada kol gezip seyirciyi uzakta tutan yoksulluk ve desteklemesi gerekirken, ona karşı kayıtsız kalan ve onu göz ardı eden hükümetler tiyatronun aleni düşmanlarıdır.
Bir zamanlar sahnede tanrılar ve insanlar birbirleriyle konuşurdu, fakat şimdi öteki insanlarla konuşuyorlar. Bu nedenle, tiyatro yaşamdan daha büyük ve iyi olmalıdır. Tiyatro, çılgın bir dünyada bilgelik sözünün değerine inanma eylemidir. Tiyatro, kendi kaderinden sorumlu insanoğluna inancın gösterisidir.
Bize ne olduğunu anlamak, hepimizi çevreleyen acı ve ıstırabı nakletmek ve hatta günlük yaşamımızın kargaşası ve kâbusunda anlık bir umut ışığı yakalamak için tiyatroyu
deneyimlemek zorundayız.
Çok yaşayın tiyatro töreninin kutsal katılımcıları! Çok yaşa tiyatro!
Víctor Hugo Rascón Banda