Arama


asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
22 Aralık 2009       Mesaj #3
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
Adak Nedir? Adak Hakkında
Tanrı'ya veya onun yerine kabul edilen yüce bir güce saygı göstermek ve rızasını kazanmak amacıyla bir fedakârlıkta bulunmak yahut bir ibadeti yapmak için verilen söze adak denir. Farklı din ve anlayışlara göre, adağın niteliği değişmekledir. Eski Yunan'da bazı doğal afet­lerden, fırtınadan, salgın hastalıklardan adak verilmekle kurt ulunacağına inanılırdı. Yine bazı anlayışlara göre; insanlar tanrıların hoş­nutluğunu kazanıp, onlardan gelecek gazap­lardan korunmak için fedakarlıklarda bulun­maları, bu nedenle de hayvan, insan ve halta öz evladın kurban edilmesi gerekiyordu. Ada­ğın felsefesinde bir dileğin Tanrı tarafından yerine getirilmesini sağlamak veya yerine gel­mesinden sonra ona şükran İfadesi olmak ya­tar. Bazaıı bir yatır veya eren türbesine bir şe­yin adanması da sözkomısu olur. Buna göre yi­yecek, kurban ve mum adanabilir.
Bu tür anlayışlarda adak ile Tanrı'nin veya insanüstü bir gücün hoşnutluğu sağlanmak is­lenirken; biryandan da adak sayesinde bazı is­teklerin kabul edilebileceği inancı göze çarp­maktadır. Yaratıcının insanların dünyevi bazı istek ve arzularını, onlarla belirli bir alışveriş sonucu tayin etmesinin sözkonusıı olmadığı dikkatten uzak tutulmaktadır.
İslam'ın konuya bakışı diğer din ve anlayış­lardan tamamen farklıdır. Öncelikle adak, dünyevi maksatlar içici yapılmamakla; adağın yapılması, Allah'ın rızasını kazanmayı hedef almaktadır. İslam'da adağın, kişinin dünyevi çıkarı ile bir ilgisi bulunmamaktadır. Allah rı­zası için Kur'an okumayı, sadaka vermeyi ve­ya bir kurban kesmeyi kendi kendine adayan kişi bunu yapmak zorundadır. Adağın yapıldı­ğı şekilde yerine getirilmesi vaciptir. Ayrıca adak, günah olmayan bîr iş veya davranış ol­malıdır. Türbelere mum, tel vb. şeyler ada­mak, İslâm dininde haram olan davranışlar­dandır. İslamî çerçeve içinde yer atan adakta, kişinin Allah'ın rızasını kazanmak üzere ken­dinden bir fedakarlık yaptığı ve bunun karşılı­ğında ondan birşey bckleyemeyeceği anlaşıl­maktadır. Bir işe bağlı olarak yapılan adaklar varsa da, sırf Allah rızası için yapılanlar kadar samimiyeti ifade etmezler. Kur'an-ı Kerim'dc adaktan Dehr; 7, Al-İ İmran, 35 ve Hacc; 29 ayetlerinde söz edilir. İslâm'da adak kurban kesme şeklinde olabileceği gibi, inzivaya çekil­me, oruç tutma gibi daha değişik şekillerde de olabilir. I şifimi açıdan adaktan adağı adayan kişinin yakınları yararlanamazlar. Bu da ada­ğın İslâmi bir toplumda yardımlaşma ve kar­deşlik duygularını pekiştiriei bir unsur olduğu­nu göstermektedir.
Adak tavrıyla insanlar, adı ne olursa olsun; kendinden yüce olan bir varlığa sığınma ve onun hoşnutluğunu kazanma gibi bir davranı­şın gerekliliğini farkctmİşlerdir. Aynı zaman­da, kendilerinden gelen bir fedakarlığın o yü­ce kudreti memnun edeceğini de kavramışlar­dır. Bu haliyle adak, insandaki Allah inancı­nın köklülüğünü göstermektedir.

Adak Çeşitleri
A- Şarta bağlı olan adaklar

Bunlara ıstılâhî olarak "Muallak Adaklar" denir. Muallak adaklar ikiye ayrılır:
1- Bazı hususların gerçekleşmesine ve yapılmasına bağlanan adaklar. Meselâ 'Hastalığım geçer ve iyileşirsem şu kadar oruç tutacağım' veya 'Şu kadar kurban keseceğim' şeklinde yapılan adak gibi. Bu hastalığı geçerse bu ibâdeti derhal yerine getirmek gerekir. Böyle bir adağı daha sonra yapmak her ne kadar câiz ise de hemen yerine getirilmesi daha sevaptır.
2- Bazı iyi ve güzel hususların gerçekleşmemesi ve yapılmaması için adanan adaklar. Örneğin, 'Falan kimse ile konuşursam şu ibâdeti yapmak üzerime vâcip olsun' şeklindeki adaklar gibi. Burada koşulan şart falan kimse ile konuşmamadır. Bu şarta rağmen o kimse ile konuşulursa adağı yerine getirmek yahut bunun yerine yemin keffâreti ödemek gerekir.
Genel olarak belli bir şarta bağlanan adaklar belirtilen şartın gerçekleşmesinden önce yapılmazlar. Örneğin 'Falan işim olursa şu kadar oruç tutacağım' diye adak yapılıp o işi gerçekleşmeden adadığı orucu tutarsa adağını yerine getirmiş olmaz. Adı geçen işi gerçekleşince yeniden o orucu tutması gerekir.
Aynı şekilde bu tür bir adak belirli bir zaman, yer ve kişilere yahut belli bir şekle bağlanırsa mutlaka bu belirlenen şekilde yapılması şart değildir. Meselâ 'Falan işim olursa falan gün veya falan ay oruç tutacağım, şu parayı falan adama vereceğim', yahut şu kadar namazı falan camide kılacağım' dese belirtilen işi gerçekleşince belirttiği gün veya ayda oruç tutması şart değildir. Zikrettiği kişiye belirlediği parayı vermesi yahut söylediği camide namaz kılması şartı aranmamaktadır. Orucunu istediği bir zamanda tutması, sadakasını istediği kimseye vermesi, namazını istediği herhangi bir camide kılması mümkündür.

B- Şarta bağlı olmayan adaklar
Bunlara da "Mutlak Adaklar" adı verilmektedir. Bu tür adaklar da ikiye ayrılmaktadır.
1- Belirli olan yani muayyen adaklar: Şarta bağlı olmadan yapılan adaklardır. Meselâ 'önümüzdeki perşembe günü oruç tutmayı adamak' gibi.
2- Belirli olmayan adaklar. Bunlara da 'Gayr-i Muayyen Adaklar' denir. Bu tür adaklar da hiçbir şart ve zamana bağlı olmayan adak türleridir. Meselâ "Şu kadar gün oruç tutacağım" diyerek hiçbir şart ve zamana bağlamadan bir müddet oruç tutmayı adamak gibi.
Bütün bu hükümlere göre Mutlak yani bir şarta bağlı olmadan adanan oruçların kesin olarak yerine getirilmeleri gerekir. Belirli bir zamanda yapılması adanan adak başka bir günde kaza edilmelidir. Aynı şekilde bu tür mutlak adaklarda belirli bir yer ve kişi ile belirli bir miktar da önemli değildir. Mühim olan bu adakların yerine getirilmesidir. Belirlenen yer, kişi ve miktarlar değiştirilebilir.
Sami ŞENER
Son düzenleyen Safi; 24 Temmuz 2018 21:27
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....