Arama

Köşe Yazısı ve Makaleler - Tek Mesaj #156

ramsstein - avatarı
ramsstein
Ziyaretçi
21 Temmuz 2006       Mesaj #156
ramsstein - avatarı
Ziyaretçi
İstanbul'da yaşamak zorunda kalan, sabah işe gitmek, akşam eve
dönmek zorunda olan, hayallerine teğet bile geçemeyecek bir işte
çalışmak zorunda kalan biri misin? Ben öyleyim. Hayatımın bu
devresinde yine kayboldum.

Hayatımın bazı devrelerinde nereye gittiğimi bildiğimi sanıyordum
ama şimdi kayboldum. Sabah işe gelip hep yaptığım ve durmadan
yapacağım ve yapmaktan kendimi alamayacağım işleri yapıyorum.
Yaptığım işlerin artık bir manası yok.

Dosyaları var.Faturaları var. Manaları yok.

İstifa etmenin bir manası var ,

çalışmanın bir

manası yok..

İstanbul yazın da güzel bir şehir, haksızlık edilemeyecek kadar
güzel.. Caz festivali var , açık havada oturup ,sahnedeki insanın
sesine kendini bırakmalısın, o zaman çok güzel. Ya da akşamları
bahçene masa kurup ,komşularla oturmalı rakıları tokuşturmalısın,
gayet güzel.. Ya da açık havada sinemaya gitmelisin eskiden olduğu
gibi sırtına hırkanı almalısın ve şıpıdık terlikler giymelisin.
İstanbul'a tatile gelmelisin, o zaman ne kadar güzel..

Ama İstanbul'da tatilde değiliz. Çalışmalıyız Sabah her tarafı
kazılmış yollardan toz toprak içinde ofislerimize varmalıyız. Bütün
gün çalışmalıyız, belimiz ağrımalı ,yetmemeli, mesaiye kalmalıyız.

Ayın elemanı olmalıyız.Madalyonları havada kapmalıyız..

Sakın benim kadar naif olmayın siz. İki kere canının istediğini
yaparsan, beş kere burnundan gelecektir.. Bir kere mutlu olursan bu
ofis o mutluluk noktanı bulup üzerine dinamit koyacaktır. Sen kendin
ettin kendin buldun, sabah yine kahvaltı bile etmeden , her yeri
kazılı yollardan hoplaya zıplaya buraya geleceksin. Sakın delirme ,
delirirsen işe yaramaz olursun.

Delirirsen belki kaçar gidersin, alışveriş yapmaz, sabah akşam
faturaları nasıl öderim diye düşünmezsin. Delirirsen sana ehliyet
vermezler , komik bir bisiklete binmek zorunda kalırsın. Sana gülen
çocukların ilerde büyüyüp boyunlarına geçecek kravatları gördüğünde
onlara acır gülümsersin. Sakın delirme..

Akıl sağlığını koru, akıl sağlığını koru ki ona biz hükmedelim. Her
sağlıklı bünye bir ofiste kurumalıdır, haftasonu biraz kendine gelir
gibi olsa bile sakın korkmayın,pazartesi yine kurur..

Ben sanırım herkesin o nostaljik, budala, hayalci dediği tipte bir
insanmışım.

Sen kazık kadar ol kendini bileme.. O da ayrı bir hazin öykü.

Hayal hatası yapmışım. Hayal hatası yapmak kadar kötüsü yoktur.
Şimdi hayatımdan error (!) sinyalleri gelirken , asıl istedğimin
annemim gençliğindekine yakın bir hayat olduğunu farkediyorum.
İnsanların kalabalık yaşadığı, kimsenin yalnız kalmadığı, insanların
yazın lakerda yapıp, bahçelerde dut yediği. Hani Çemberimde Gül Oya
dizisindeki gibi.. Böyle kariyer yapmak, toz toprak içinde araba
kullanmak, sabahtan akşama kadar bir sandalyede ekrana
bakmak,insanlarla kavga etmek, stresten kendini unutmak, akşam eve
geldiğimde yorgunluktan bayılmak istemiyorum. Ben bir hayal hatası
yaptım. Düzeltmeye çalışıyorum.

Ben aslında uzak bir şehirde bir fırında ekmek yapmak, bisiklete
binmek ve serserilik yapmak istiyordum...


can dündar