Arama


ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
2 Ocak 2010       Mesaj #1
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye

Çerkez Etem ayaklanması / 27 Aralık -23 Ocak 1921

Ad:  Çerkez Ethem Ayaklanması1.jpg
Gösterim: 4722
Boyut:  55.9 KB

Çerkez Ethem olayı, Kurtuluş savaşı'nda önce hizmetleriyle, sonra da ulusal davaya ihanetiyle dikkat çeken Kuvayı seyyare komutanı Ethem Bey’in yarattığı sorun.

Mondros mütarekesi sonrasında B. Anadolu'nun yunan işgaline uğraması tehlikesini kavrayan Rauf (Orbay) Bey, Ege bölgesini örgütlemek için Anadolu'ya geçti ve eski bir Teşkilatı mahsusa üyesi olan Çerkez Ethem'i, aynı örgütten olup, Malta'da tutsak bulunan Kuşçubaşı Eşref Bey'in Salihli'deki çiftliğini bir gerilla merkezine dönüştürmekle görevlendirdi. Bu çiftlik daha Dünya savaşı yıllarında çeşitli silah ve cephanenin depo edildiği bir gizli üs durumuna getirilmişti. Kendi arkadaşlarıyla Eşref Bey' in çiftliğinde ilk çeteyi kurduktan sonra çevredeki Poyraz Ağa ve Alaşehirli Mustafa Bey kuvvetlerini de çetesine katan Çerkez Ethem, 1920'nin ortalarına kadar Yunanlılar'a cesaretle karşı koyan Salihli cephesini meydana getirdi. Ardından, yöredeki dağınık çeteleri de kendine bağlayarak batı cephesini tutan bir güç durumuna geldi. Ulusal hükümetin kuruluşu döneminde ve düzenli ordunun yeniden örgütlendirilmesine kadar geçen sürede, ulusal amaca çok yararlı hizmetlerde bulundu. (Atatürk, onun bu hizmetlerini Nutuk'ta övgüyle anar.)

Başarılarından ötürü kendisine “Umum kuvayı seyyare ve Kütahya havalisi komutanlığı" unvanı verilerek Ali Fuat (Cebesoy) Paşa' ya bağlandı. Ancak, bu bağlantı yüksek komuta düzeyinde olduğundan, egemen bulunduğu bölgede dirlik ve düzeni, özellikle savaşı kendi bildiğince yönettiği, halktan dilediği gibi para toplayarak adalet dağıttığı için başına buyruk bir konumdaydı. Anzavur ayaklanmalarının bastırılmasında, Sivas'a ve Ankara dolaylarına kadar yayılan Yozgat-Yenihan Düzce ayaklanmasının bastırılmasında, İzmit'te Süleyman Şefik Paşa nın Hilafet ordusunu, Hendek'te mutasarrıf İbrahim Bey'in Kuvayı ahmediye'sini yok etmekte ve Demirci'de Yunanlılar'a ilk büyük darbeyi indirmekte üstün başarı göstermesi, ününü artırdığı gibi, TBMM'de münci-i millet (ulusun kurtarıcısı) ilan edildi ve rütbesiz ilk milli kuvvet kahramanı oldu, işte bu dönemde, TBMM hükümetinin oluşturmak istediği düzenli ordu örgütlenmesine karşı olanlar ve bundan çıkar umanlar, ağabeyleri Saruhan (Manisa) milletvekili Reşit’ Bey ve yüzbaşı Tevfik Bey başta olmak üzere, Ethem’i ihanete kadar götüren bir siyaset oyununun içine attılar. Öte yandan, Yeşil ordu’cular da Rusya' da kurulanlara benzer, bir Anadolu çer- kez devletinin başkanı yapacakları vaadiyle Ethem'i aralarına alarak onun kazandığı ünü sömürmeye yöneldiler Bu arada, iyice şımaran ağabeyleri onun gücüne dayanarak TBMM hükümetinden milli savunma bakanlığı, genelkurmay başkanlığı ya da kolordu komutanlığı ister duruma geldiler.

Ayrıca, bazı siyaset adamları da onu TBMM başkanı Mustafa Kemal Paşa'ya karşı yeni bir önder olarak görme hevesine kapıldılar.Bu sırada Ali Fuat Paşa nın Moskova elçiliğiyle Batı cephesi komutanlığından ayrılması (8 kasım 1920), onu düzenli ordunun öncüsü ve Batı cephesinin yeni komutanı ismet (İnönü) Bey ile doğrudan karşı karşıya bıraktı. İşe, Ethem’in yetkilerini kısıtlamak ve emir-komuta düzenine uymaya zorlamakla başlayan miralay İsmet Bey, onun unvanını “Birinci Kuvayı seyyare komutam” olarak değiştirdi. Ardından, yasalar gereği bölgesel güvenlik önlem lerinin mülki amirlerin yetkisinde bir sorumluluk olduğunu duyurdu. Ethem Bey, yeni unvanına karşı çıktığı gibi, Gördes'e gönderilen kaymakam İbrahim Bey'i de geri çevirdi, ismet Bey, daha sonra, çeteleri bir kadro ve bütçeye bağlamak isteyince, Ethem’in ağabeyi ve Kuvayı seyyare komutan vekili yüzbaşı Tevfik Bey bu öneriyi reddetti.

Ethem Bey ise 28 kasımdan sonra çalışmaları hakkında bağlı oldukları Batı cephesi komutanlığına bilgi vermeye bile gerek görmedi. Bu konu TBMM başkanı Mustafa Kemal Paşa tarafından kendisine sorulunca, Ankaıa'da bulunan Ethem Bey bazı özürler öne sürerek bağlılığını bildirdi. Ancak, bu yanıtlarla yetinmeyen Mustafa Kemal Paşa, iki komutan arasındaki anlaşmazlığı gidermek için Ethem'i de yanına alarak İsmet Bey ile buluşmak üzere Bılecik'e doğru yola çıktı. Eskişehir'de Mustafa Kemal'in treninden gizlice ayrılan Ethem Bey, kuvvetlerinin başına döndü. Ankara'da toplanan bakanlar kurulu (22 aralık 1920), son bir girişimde bulunmak amacıyla Ethem'ın büyük ağabeyi milletvekili Reşit Bey ile Celal (Bayar) Bey, Kılıç Ali, Karesi milletvekili Vehbi Bey ve Eyüp Sabri (Hayırlıoğlu) Bey'den oluşan bir grubu Ethem Bey'in karargâhına göndererek anlaşma yolları aradı.

Ancak önceki görüşlerinde direten Ethem Bey, Cenup cephesi komu tanı miralay Refet Bey'in komutanlıktan alınmasını, Garp cephesi komutanının da Kuvayı seyyare’ye karışmamasını istedi ve Meclis başkanı Mustafa Kemal Paşa’yı is met Bey ile Refet Bey i tutmakla suçladı. Bu seri tutum üzerine TBMM hükümeti 27 aralık 1920 kararnamesini yayımladı. Bu kararname şöyleydı:
  • Birinci Kuvayı seyyare de, öteki bütün askeri birlikler gibi kayıtsız şartsız TBMM'nin kanunlarına itaat etmek zorundadır
  • Bu komutanlık, askeri vazifelerle ilgili düşünce ve tekliflerini doğrudan bağlı olduğu Batı cephesi komutanlığına yapar
  • En yüksek merci, başkomutanlıktır.” Ancak, Ankara hükümetinin bu kesin kararını dinlemeyen Ethem Bey'in üzerine izzettin Bey (Çalışlar) komutasında 2 piyade ve 7 süvari alayı gönderildi. Kütahya yakınlarındaki ilk çatışmada kuvvetleri bozguna uğrayan ve dağılan Çerkez Ethem (29 aralık 1920),Gediz'e çekilmek zorunda kaldı.
Bir yandan yunan başkomutanlığıyla pazarlığa girişirken, bir yandan da sadrazam Damat Ferit'e başvurarak, TBMM ordularına karşı savaşmak için kendisine görev verilmesini istedi. İstanbul hükümetinin de desteğiyle Birinci İnönü savaşı'nın en bunalımlı günlerinde yine izzettin Bey komutasındaki61. Tümen'e saldırıp püskürtüldü. Affedilme olanaklarını da yitirmiş bir vatan haini durumuna düştü. İnönü savaşlarının düzenli ulusal ordunun zaferiyle sonuçlanması üzerine çevresindeki çeteciler kendisinden uzaklaşmaya başlayınca, durumu iyice sarsıldı. Savaşma gücünü de yitirdiğinden, anlaşmaya vardığı Yunanlılar'ın safları arasından geçerek Salihli'de Eşref Bey çiftliğine çekildi.Yunanlılar ile işbirliği yaptı, İzmir'in kurtarılmasından önce Atina'ya götürüldü.

Kaynak: Büyük Larousse
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 27 Aralık 2016 00:50
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!