Arama


asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
11 Ocak 2010       Mesaj #7
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
Kabirlere Kurban Adamak

Halkımızdan bazıları belki de bilmeyerek bazı kabir ve türbelere kurban adıyorlar. Bu yanlış bir uygulamadır. Öyleyse doğrusu nedir? Adak ne demektir? Şartları nelerdir? Önce ana hatlarıyla bunları açıklayıp daha sonra da yanlışlığın ne şekilde yapıldığını belirtelim.
İslam dinine göre adak (nezir); “Bir kimsenin Allah tarafından, yapılması kendisine emrolunmamış bir işi, kendi nefsine vacip kılmasıdır.” şeklinde tarif edilmiştir. İslam dinine göre adağın yerine getirilmesinin hükmü vaciptir. Çünkü Allah Teâlâ Kur'an-ı Kerim'de; “Adaklarını yerine getirsinler” buyurmaktadır. Hz.Peygamber (s.a.v)'de; “Kim Allah'a itaat etmeyi adamışsa ona itaat etsin, kim de Allah'a isyan etmeyi adamışsa ona isyan etmesin” buyurmuştur.
Adakta en çok dikkat edilmesi gereken husus, adak olarak yapılacak işin cinsinden farz veya vacip bir ibadetin bulunması gerekir. Şöyle ki bir kimse, “Allah için bir gün oruç tutayım veya Allah rızası için bir kurban keseyim” derse bu adak geçerlidir. Çünkü oruç nevinden farz, kurban cinsinden vacip bir ibadet vardır. Fakat bir kimse, “falan hastayı ziyarete gitmeyi nezrediyorum (adıyorum)” dese, bu adağı geçerli değildir. Zira ziyaret farz ve vacip cinsinden bir ibadet değildir.

Adak yapılacak kurbanın kesilmesinin borç olması için aşağıdaki şartların bulunması gerekir

1. Adak kurbanının cinsi dinimizin kabul ettiği hayvan türlerinden olmalıdır. Bunlar; keçi, koyun, sığır, manda ve deve cinsi hayvanlardır. Tavuk, horoz, hindi, ördek, kaz gibi kümes hayvanlarından kurban adağı olmaz. Ama halkımızdan pek çok müslüman, adak olsun diye tavuk ve horoz kesiyorlar. Belirttiğimiz gibi bu hayvanlardan adak kurbanı olmaz.
2. Adanan kurban, kişinin zaten kesmesi gereken kurban olmamalıdır. Mesela; zengin bir kimse, “şu işim olursa Kurban bayramında bir kurban keseyim” diye adakta bulunursa, o kimse işi olunca iki kurban birden kesmesi gerekir. Birisi adağı için, diğeri de zaten kesmesi vacip olan kurbanı için.
3. Adanan kurban Allah'a masiyet (itaatsizlik, günah) olan bir adak olmamalıdır. Mesela: “şu işim olursa nefsimi hak yolunda kurban edeyim” diye yapılan bir adak gibi. Bu adak değil, intihar olur, cinayet olur.
4. Adanan kurbanın kesilmesi imkansız olmamalıdır.
5. Adanan kurban, adayanın kendi malından fazla ya da başkasına ait olmamalıdır. Mesela; bir kimse başkasının koyununu kesmeyi adasa bu adak geçerli değildir.
6. Bir şarta bağlı olarak kurban kesmeyi adayan kimse o şart gerçekleşmeden kurbanı kesemez. Sınıfı geçersem bir kurban keseceğim diyen bir şahıs, ancak sınıfını geçince kurbanını keser.
7. Şarta bağlı olarak kurban kesmeyi adayan bir kişi, şartın yerine gelmesinden sonra istediği zamanda kurbanını keser.
8. Bir kimse adayacağı kurbanını yalnız Allah için adamalıdır. Allah'tan başkası adına kurban kesilmez.
İşte en çok yanlışlık bu hususta yapılmaktadır. Zira İslam'da bir yatıra, bir kabre, tekkeye veya falan devlet adamına kurban adamak câiz değildir. Çünkü kurban, vacip olan bir ibadet olması hasebiyle yalnız Allah rızası için, Allah adıyla kesilir.
Kabirlere gidip kurban kesme adeti İslam'dan önceki kavimlerin müşrik adetlerindendir. İslam dini kabirler üzerine kurban kesmeyi yasaklamıştır. Hz. Muhammed Efendimiz, bir hadislerinde; “Kabirler üzerinde kurban kesmek İslamiyette yoktur” buyurmuştur. Buna göre İslam dininde olmayan bir adeti varmış gibi kabul etmek, kötü bir bid'at olup, büyük bir manevî sorumluluğu vardır.
Bir müslüman kurban adarken dileğinin olmasını Allah'tan değil de bir kabirden veya türbeden beklerse küfre girer. Bu nedenle adak yapmak isteyen bir kişi, adakla ilgili zikrettiğimiz şartları dikkate almalı veya bir bilen yetkiliye sormalıdır.
Adak, kabir veya bir yatır başına gitmeden de kesilir. Allah rızası için kesilen kurbanın sevabı, orada yatan zatın ruhuna ithaf olunabilir. Allah'a mağfiret etmesi için dua edilir. Bu câizdir, ancak bir kişi, “kurbanımı şu zatın yüzü suyu hürmetine dileğimin yerine gelmesi için kestim” diyemez.
Şu iyi bilinmelidir ki, İslam'da tazim ve taat için hiçbir aracıya lüzum yoktur. Mü'min, Rabbına karşı şükranını, kulluğunu vasıtasız arzeder. Nitekim beş vakit namazımızın her rekatında Fatiha suresini okurken 5. ayette; “ancak sana kulluk eder, yalnız senden yardım dileriz” diyoruz. Çünkü İslam esaslarına göre Allah'tan başkasına kulluk etmek, ilâhî takdiri başkasından beklemek câiz değildir.
Allah'ın takdir ettiği şeyin hiçbir şekilde değişmesine imkan yoktur. Nezir (adak); ilâhî iradeyi değiştirmez, ancak nezredeni cimrilikten kurtarır.
Kabirler ölümü tefekkür, ahireti hatırlama ve ibret almak için ziyaret edilir. Orada yatanlar için Kur'an okunur, ruhlarına Allah rızası için bağışlanır. Ancak onların şefaatçi olması ümidiyle mezar başlarında kurban kesilmez. Çünkü İslam inancına göre kutsiyet yalnız bir varlık üzerinde toplanmıştır. O da Cenab-ı Allah'tır, başka hiçbir varlığa kutsiyet vermek câiz değildir.

Doç.Dr.H.Mehmet SOYSALDI
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....