Arama


Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
16 Ocak 2010       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Ad:  Kıbrıs Adası (Kıbrıs Adası Hakkında)2.jpg
Gösterim: 2754
Boyut:  55.0 KB
Kıbrıs

(Yun.: Kipros, Fr.: Chypre, İng.: Cyprus), Doğu Akdeniz'de ada.

Sicilya ve Sardinya'dan sonra Akdeniz'in üçüncü büyük adası olan Kıbrıs'ın yüzölçümü 9.251 km2'dir. Türkiye kıyılarından en az 40, Suriye kıyılarından 60 mil uzaktadır. Adanın güney yarısı Karlıdağ-Trodos adı verilen dağlık bir kitleyle örtülüdür. Bu kitlede en yüksek nokta 1.950 m.ye kadar çıkar. Kuzeyde Türklerin Beşparmak, Rumların Girne-Karpas adını verdikleri, kıyıya paralel bir dağ sırası uzanır ve en yüksek yerinde 1.000 m.ye kadar ulaşır. Bu iki dağlık bölge arasında da, nüfusun büyük kısmının toplandığı düzlükler yer alır (Meserya). İklimi, doğal ve kültür bitkileriyle tipik bir Akdeniz adası olan Kıbrıs, su gereksinimini büyük ölçüde yeraltı sularından karşılar. Bu sulardan, kurak yaz mevsimi boyunca tarımda yararlanılır. Nüfusun % 79,2'si Rum, % 18,7'si Türk, % 2,1'i küçük azınlıklardır (Ermeni, Arap vd.). Resmî dil Yunanca ve Türkçedir. Merkezi Lefkoşa (Nicosia); başlıca kentleri ise Limasol, Magosa, Larnaka, Girne ve Baf'tır. İlk çağların en eski dönemlerinden beri yerleşilmiş bir ada olan Kıbrıs, Akdeniz'in en önemli ticaret merkezlerinden biriydi. Adanın adı, o dönemlerden beri bilinen bakır madenlerinden gelir. Birçok el değiştirdikten sonra, 1192'de krallık hâline geldi. 1489-1570 yılları arasında Venedik yönetiminde kaldı. Coğrafî konumuyla ada Doğu Akdeniz uygarlıkları ve imparatorlukları arasındaki ilişkilerde ve alışverişlerde ayrıcalıklı bir rol oynamıştır. Çok yönlü etkilerden alabildiğine etkilenmiş olan Kıbrıs özgün niteliğini korumasını da bildi. Daha İ.Ö. VI. binyılda yerleşimin başladığı (Hirokitia'da yapılan kazılara göre) adada IV. binyılın ortalarına doğru çanak çömlek kullanılmaya başlandı. Neolitik döneme ait yerleşmeler İ.Ö. 3000'e doğru terk edildi. İ.Ö. 2300'e doğru başlamış olan Tunç Çağı'nda madenlerin işletilmeye başlamasıyla bir refah dönemi yaşandı ve ticaret gelişti. İ.Ö. 1400'de Ahalar adaya yerleştiler, Mikenai kültürü II. binyılın sonuna dek adada varlığını sürdürdü. Dor istilâlarından etkilenen Kıbrıs; Yunanistan, İyonya, Rodos, Fenike ve Mısır ile ilişkiler kurdu.

İ.Ö. IX. yy'da çeşitli Fenike kolonileri (Kition, Amathonte, Lapathos) kurulmasına rağmen Yunan yerleşmesi Helenistik dönemin sonuna kadar sürdü. Sırasıyla Asurluların, Mısırlıların, sonra Perslerin istilâsına uğrayan ada Evagoros döneminde (İ.Ö. 410-374) ayaklanmaya kalkıştı. İ.Ö. 333'te İskender'in imparatorluğuna bağlandı, daha sonra Selefkîlerle Ptolemaios hanedanı arasında bir kavga konusu oldu, İ.Ö. 58'de ise Romalıların eline geçti. Antikçağ'ın sonunda, erken dönem Hristiyan yapılarının (Paphos, Soli) da gösterdiği gibi parlak bir dönem yaşandı. Bizans İmparatorluğu ile bütünleşen ada geçici olarak Arapların eline geçti (İ.Ö. IX.-X. yy), sonra Aslan Yürekli Richard adayı ele geçirip Gui de Lusignan'a verdi. Lusignan 1192'de burada Fransa'nın desteğiyle bir Lâtin krallığı kurdu. Uzun bir refah döneminin ardından 1489'da Venediklilerin işgaline uğrayan ada 1571'de Türklerin eline geçti. 1571'den 1878'e kadar, 300 yıldan fazla Türk yönetiminde kaldı. Bu tarihte, Osmanlı Devleti, Türk-Rus Savaşı sonucunun yarattığı bunalımlı bir dönemde, ada yönetimini, bazı koşullar karşılığında İngiltere'ye devretti. Hukuken Osmanlı Devleti'ne bağlı olmakla beraber, ada 1914'e kadar İngiltere elinde kaldı. Bu tarihte, Türklerle savaş hâlinde olması nedeniyle, İngilizler tarafından resmen ilhak edildi ve 1925'te de koloni hâline getirildi. II. Dünya Savaşı'ndan sonra Kıbrıs, son derece karışık siyasî ve askerî olaylara sahne oldu ve çok bunalımlı dönemler yaşadı. Bir yandan adanın iki toplumu arasında, öte yandan da Rumlarla İngilizler arasında meydana gelen olaylar zaman zaman kanlı çarpışmalara dönüştü. Türkiye, Yunanistan ve İngiltere hükümetleri arasında süregelen uzun diplomatik görüşmelerden sonra, 1959'da bağımsız bir devlet hâline getirildi. Yeni devletin anayasası iki topluma eşit haklar tanıyordu. Toplumlar devletin yönetimine nüfusları oranında katılacaklar, devlet başkanı bir Rum, yardımcısı bir Türk olacak, parlamentoda, kabinede ve öteki devlet hizmetlerinde yine nüfusları oranında yer alacaklar, belediye seçimlerini ayrı ayrı yapacaklardı. Fakat anayasanın öngördüğü bu haklar, kuruluşun daha ilk yılında Türkler aleyhine bozuldu.

1963 yılı sonlarında adanın Rum yönetimi Türklere karşı yıldırma hareketlerine girişti. Çünkü bağımsızlığa karşın, Rum yönetiminin asıl hedefi olan Yunanistan ile birleşme (ENOSİS) politikasından vazgeçilmemişti. 1964-1974 dönemi içinde, bir yandan üç garantör devlet (Türkiye, İngiltere, Yunanistan), öte yandan adanın Türk ve Rum toplumları yöneticileri arasında yapılan diplomatik girişimler; Birleşmiş Milletler'in aldığı, adaya barış gücü ve bir arabulucu gönderilmesi gibi önlemler hiçbir olumlu sonuca ulaşamadı. Bu arada Yunanistan'da kurulan cunta rejimi, Kıbrıs sorununun daha da çıkmaza girmesine yol açtı. Bu cuntanın girişimleri sonunda, 1974 Temmuz ayında adada bir hükümet darbesiyle Sampson yönetimi kuruldu. Bu olay Kıbrıs sorununu bir oldubitti noktasına getirdi. Olay üzerine, İngiltere nezdindeki bazı diplomatik girişimler de bir sonuç vermeyince Türk hükümeti, garantörlük hakkını tek başına kullanarak adada bir oldubitti ile değiştirilmek istenen antlaşmaları ve Türkler'in can emniyetini korumak amacıyla askerî harekâta girişti (20 Temmuz 1974). Adanın kuzey kıyısında Girne ve yakın çevresini kontrolü altına aldı. Olay, Kıbrıs'ın Rum kesiminde ve Yunanistan'da derin yankılar yarattı. Sampson ve cunta yönetimleri devrildi; üç garantör devlet arasında Cenevre'de görüşmeler başladı. Fakat bu görüşmeler, adaya güven getirecek bir antlaşmaya ulaşamadı. Türkiye, ikinci bir harekâtla adanın kuzey yarısını kontrolü altına aldı (15 Ağustos 1974).

1975'te Kıbrıs fiilen ikiye bölündü. Kıbrıs topraklarının yaklaşık üçte ikisini oluşturan güney bölümü Kıbrıs Cumhuriyeti'nin (Türkiye'de resmî adı Kıbrıs Rum Yönetimi, nüfusu 503.498 [1982], yüzölçümü 5.896 km2) denetimi altındadır. Kıbrıs Cumhuriyeti, uluslararası alanda adanın tümünü temsil eden devlet olarak tanınır. Kuzeyde, Kıbrıs'ın yaklaşık % 40 kadarını meydana getiren bölgede bir "Türk Federe Devleti" kuruldu. Rauf Denktaş, federe devletin başkanı oldu. Rum tarafıyla yapılan görüşmelerin sonunda her iki tarafın da kabul edeceği bir antlaşmaya varılamadı. Bunun üzerine adanın kuzeyinde 15 Kasım 1983'te Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti adıyla (yüzölçümü 3.355 km2, 1978'de nüfusu 146.740) bağımsız bir Türk devleti kuruldu. KKTC, uluslararası alanda yalnız Türkiye tarafından tanınmaktadır. Adanın tümünde federal bir devletin oluşturulması amacıyla iki toplum arasında sürdürülen görüşmeler bugüne değin sonuç vermemiştir.

MsXLabs.org & MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi
Son düzenleyen Safi; 14 Ocak 2017 02:39