Arama

Kıtalar - Avrupa - Tek Mesaj #4

ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
17 Ocak 2010       Mesaj #4
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Avrupa
MsXLabs.org & Temel Britannica


Bölgeler
Avrupa'nın Birleşmiş Milletler tarafından oluşturulmuş bölgeleri:
██ Kuzey Avrupa
██ Batı Avrupa
██ Doğu Avrupa
██ Güney Avrupa
Ad:  638px-Location-Europe-UNsubregions%2C_Kosovo_as_part_of_Serbia.png
Gösterim: 703
Boyut:  185.9 KB

Güney Avrupa

Avrupa'nın güneydeki toprakları Akdeniz Bölgesi'nin bir parçasıdır. Denize yakın bölümleri dağlıktır; Akdeniz iklimi ve bitki örtüsü görülür. Bu koşullarda çiftçilik yapmak kolay değildir. Çünkü yamaçlann basamak biçiminde teraslanması; üzüm ve meyve yetiştirmek için toprağın derince kazılması gerekir. Uzun ve kurak geçen yazlar, bağlann ve bahçelerin sulanmasını gerektirir. Teraslama ve sulama ağır bedensel çalışma anlamına gelir. Avrupa'daki çiftliklerin çoğunda kullanılan pulluk ve harman makinesinin yerini bel ve orağın aldığı Akdeniz tarımının en belirgin özelliği ağır bedensel çalışmadır.
Akdeniz'in balık açısından zengin olmamasına karşın, toprakların tanm için çok elverişsiz olması ve kıyılarda küçük teknelerin barınabileceği yerlerin bulunması, balıkçılığın ve deniz ticaretinin gelişmesine yol açmıştır. Eskiçağlardan beri Akdeniz, dünyada ticaretin en yoğun olduğu bölgelerden biriydi. 1869'da Süveyş Kanalı'nın açılmasıyla Akdeniz'in ticari önemi daha da arttı. Avrupa'nın güneyindeki Cenova, Napoli, Marsilya ve Barselona gibi limanlar çok önem kazandı.
Akdeniz'i çevreleyen ülkeler, dünya tarihinde her zaman büyük bir rol oynadı. Uygarlığın Mısır ve Mezopotamya'da başladığını, daha sonra batıya doğru yayıldığını biliyoruz. 14. yüzyıla kadar Venedik ve Floransa gibi italyan kentleri zengin ve güçlüydü. Ama uzun deniz yolculuklan yapmanın güçlükleri bir kere aşılınca, Portekiz, İspanya, Fransa ve İngiltere'nin dünya ticaretindeki önemi arttı; Akdeniz ülkelerininki ise azaldı.
Güney Avrupa, tümü de Alp Dağlan'nın güneyinde uzanan, İber (İspanya ve Portekiz), İtalya ve Balkan yanmadalarını kapsar. Alp Dağları arasındaki vadiler, Akdeniz ülkelerini Kuzey Avrupa ülkelerine bağlar. Eskiçağlarda Romalılar bu vadilerden biri olan Rhöne Vadisi'nden geçerek bugünkü Fransa'ya, Almanya'ya, İngiltere'ye, Hollanda'ya ve Belçika'ya girmişlerdi. İÖ 60'ta Yunanlılar tarafından kurulduğundan bu yana Marsilya Kuzey Avrupa'ya giden yolların giriş kapısı oldu. Adriya Denizi kıyısındaki Venedik ve Triyeste ile Ege Denizi kıyısındaki Selanik üzerinden Tuna Irmağı'na doğru giden, daha az elverişli yollar da vardır.
Akdeniz ülkeleri Avrupa'nın en yoksul ülkeleri arasındadır. Çünkü bir yandan çiftçileri ve balıkçıları zengin değilken, öte yandan kömür ve petrol az olduğu için fabrikalara gerekli olan enerji kaynakları ve hammaddelerden de yoksundurlar. Pireneler'de ve Alpler'de eriyen karın, yağmurun yokluğunu giderdiği yerlerde birkaç büyük enerji santralının kurulmuş olmasına karşın, kurak geçen yazlar su gücünden yararlanmayı genellikle engeller. Akdeniz Bölgesi'ndeki demir ve krom cevheri kömür yokluğundan metal üretiminde kullanılamaz; işlenmek üzere başka ülkelere gönderilir. Yün, ipek ve pamuk üretilir ama üretim büyük miktarlarda değildir. En önemli sanayi bölgesi, Kuzey İtalya'daki Lombardiya Ovası'mn kuzey sınırında yer alır. Buradaki Milano, Torino ve çok sayıda daha küçük kentte, fabrikalara gerekli elektrik enerjisini üretmek için Alp D ağları'ndaki ırmakların su gücünden yararlanılır.
Bu nedenlerle Akdeniz ülkeleri büyük ölçüde tarıma bağımlıdır. Ama, çiftçilikten yüksek bir yaşam düzeyi sağlanamadığı için birçok insan öteki kıtalara göç etmiştir. Bir bölümü ise daha zengin ülkelerde işçi ya da denizci olarak çalışmaktadır. Akdeniz kıyılarında turizm önemli bir gelir kaynağıdır.
İber Yarımadası'nda Portekiz ve İspanya yer alır. Portekiz bir Akdeniz ülkesi olmaktan çok bir Atlas Okyanusu ülkesidir. Başkenti Lizbon'dan, Güney Amerika'ya giden önemli hava ve denizyolları geçer. İspanya'nın büyük bölümü kurak ve çıplak bir yayladır. Kuzeyindeki dağlarda demir cevheri ve bir miktar kömür vardır; güneyde ise Romalılar zamanından bu yana bakır madeni çıkarılır. Sevilla yakınındaki Endülüs Ovası en bereketli bölgesidir. Akdeniz kıyısına yakın topraklarda şarap, zeytinyağı, portakal ve fındık üretilir.
Fransa'nın Akdeniz kıyılan, üç büyük ada olan Korsika, Sardinya ve Sicilya ile İtalya' nın yarımada olan bölümü aynı görüntüye sahiptir: Sakin, mavi bir deniz, geniş koylar ve kayalık burunlar. Denizin hemen ötesinde üzüm, zeytin, portakal ve limon yetiştirmek için teraslar biçiminde düzenlenmiş olan ya da seyrek ağaçlarla kaplı tepeler uzanır. Daha içerilere doğru toprak çorak, çalılık ve koyunların otladığı cılız çayırlar dışında, değersizdir. Ovaların yeterince büyük olduğu yerlerde, Sicilya'daki Palermo, İtalya'daki Roma, Napoli ve Livorno gibi kentler gelişmiştir. Kuzey İtalya'da bulunan ve Po Irmağı'nın kollarıyla sulanan Lombardiya Ovası, zengin bir tarım bölgesidir. Bu ovada, buğday, mısır, pirinç ve süt ürünleri üretilir.
Sarp dağlar ve dağınık adalar ülkesi Yunanistan'ın yoksulluğu, halkı yüzyıllar boyunca yaşamlarını denizde aramaya yöneltmiştir. Toprağın yirmide birinden daha az bir bölümünde tahıl üretilir. Balkan Yanmadası'nın Türkiye'deki bölümünün ortasında verimli Ergene Ovası vardır. Kuzeyinde 1.000 metre yüksekliğe ulaşan Istranca Dağlan'nın yer aldığı düzlükler İstanbul'a kadar uzanır. İstanbul ve Çanakkale boğazlan Asya ve Avrupa'nın bu bölgedeki sınırını oluşturur. Balkan Yanmadası'nın kuzeyindeki ülkeler Güney Avrupa'dan çok Orta Avrupa ülkeleridir; bu nedenle daha ilerdeki bölümlerde anlatılacaktır.

Doğu Avrupa

Doğu Avrupa tüm kıtanın yaklaşık yarısıdır. Kuzey Buz Denizi'nden Karadeniz'e ve Kafkas Dağlan'na kadar 2.800 km; Ural Dağlan ile Karpat Dağları arasında, doğubatı doğrultusunda 2.400 km uzanır. Neredeyse dümdüz olan bu büyük alanı bölen tek bir dağ sırası bile yoktur; burası dünyanın en büyük düz İliklerinden biridir. Bir uçtan öbürüne çok az değişiklik göstermesiyle kıtanın öteki bölümlerinden ayrılır. Sığ ırmakların geniş alçak yaylalarla ayrılan geniş havzaları birbirine çok benzer. Güneydeki iklim en kuzeydekinden farklıdır, ama bu değişiklik yavaş yavaş gerçekleşir. Toprak da bir bölgeden ötekine az değişiklik gösterir. Doğu Avrupa'nın kıtanın öteki bölgelerinden iklim ve toprak açısından gösterdiği farklılık, yetiştirilen ürün cinslerine ve insanların yaşam biçimlerine yansır.
Rusya karlı bir ülkedir; biraz Kanada'ya benzer. Ama Rusya'da Kanada'daki Kayalık Dağlar'a benzeyen büyük dağ sıralan yoktur. Kar kalınlığı genellikle çok fazla değildir, ama kar çok uzun bir süre yerde kalır. Karadeniz kıyılarındaki en ılık bölümleri bile genellikle yılın altı haftası karla kaplıdır. Kuzeye doğru gidildikçe karın yerde kalma süresi uzar.
Avrupa'nın kuzeydoğudaki en uç noktasında ve Kutup Dairesi'nin kuzeyinde bulunan Vorkuta'da zengin kömür yatakları vardır. Buradan çıkarılan kömür, Rusya'nın kuzeybatı sınırında bulunan Leningrad'daki fabrikalara götürülür. Kuzey Buz Denizi kıyısı boyunca uzanan tundra bölgesinde, ancak birkaç bin kişi yaşar. Bunlar geçimlerini besledikleri rengeyiklerinden, balıkçılık ve avcılıktan sağlarlar. Beyaz Deniz'den Leningrad'a ve Ural Dağları boyunca daha güneye doğru büyük melez çam, köknar, ladin ağacı ormanlan uzanır. Bu ormanlardan sağlanan büyük miktarlardaki kereste Arhangeisk limanından öteki ülkelere gönderilir. Yaz aylarının kısalığı tarımı olanaksız kılar.
Kuzeydeki bu ormanların güneyinde, yapraklarını sonbaharda döken meşe gibi ağaçlarla, köknar benzeri ağaçların birlikte bulunduğu karışık bir orman kümesi vardır. Bu ormanlar Baltık Denizi'nden batıdaki Karpat Dağlan'na kadar olan alanı kaplar ve güneye gittikçe daralarak Urallar'ın güney ucuna kadar uzanır. Geçmişte bol miktarda kereste sağlayan ormanlar kesilerek tarıma elverişli topraklar elde edildi. Moskova bu bölgenin ortasında yer alır. Yakınındaki Valday Tepeleri'nden Doğu Avrupa'nın birkaç büyük ırmağı doğar ve çeşitli yönlere doğru giden ticari taşımacılığa elverişli suyollarını oluşturur. Ülkenin en büyük kömür yataklarından biri bu ormanın güney ucundadır; Moskova ile bölgedeki öteki kentlerdeki fabrikalara enerji sağlar. Moskova ile daha önceki iki başkent, Kiev ve Leningrad, bu karışık orman kuşağının oluşturduğu üçgenin üç ayrı köşesinde yer alır.
Rusya'nın Avrupa'daki topraklarının güney ve güneydoğusu çayırlık alanlardır. Özellikle ırmak kenarlarında, gür çayırlıklarla birbirinden ayrılan birçok orman vardır. Daha sonra, çok az ağaçlı ama koyu renkli, verimli topraklar olan gerçek stepler gelir. Bu "kara toprak" bölgesi Rusya'da en çok tahılın üretildiği yöredir. Binlerce işçinin çalıştığı büyük çiftliklerde, buğday, çavdar, arpa ve yulaf yetiştirilir. En büyük kömür yatağı olan Donbass ve zengin demir cevheri yatakları, Ukrayna adlı bu bölgede bulunur. Bu nedenle burası Rusya'nın en önemli sanayi bölgelerinden biri olmuştur.
Hazar Denizi yakınlarında çok az yağış olur. Bu yüzden, ancak ırmaklardan sulama yapılabilen yerlerde ekin yetişebilir. Hazar Denizi'nin batısında ve Kafkas Dağları'nın kuzeyindeki bölgede ise Avrupa'nın en zengin petrol yatakları bulunur.

Orta Avrupa

Orta Avrupa, kıtanın Baltık Denizi ile Akdeniz ülkeleri arasında kalan bölümünü kapsar. Büyük Tuna Irmağı güneye doğru, çapraz biçimde bölgeyi geçer. Orta Avrupa bölgesi Kuzey Avrupa Ovası'nın Almanya ve Polonya bölümlerini, Güney Almanya ve Bohemya yaylalarını, Alp Dağları'nın en yüksek bölümlerini ve Orta Tuna bölgesindeki büyük Macaristan Ovası'nı içine alır. Bu yüzden görünümü Doğu Avrupa'nınkine göre çok büyük çeşitlilik gösterir.
Orta Avrupa'nın geniş vadiler ve havzalarla bölünmüş olması, geçmişte buralarda çok sayıda küçük devletin kurulmasına neden oldu. Bunların bir bölümü Osmanlı İmparatorluğu ve Avusturya İmparatorluğu örneklerinde olduğu gibi büyüyerek imparatorluklara dönüşmeyi başardıysa da tekrar parçalandılar.
Rusya'daki düzlüklerden Pripet Bataklığı ile ayrılan kuzeydeki ova, Polonya ile Almanya arasında bölünmüştür. Üç büyük yavaş akışlı ırmak, Elbe, Öder ve Vistül bu ovada kuzeyden güneye doğru akar. Eski zamanlarda burası karışık ormanlarla kaplıydı; Polonya'nın birçok bölümünde olduğu gibi, toprağın kumlu ve verimsiz olduğu yerlerde hâlâ öyledir. Ama killi, zengin bir toprağı olan geniş ırmak vadilerindeki ağaçlar kesildi ve buralar verimli tarım alanları oldu. Bu yöredeki çayırlar da iyi otlaklardır. Öteki yerlerde en iyi topraklarda buğday ve şekerpancarı, daha az verimli topraklarda ise çavdar ve patates yetiştirilir. Denize akan ve kısa dönemlerin dışında ender olarak buz tutan ırmaklar, vadilerdeki çiftliklerin ürünlerini Hamburg, Szczecin ve Gdansk (Danzig) gibi limanlara taşır.
Kuzeydeki ovanın güney sınırında, Orta Avrupa'nın en önemli kömür yataklarına sahip olan Ruhr, Saksonya ve Silezya vardır. Yayladan çıkarılan maden cevheri ve koyunlardan elde edilen yün, buralarda, ortaçağdan başlayarak, metal işçiliği ile kumaş ve cam yapımının gelişmesine neden oldu. Çekoslovakya, Güney Almanya ve Güney Polonya'da büyük sanayi merkezleri vardır. Bu ovanın güney bölümündeki korunaklı ırmak vadileri, tahıl ve kök bitkilerinin yanı sıra üzüm ve tütün gibi ılıman iklim isteyen bitkilerin de yetiştirildiği zengin tarım alanlarıdır. Yukarı Ren Vadisi bu tür topraklara bir örnektir.
Alp Dağları, İsviçre'yi baştan başa geçer ve Tuna'ya yaklaşırken kollara aynlır. Tuna'nın öteki yanında, Karpat Dağlan, Macaristan Ovası'nı kuşatacak biçimde bir yay çizer. Batı Avusturya'dan Balkan Yanmadası'na doğru başka bir dağ sırası iner. Bu sıra, Adriya Denizi kıyılarını izleyerek Yunanistan'a inen batı kolu ile Yugoslavya ve Bulgaristan'ı geçerek Karadeniz'e ulaşan doğu koluna ayrılır. Bu dağ sıraları ulaşım ve iletişim açısından ciddi birer engeldir. Bu dağlardaki belli başlı geçitler, Tuna'nın Viyana yakınlarında dağlarda açtığı yol; Sava Irmağı'nın Adriya Denizi kıyısındaki Triyeste'den kıtanın içlerine doğru akarken Yugoslavya'da Ljubljana yakınlannda açtığı geçit; Belgrad çevresinden geçen ve Yunanistan'da Selanik yakınlarında denize dökülen ırmaklann oluşturduğu gediklerdir. Demiryollan için Alpler'in yüksek orta bölümlerinde tüneller yapılmıştır. Tuna, Viyana'dan Romanya'daki Demirkapı adı verilen dar boğaza kadar, Alp Dağları ile Karpat Dağlan tarafından kuşatılmış geniş bir düzlükte akar. Macaristan Ovası ya da Alföld diye bilinen bu düzlük, Rusya'nın güneyindekine benzer çayırlık bir alandır. Burada domuz, sığır ve at yetiştirmenin yanı sıra buğday ve mısır da üretilir. Tuna, Demirkapı'yı geçtikten sonra, Romanya'da, öncekine benzeyen bir başka büyük ovayı geçerek Karadeniz'e dökülür. Bu ovanın kuzey bölümünde petrol yatakları vardır.

Kuzeybatı Avrupa

Norveç, İsveç ve Finlandiya'da, işlenmeye elverişli olmadığı için kimsenin yaşamadığı geniş topraklar uzanır. Finlandiya'da, neredeyse hiç toprağın olmadığı geniş kayalık alanlar vardır. Toplam büyüklüğünün İngütere'ninkinin dört katı olmasına karşın, bu üç ülkenin nüfusu İngiltere'nin nüfusunun dörtte biri kadardır. Toprakların büyük bölümü orman kuşağı içinde yer alır. Kerestesi için çam, ladin ve huşağacı yetiştirilir. Orman kesildiği zaman açılan alan tanma elverişli değildir. İsveç'te büyük çoğunluğu yurtdışına satılan çok zengin demir cevheri yatakları olmasına karşın, bu üç ülkeden hiçbirinde söz etmeye değer kömür yataklan yoktur.
Kuzeydeki morina ve ringa balığı avcılığında Norveç'in iyi bir konumu vardır; denizcileri bütün denizlerde çalışır. Birçok Norveçli de daha iyi bir yaşam sağlamak için Kanada ve ABD'ye gitmiştir. İsveç, ırmaklardaki su gücünü ve maden kaynaklarını kullanarak fabrikalar kurabilmiştir. Ama Finlandiya'nın kereste dışında çok az kaynağı vardır. Hem İsveç, hem de Finlandiya'nın limanları kışın buz yüzünden çalışamaz duruma gelir. İzlanda'nın büyük bölümü çıplak volkanik dağlarla kaplıdır, ama çayırlarda koyun ve sığır yetiştirilir. İzlanda'yı çevreleyen denizler balık yönünden çok zengindir.

Kuzey Denizi Ülkeleri ve Fransa

Kuzey Avrupa Ovası batıda, Kuzey Denizi' nin yatağını oluşturacak biçimde hafifçe alçalır. Kuzey Denizi'nin ötesinde, Britanya Adalan'nı oluşturacak biçimde gene hafifçe yükselir. Bu yüzden çevresi dağlık olmayan sığ bir denizdir.
İngiltere'nin, Kuzey Fransa'nın ve Belçika' nın büyük sanayi merkezleri, zengin kömür yataklarının kolaylıkla işlendiği, kömürün demiryolu, akarsu ve deniz ulaşımıyla kolayca taşınabildiği yerlerde kurulmuştur. Bu bölgelerdeki üretim, Japonya gibi ülkelerin gelişen sanayilerinin rekabetinden etkilenmiştir. Kuzey Denizi'nden çıkarılan petrol ve doğal gaz, evler ve fabrikalar için yakıt sağlar.
İngiltere, Belçika, Hollanda ile Danimarka'nın değişken, çoğunlukla yumuşak, nemli iklimi bol besin üretmelerini sağlar. Bu iklim özellikle süt ve besi hayvanlarının beslenmesi, koyun, domuz ve kümes hayvanlarının yetiştirilmesi için gerekli olan otlakların büyümesine çok uygundur. Kuzey Denizi ile Atlas Okyanusu ve Kuzey Buz Denizi'nin Kuzey Denizi'ne yakın bölümleri dünyanın en zengin balıkçılık alanları arasındaydı. Ama, geçmişteki aşırı avlanma yüzünden günümüzde, bazı bölümlerinde balık azalmıştır.
Elverişli koşullara karşın İngiltere ile Almanya Federal Cumhuriyeti'nin besin üretimi halklarını beslemeye yetmez. Hammaddenin yanı sıra besin maddeleri de uzak ülkelerden getirilir. Avustralya ve Amerika kıtalarından yün, pamuk, maden cevherlerinin yanı sıra, et, tahıl ve meyve alınır. Bu yüzden Batı Avrupa ülkelerindeki yaşam düzeyinin yüksekliği denizaşırı ülkelerle yapılan ticarete bağımlıdır. Dünyanın en büyük limanlarından birçoğu da Avrupa'nın bu bölümündedir. İngiltere'deki Londra, Liverpool ve Southampton; Belçika'daki Anvers; Hollanda'daki Rotterdam; Almanya Federal Cumhuriyeti'nin Kuzey Denizi kıyısındaki Hamburg; Danimarka' daki Kopenhag; İsveç'teki Göteborg ve Norveç'teki Bergen büyük ticaret limanlarıdır.
Fransa, Rusya'nın dışında, Avrupa'da kuzeyden güneye kadar uzanan tek ülkedir. Akdeniz'de kıyıları olan Fransa'nın güneydoğusunda ve Pireneler'de Avrupa'nın en yüksek tepelerinden bazıları bulunur. Ülkenin ortasındaki yayla, pek çok açıdan Almanya Federal Cumhuriyeti'nin güneyindeki yaylalara benzer; kuzey ve batı kıyıları ise gerçekte, Kuzey Denizi bölgeleri arasında sayılabilir. Bu yüzden Avrupa'nın tümünde bulunan özellikler Fransa'da küçük ölçekte bulunur.
Fransa, Manş Denizi ile Akdeniz'den geçen iki büyük okyanus ticaret yolunun arasında yer alır. Belli başlı limanlarından güneydeki Marsilya ile kuzeydeki Le Havre, Rouen ve Dunkerque bu yollar üzerindedir. Fransa bir yandan çok çeşitli tarım ürünü ve hayvan yetiştiren zengin bir tarım ülkesi; öte yandan önemli bir çelik üreticisi, giysi ve mobilya gibi güzel görünümü olması gereken malların yapımcısıdır. Başkenti Paris, birçok demiryolunun geçtiği önemli bir merkezdir.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!