Anká Kuşu (Mavi Anka Kuşunun öyküsü) Renklerin kör kara maviye battığı bir anda Bir Anká kuşu havalanacak. Önce vurulacak, sonra uçacak. Vurulup vurulup kanatlanacak. Kanının kırmızısıyla, Kanadının mavisiyle, Yaşamaya olan inadıyla, Dört mevsimin renklerini bir araya gagasıyla toplayacak. Herdaim bu masal anlatılacak, Herdaim bu böyle olacak. Önce kaybedilecek, sonra kazanılacak. Önce verilecek, sonra alınacak. Huzurun sükut ettiği bir akşamda Asma bahçeli bir sırça köşk yanacak. Yıpranıp yıkılıp ahşap olacak. Bu harabeye bir kadın uğrayacak. Oymalara olan sevgisinden Kadife şilteli sedirlerde gördüğü düşler yüzünden Çerçeveleri kırık alın yazmaların şikayetlerinden Sus pus olup ateşe yüz vuracak. Yüzyıl sonra da olsa sahanlıkta oturup dinlenecek. Uşşak makamından taş plaklar dinleyecek. Her köşe onarılacak tırnak tırnak. Herdaim bu masal anlatılacak, Herdaim bu böyle olacak. Önce kaybedilecek, sonra kazanılacak. Önce verilecek, sonra alınacak. Hurma ağaçlarının yanısıra seyir eyleyen bu kervanın Fincan yüklü katırları talan olacak, yağmalanıp dağılacak. Yanmamış bir balya ipeğini, kırılmamış bir usta işi ibriğini, Bir seyyah bohçasına alıp Istanbul’a varacak. Adını bilmediğin panayırlarda tezgah açacak. Kulbuna göz nurunu döktüğün, İlmeğine yüreğini iliştirdiğin sanatını satacak. Marifetin dillere şayan olacak, diyardan diyara adın okunacak. Herdaim bu masal anlatılacak, Herdaim bu böyle olacak. Önce kaybedilecek, sonra kazanılacak. Önce verilecek, sonra alınacak. Bu Anká Kuşu Vurulup vurulup kanatlanacak.. Bu masal Unutulup unutulup anlatılacak..
Renklerin kör kara maviye battığı bir anda Bir Anká kuşu havalanacak. Önce vurulacak, sonra uçacak. Vurulup vurulup kanatlanacak. Kanının kırmızısıyla, Kanadının mavisiyle, Yaşamaya olan inadıyla, Dört mevsimin renklerini bir araya gagasıyla toplayacak. Herdaim bu masal anlatılacak, Herdaim bu böyle olacak. Önce kaybedilecek, sonra kazanılacak. Önce verilecek, sonra alınacak. Huzurun sükut ettiği bir akşamda Asma bahçeli bir sırça köşk yanacak. Yıpranıp yıkılıp ahşap olacak. Bu harabeye bir kadın uğrayacak. Oymalara olan sevgisinden Kadife şilteli sedirlerde gördüğü düşler yüzünden Çerçeveleri kırık alın yazmaların şikayetlerinden Sus pus olup ateşe yüz vuracak. Yüzyıl sonra da olsa sahanlıkta oturup dinlenecek. Uşşak makamından taş plaklar dinleyecek. Her köşe onarılacak tırnak tırnak. Herdaim bu masal anlatılacak, Herdaim bu böyle olacak. Önce kaybedilecek, sonra kazanılacak. Önce verilecek, sonra alınacak. Hurma ağaçlarının yanısıra seyir eyleyen bu kervanın Fincan yüklü katırları talan olacak, yağmalanıp dağılacak. Yanmamış bir balya ipeğini, kırılmamış bir usta işi ibriğini, Bir seyyah bohçasına alıp Istanbul’a varacak. Adını bilmediğin panayırlarda tezgah açacak. Kulbuna göz nurunu döktüğün, İlmeğine yüreğini iliştirdiğin sanatını satacak. Marifetin dillere şayan olacak, diyardan diyara adın okunacak. Herdaim bu masal anlatılacak, Herdaim bu böyle olacak. Önce kaybedilecek, sonra kazanılacak. Önce verilecek, sonra alınacak. Bu Anká Kuşu Vurulup vurulup kanatlanacak.. Bu masal Unutulup unutulup anlatılacak..
(Alıntıdır, Murat Kayalı’ya aittir.)