Arama


GusinapsE - avatarı
GusinapsE
Ziyaretçi
28 Temmuz 2006       Mesaj #2
GusinapsE - avatarı
Ziyaretçi

Öldüren Sular


Resimde çevre kirlenmesi ve zararlı sanayi artıkları sebebiyle kirlenen kar ve yağmur sularından gelen sülfirik ve nitrik asitle ölen alabalıklar görülmektedir.
Kar ve yağmur sularından gelen sülfirik ve nitrik asitle kirlenmiş dere suyundan dolayı, Adirondack ırmağında, tel kafese konulan dere alabalıkları oksijensizliğe dayanamayarak öldüler.

Binlerce İskandinav, yüzlerce A.B.D. ve Kanada göllerinde şimdi asit yağmurlarından dolayı balık yaşamamaktadır. İlim adamları fosil yakıtların yanmasından dolayı oluşan asitlerle bu göllerin kirlendiğine inanmaktalar. Bu göllerin nasıl öldürücü bir hal aldığı bilmecesi ise tamamen çözülememiştir.

Yayılan sanayi artıkları çeşitli canlıların hayatını tehdit etmektedir. Resimde 5.0 pH değerindeki asitli sularda solungaçları bodurlaşmış, omurgası deforme olmuş bir semender görülmektedir.
Avrupanın sânayi merkezlerinden yayılan ve rüzgar vasıtasıyla gelen kirleticilerin, İskandinav ülkelerinde bilhassa Norveç'in güney kısımlarında tesirli olduğu görülmektedir. Bu bölgede zararlı maddeler tesirsiz hale getirilememekte ve binlerce canlı yok olmaktadır. Ekolojist Dr. Hans Hultberg İsveçte 4000 gölde artık balık yaşamadığını, diğer 14000 gölün de asitli hale geldiğini söylüyor. İsveçli ilim adamları da diğer ülkelerden gelen rüzgarların bu kirlenmeyi doğurduğunu savunuyorlar.

Zararlı maddelerle kirlenmemiş yağmur suları çok zayıf asittirler. 5,6 pH değeri taşırlar. Midyelerin 6 pH değerindeki sularda; küçük ağızlı levreklerin 5,5 pH değerindeki sularda öldüklerini biliyoruz. Fırıldak böceği ve su kayıkçısı gibi aside dayanıklı böceklerin 3,5 pH değerindeki sularda bile yaşadığı görülmüştür.

Cornell Üniversitesinde birkaç günlük semender embriyonları 5.0 pH değerinde asitli suya maruz bırakıldılar. Bu embriyonların beslenme problemleri belirdi.

İkibuçuk haftalık embriyonda ise kalbinin yanında şişlikler ve diğer uzuvlarında bodurlaşmalar görüldü. Bu bozukluklar umumiyetle öldürücüdür.

Dr. Pough 6,0 pH değerindeki sularda bu yaratıkların yumurtalarının yüzde altmışının (%60) öldüğünü görerek, beslenme zincirinde kuşlar veya küçük memeliler için önemli yeri olan semenderlerin de geleceğinin balıklar gibi yok olmak olduğunu belirtirken, onların sayısındaki bu şiddetli değişmenin, çevredeki canlıların dengesini bozacağını ileri sürdü.

Bazı ilim adamlarına göre, yağmurun asitlik derecesi ağaçtan toprağa geçinceye kadar bir miktar değişir. Yağmur suları çam, köknar gibi ağaçların yapraklarından geçerken organik ve mineral asitleri de alarak pH değeri 4,0’dan 3,9’a doğru değişir ve ağacın tepesinden dibine ininceye kadar bir kat daha kuvvetli asit haline gelir.

Bunun tam aksine, sert ağaçların yapraklarındaki tuzlar da yağmur sularının asitliğini 5.0 pH değerine kadar hafifletirler, fakat kaybedilen tuzların yeniden kazanılması için bu sert ağaçlar toprağa asitli hidrojen iyonları salıverirler.

Her iki halde de topraktan kalsiyum ve potasyum filtre edilip süzüldüğü için ağaç kökleri bu gıdalardan mahrum kalırlar. Aynı zamanda filtre edilen alüminyum ve hidrojen iyonları da balıklar için zehirdir.

Ahtapot kolları gibi yeryüzünü kaplayan yirminci yüzyıl teknolojisi oksijeni emip zehirli maddeler salıveren dev bir yaratığa benzemekte. Evet, insanlar da hayvanlar da oksijen için nefes alırlar ama nefes verdiklerinde hayatı tehdid eden zehirler yaymadıkları gibi nebatat için gıda sayabileceğimiz CO2 neşrederler ve bu muvazene binlerce yıldır sürer gelir.

Dünyada canlılar muvazenesi öyle bir keyfiyet taşımaktadır ki; herhangi bir yerinden yapılan bir müdahele hiç umulmadık yerlerde umulmadık neticeler ve zararlar vermektedir. Üzerinde yaşadığımız şu Küre-i Arzda mutlu ve huzur dolu bir hayat en tabii hakkımız olmakla beraber, bu hakkın korunması da; kendi ellerimizle geliştirdiğimiz teknolojinin yaratılış gayemize uygun olmasına ve bu gaye içinde hareket etmemize bağlı olsa gerektir.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 20 Şubat 2019 23:48