Arama


GusinapsE - avatarı
GusinapsE
Ziyaretçi
28 Temmuz 2006       Mesaj #5
GusinapsE - avatarı
Ziyaretçi

Toprak Alltı Hizmetçileri


Tarık ÇELİK

Günümüzde toprak hakkında yapılan araştırmalar hızla ilerlemektedir. Toprak analiz laboratuvarları en çok başvurulan yerler arasına girmiştir. Çiftçiler topraklarını uzun süre kimyevi gübreyle gübreledikleri halde, gittikçe fiyatı artan bu madde ile umduklarını elde edememişlerdir. Böylece topraktan en iyi şekilde faydalanmak için araştırmalar başlamıştır. Çalışmalar esnasında toprağın içinde bulunan maddelerin ve canlıların da sayım ve dökümü yapılmaktadır. Meselâ, 1 m2 toprakta milyarlarca bakteri, milyarlarca ışınlı mantar, 23.000 sıçrayıcı böcek, 18.000 uyuz böceği, 800 böcek ve böcek larvaları, 550 çok ayaklı, 320 karınca, 300 kurtçuk, 240 sinek kurdu, 230 örümcek ve en az 180 tane de solucan tesbit edilmiştir. Toprak içinde farkedemediğimiz birçok küçük canlı ve bakteriler, solucan ve diğer böceklerle birlikte verimi artırmakta, toprak üzerinde bir şeyler yetişmesini sağlamaktadır. Toprak İçindeki bu yaratıklar kendi hayatlarını İdame ettirirken biz insanlara da faydalı olmaktadırlar.

Toprak içi hayat, yeme, sindirme, yenme veya çürüme safhalarını ihtiva etmektedir. Birçok yönleriyle toprağa fayda sağlayan canlılardan birisi bakterilerdir. Bunlar toprakta çok mühim bir iş görmektedirler. Ölmüş bitki ve hayvanları bitkiler için gıda haline getirme en büyük vazifeleridir. Böylece bin bakteri grubu azot muhtevalı protein bağlarını oksijen muhtevalı azotlu maddelere dönüştürmekte ve neticede bitkiler kökleriyle bu yeni maddeyi almaktadırlar. Topraktaki muayyen işler için yine hususi işler yapabilen bakteri ve mikroorganizmalar mevcuttur. Meselâ, bakteri ve mantarlar alemi arasında yer alan Aktino-misetlerin selülozu, odun maddesi sayılan lignini ve böceklerin vücutlarını kaplayan kitini parçalamada rakibi yoktur. Mesela bu maddeler insan organizması tarafından sindirilip parçalanamamaktadır. Aktinomisetler diğer canlılar gibi bir ağıza sahip olmadıkları halde, gıdaları olan organik maddelere, iplikçiklerden salgıladıkları enzimlerle tesir ederler. Karbonhidratları parçalayıp şekere dönüştürürler.

Bakteriler de parçalanmış maddeleri vücut satıhlarıyla gıda olarak alabilirler. Böylece lignin ve selülozdan da faydalanmış olurlar. Parçalanmış olan kitinin azotlu bileşiklerini bakteriler alır ve boşaltım organları olmadığı için bünyelerinde kalır. Bakteri ancak öldüğünde azot açığa çıkarak bu defa bitkilere faydalı hale geçer. Eğer toprağı karıştırdığınızda tipik bir koku duyarsanız, işte bu aktinomisetlerin faaliyetlerini göstermektedir. Toprakaltı dünyasının daha pek çok sırları vardır. Mesela, bakterilerin faaliyetleri hava sıcaklığıyla yakından ilgilidir. Sıcaklık arttıkça madde alışverişi artmakta ve tabii ki, bakteriler de daha hızlı ölmektedir.

Sıcaklığın her on derece artışında topraktaki madde değişimi iki misline çıkmaktadır. Ölmüş bitki ve hayvan artıklarının toprağı besleyecek madde haline gelmeleri 9–15 ay sürmektedir. Güneş enerjisinin de yardımıyla bitkiler organik maddeler sentez ederler. Bitkilerin bu materyali,bir gıda zinciri içerisinde toprak içi canlıları tarafından işlendikten sonra geriye kalan küçük artıklar ise bakterilere yarar. Çürümüş bitki artıklarını yiyen toprak içi canlılar ayrıca bunları sindirdikten sonra zengin bir gübre halinde bırakırlar. Tropik bölgelerin toprağında ise Kuzey Yarımküreye nisbetle, böcekler toprakta daha az bulunurlar. Burada her türlü organik artığı hızla İşleyen bakteriler mevcuttur. Kuzey Yarımkürede de böcekler, bakteriler ve nebatlar bir gıda zinciri içerisinde birbirine bağlıdır. Topraktaki canlıların faydaları bunlarla da kalmaz, kendi kabiliyetleri dâhilinde toprağı havalandırır açar ve işlerler. Böylece toprağın verimi de artmış olur. Örümcekler, solucanlar, çokayaklılar, salyangoz gibi toprak sathına yakın canlılar, hareketleriyle ölmüş nebati artıkları kendi gübreleriyle de birleştirerek toprağı zenginleştirirler.

Bu mukavim maddeler, toprakta su tutma hususiyetini artırmaktan başka toprağı erezyondan da korurlar. Ayrıca toprak katmanları arasındaki sularda yaşayan küçük canlılar, daha hiç araştırılmış değildir. Yerleri az olsa da diğer hayvanlara gıda olmaktadırlar. Mesela bîr kum tanesinin etrafındaki nemli kesimde çeşitli kurtçuklar ve kamçılı mikroorganizmalar yaşar.

Kendisi beslenip hayatiyetini sürdürürken toprak verimini artıran canlılardan birisi de solucanlardır. Bugün artık toprakta 70cm. derinliğe kadar solucanların yuva yaptığı bilinmektedir. Bu derinlikten sonra enlemesine hareket ederler. Hareketleri sayesinde üstteki humusu derinlere ve mineral İhtiva eden alt toprağı da üste çıkarırlar. Yer biyologlarından C. A. Edward'a göre, solucanlar bu sayede yılda 2-25 ton toprağı alt kesimden satha çıkarmaktadırlar.

Bir noktada denilebilir ki, solucanlar kendi başlarına toprak havalandırmada rakipsizdirler. Topraktaki dolaşım, hayvanlar bitkileri yer sindiririrler 1) Solucanlar bitki artıklarını yuvalarına çekerler. Tesbih böcekleri de bunlardan faydalanır. 3) Küçük böcekleri daha büyükleri yer. 4) İplikli kurtlar ve algı kabuklu hayvanların (böceklerin) kitin tabakalar, yerler. 5) Bakteriler en küçük parçaları dahi işlerler. Böylece bu safhalarda gıda maddeleri teşekkül ederi 7) Bunlar da yeni bitkilere gıda olurlar.
Bavyera'da yapılan bir tecrübede, açtıkları deliklere kuru yaprakları çeken solucanların toprağın erozyona uğramasını engelledikleri tesbit edilmiştir. Yağan yağmur, toprağı çekip götürmeyerek bu delikler vasıtasıyla dengeli olarak toprak İçine geçip depolanmaktadır. Solucanların deliklere yerleştirdikleri kuru yapraklar da sindirildikten sonra çok faydalı gübre haline gelmektedir. Fakat umumiyetle 30–40 cm. derinlikte yapılan mekânize ziraat, solucanlara çok zarar vermektedir. Solucan yönünden zengin olan yerlerde toprağın sadece üstten 5 – 10 cm. kadarlık bölümünün havalandırılması yeterli olacaktır. Şayet, daha derin havalandırma yapılırsa zengin humus tabakası çok altlara ve verimsiz toprak da üste çıkacağından, ilâve olarak kuvvetli gübreleme gerekir. Fakat, kimyevi gübreler de solucanlar üzerine menfi bir tesir yapmakta ve bu canlıların sayılarının azalmasına sebeb olmaktadır. Milyonlarca yıldan beri Yaratıcı'nın emriyle; suni gübrelerin ne pahalı oluş ne de verimsizleştiricilik gibi mahsurlarına sebeb olmadan toprağın verimini artırma konusunda vazife gören bütün bu küçük canlıları koruması, insan için bir zarurettir.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 20 Şubat 2019 23:49