Arama


GusinapsE - avatarı
GusinapsE
Ziyaretçi
28 Temmuz 2006       Mesaj #7
GusinapsE - avatarı
Ziyaretçi

Şehirlerin Akciğeri


Süleyman AYDIN

Ülkemizde, son asırlarda iki şeyin baltalanması bir türlü önlenemedi: Neslimiz ve ormanlarımız. Her ikisi etrafında da ne kadar şey yazılıp çizildi ama, gaddâr, yine gaddar, zâlim yine zâlim; mağdur yine mağdur, mazlum yine mazlum...!

Ormanlar şimdiye kadar odun hammaddesi başta olmak üzere reçine, mantar, kauçuk, sepi maddesi ve tıbda kullanılan çeşitli bitkiler, kestane, kocayemiş, çilek, böğürtlen, keçi boynuzu gibi yenebilen meyve şeklinde yan ürünleri veren kaynak olarak görülüyordu. Son zamanlarda ormanların koruyucu hekimlik bakımından çok mühim olduğu da ortaya çıkarılmıştır. Dünya nüfusunun hızla artışı, teknolojideki hızlı gelişmeler beraberinde birçok problemi de getirmiştir. Problemlerin en önemlilerinden olan çevre kirliliğine karşı ormanların müessir bir koruyucu fonksiyonu olduğu ve bu koruyucu fonksiyonunun sıhhat bakımından çok büyük Önemi haiz olduğu çeşitli ilmî araştırmalarla ispat edilmiştir.

Şehirlerin civarındaki ormanlar, insanlara sağladıkları hijyenik fonksiyonları ile âdeta şehirlerin akciğerlerini meydana getirmektedirler.

Ormanların akarsu rejimlerini düzenlediği, kaynaklan beslediği, açık alanlara nisbetle husûsî bir iklime sahip olduğu, toprakların yıkanıp gitmesini önlediği, rüzgârın hızını frenlemek suretiyle onun zararlı tesirlerini azalttığı ve havayı temizlediği günümüzde bilinen hususlardandır. Ormanlar fizikî hava kirlenmesini meydana getiren tozlara karşı da aktif bir filtre vazifesini görürler.

Ormanlar aktif filtre vazifesini icra etmelerini şu şekilde yaparlar:
1 -) Yerçekimi ve taşıma momenti neticesi, kirli maddelere karşı frenleyici fonksiyonu ile onların aşağıya düşmesini sağlaması.

2-) Geniş bir satıh oluşturan ağaç tepelerinin, kirli maddeleri adsorbsiyon {emme tutma) ve absorbsiyon yoluyla tutması ve bunu yaygınlaştırması.

3-) Rüzgârla taşınan sediment haldeki kirli maddelerin hareketini önlemesi.

Ayrıca orman, rüzgârın yönünü değiştirip rüzgâr akımına karşı bir perde oluşturarak kirleticilerin tesirini azaltır. Ormanların bu filtre işine te'sir eden birçok faktörler vardır. Ormanın yeri, yerleşim merkezi ile kirliliğin oluştuğu yerin arasında olması, hava kirliliğinin tür ve konsantrasyonu, ormanın yapısı v.s.

Ormanın rüzgâr yönüne bakan kısmının tabakalı olması, geniş bir tepe tacı sathını kaplaması, iyi bir bitki topluluğu ile örtülü oluşu toprağın filtre etme hususiyetini artırır.

Bununla ilgili yapılan bir çalışmada 1 cm3 havadaki gaz tanecikleri sayıldı; gaz fabrikası civarında 43.000 tanecik, orman içinde 4400 tanecik ve ormanın batı kenarında 1200 tanecik ortaya çıkdı. Ormanın hava kirliliğini azaltıcı veya frenleyici tesiri üzerindeki diğer bir çalışma da, bir şehrin caddesindeki 1 cm3 havada 500-800 bakteri, hemen yakınında bulunan bir ormanda 1 cm3 havada ise sadece 40-50 bakteri tespit edilmiştir. Ormanın filtre fonksiyonunda sıklık ve ağaçların boyu ile tepe kısımlarının pürüzlülük dereceleri oldukça önemlidir.

Ormanlar hava kirliliğini oluşturan CO2 gazını özümleme esnasında kullanmaları ve neticede O2 ve besin kaynağı sentezlemeleriyle de fıtrî bir filtre fonksiyonu görürler. Ormanların hasıl ettiği O sadece bizim hayatımızı devam ettirmede rol almaz; aynı zamanda Ozon tabakasının devamlılığını sağlar.

Ormanların radyoaktif kirlenmeye karşı da koruyucu fonksiyonları mevcuttur. Ormanlar oluşturdukları yaprak, dal ve j gövde kütleleri ile temas ettikleri hava içinde bulunan kirletici maddelerin konsantrasyon ve karışım nisbetlerini değiştirir ve böylece kiri süzerek sağlığı koruyucu bir iş görürler.

Bir çok ülkede bulunan atom reaktörlerinde, zaman zaman kazalar olabilmekte ve radyoaktif maddeler etrafa yayılarak ciddi problemler doğurmaktadır. 1957 yılında İngiltere'deki bir reaktördeki kazada 2200 curie radyoaktif madde serbest bırakılmış ve 500 km2 lik bir sahada süt üretimi yasaklanmış ve 2 milyon litre süt kullanılmadan yok edilmiştir. Ormanlar bu gibi radyoaktif maddelerin yayılışını %30-%60 nisbetinde frenlerler ve ağaçlar, gövde, dal ve yaprakları ile rüzgara siper olup onun hızını ve yönünü değiştirdikleri gibi, beraberinde taşıdıkları radyoaktif parçacıkları da tutarlar.

Zihin ve sinir hastalıklarına yol açan gürültüyü önlemede ormanların müessir rolleri vardır. Gürültü o kadar zararlı bir şeydir ki, kan dolaşımı bozukluklarında, kalp hastalıklarında ve miyokard enfarktüsünden meydana gelen ölümlerin artışında müessir olmaktadır. (Bak Sızıntı sayı 58) Ormanlar ve benzeri bitki örtüleri gürültüyü yansıtma ve absorbe etmek suretiyle bu mevzuda da faydalı hizmet görürler. Hususiyle motor sesinin söz konusu olduğu yollarda, trafik gürültüsünün önlenmesi için yolun her iki yanında belirli genişlik ve kapalılıkda bir orman şeridinin bulunması gerekir. Bir araştırmaya göre 50 m. genişliğinde bir park, trafik gürültüsünü 20 – 30 desibel kadar azaltmaktadır.

Büyük şehirler ve endüstri merkezleri civarında bulunan ormanlar hususî bir İklime sahiptirler. Açık sahalara oranla gündüzleri daha serin, geceleri daha sıcak bir havası vardır. Fazla buharlaşma sebebi ile ormanların tepe tabakası, sıcak yaz günlerinde çevreyi serinletir. Yüksek miktarlarda ışık tuttukları için kışın sıcak olurlar. Orman havası koruyucu bir iklim hususiyetine de sahiptir. Ormanın gölgelerinde, ışığın spektral bir şekilde yayılışı ile, insan gözünü en az rahatsız eden dinlendirici, ferahlatıcı bir vasat meydana getirilir.

Sâkin hava, derinin soğumasını azaltır. Orman atmosferinde soluk alındığında açık hava ve yerleşim merkezlerine nisbetle daha fazla nem ciğerlere gider. Ormanlarda gergin sinirleri yumuşatan bir sükûnet de vardır. Yüksek frekanslı gürültü yapıcı ses tonları, ağaç gövdeleri tarafından zararsız hâle getirilir. Ormandaki bu sessiz ve sâkin hava şehirlerde bunalmış insanlar için çok faydalı bir fizikî dinlenme, tedavi ortamı oluşturur.

Şehir içinde bulunan her ağacın enerji ve ısı bakımından atmosfer havasına müsbet bir tesiri vardır. Terleme yapması ile rutûbet kaynağı düşük sıcaklık sebebi ile, radrasyon ve sıcaklık kaynağı, oluşturur. Yeşillikleri ile radyasyonun zararlı tesirlerini azaltır, toz ve gürültüyü minimum seviyeye düşürür.

lsopren, pinen limonen, mytren gibi tedavi yönünden insana tesir edecek eterik

yağları ihtiva etmesi ve az toz bulundurması ormanların bir başka değerli yönüdür. Orman mikro iklimindeki insanlar için son derece kıymetli ve güzel kokan maddelere hava vitaminleri ismi verilir.

İğne yapraklı ormanların yayılış gösterdiği yerlerin havasındaki eterik yağlar, bronşit ve üst solunum hastalıkları için tabiî bir tedavi imkânı sağlar ve bu gibi hastaların âdeta bir İnhalasyon (teneffüs) merkezleridir. Çam ormanlarında bulunan eterik sahaların akciğer tüberkulozu tedavisinde tesiri olduğuna dair deliller de vardır.

Netice olarak diyebiliriz ki, ormanların hammadde kaynağı olmasından daha mühim olan, toprağı koruyucu ve su ekonomisini tanzim edici, hususî iklimi ile büyük şehirler civarındaki halkın gezme, eğlenme, dinlenme ihtiyaçlarını karşılayıcı fonksiyonları vardır. Etrafımızı çepeçevre saran nimetleriyle, bizlere kendi rahmet ve keremini tanıttırmak isteyen Rahmet-i Sonsuz'a ne kadar teşekkür etsek az değil mi?
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 20 Şubat 2019 23:50