Arama

Köşe Yazısı ve Makaleler - Tek Mesaj #159

KafKasKarTaLi - avatarı
KafKasKarTaLi
Ziyaretçi
29 Temmuz 2006       Mesaj #159
KafKasKarTaLi - avatarı
Ziyaretçi
Abdullah ÖZDOĞAN

Kandil dağı, Kandil gecesi, Kandil simidi...

Geçtiğimiz Perşembe gecesi, üç ayların başlangıcı Regaip kandiliydi...
İstanbul sokaklarında kandiller yanarken, Kandil dağında 'dost' ülkelerden gelen yardım paketleri parçalanıyordu...
Aynı kandil gecesi, on günde 15 şehit veren ülkenin yüzlerce evinde, yanan kandiller eşliğinde şehitlere dualar ediliyor, adresi Kandil olan yaratıkların vahşetine ağlanıyordu...
İstanbul sokaklarında kandiller yanıyordu bir kandil gecesinde...
Kandil'i kendine ev yapmış yaratıkların açtığı yaralar, Kandil gecesinde dua çığlıklarıyla gök yüzüne yükselirken, İstanbul'un 'nezih' semtlerinin çalgılı çengili mekanlarından yükselen zevk ve sefa nağmeleri, gökyüzündeki melekleri kaçırıyordu Perşembe gecesi...
Bir semtte iki yaşlı insan, çocukları ve torunlarıyla içlerindeki kandili yakmış, gözlerinde kalan ömürlerinin hüznü, dudaklarında iyilik ve sağlık temennileriyle kendini allaha'a teslim ederken, Kandil dağının eteklerinde 'iyiliksever ve demokrasi koruyucusu' bir ülkenin uçaklarla attığı yiyecekleri parçalıyor, atılan silahlarla daha kaç evin kandilinin söndürüleceğini hesaplıyordu...
Gözleindeki kandil sönmemiş evde, 'daha kaç kandil yaşayacağız' diye düşünen yaşlı insanlar Allah'a teslim olmanın huzurunu yaşıyor, Etiler'deki ultra lüks mekanlarda doyasıya 'seviqyeli beraberlik' yaşayanlar gecenin ne gecesi olduğunu hatırlamadan kandili nerede söndürürüz arayışına kafasını yoruyordu...
Pastahaneden Kandil simidini yaşlı anasına babasına alanların o simidi dualar eşliğinde evinde yerken aldığı hazzı, simidi pastanenin camekanında gördüğü zaman Kandil gecesini hatırlayanın alacağı haz aynı olabilir miyidi?
Türkiye'de birkaç Türkiye yaşandı bu kandil gecesinde...
Sokaklarda yanan kandiller, insanlığını unutmayanlar için birer umut, dualar affedilme ve iyilik için birer vesile iken, çok dolarlı evlerde yaşanan 'borsa yarın ne olacak' endişesine sarılmış ruhların terazisinde değeri var mıydı ki?
Kandil simitleri yendi evlerde...
Kandiller yandı sokaklarda...
Regaip kandili yaşandı bazı evlerde...
Kandil'deki kandilsizlerin, umurunda mıydı acaba?
Allah hepimizin Allah'ı değil miydi?
Yoksa bazılarımızın sadece başına kötü bir şey gelince mi Allah'ı vardı?
Kandil simitlerinin yendiği gecelerde Allah yerine Dolar- Euro anmanın bir manası olmalıydı...
Yoksa biz mi yanlış yapıyorduk?
Kandil gecelerinin bir anlamı olması için, okunan mevlütlerin arasında, yapılan toplu dualarda Dolar- euro paritesinin televizyonları başında bulunan ve cemaatin içinde olanların gönlüne göre şekillenmesi, maaşlara gelecek zamların enflasyon oranının beş katı olması şeklinde ibareler mi eklenmeliydi...
Bir Kandil gecesinde, kandil'de yaşayan böcekler atılan yemlere sevindi.
Bir kandil gecesinde, pek çok evde kandil simidi yenildi...
Bir kandil gecesinde, içtiği alkolden donuna işeyecek hale gelen pek çok kişi, kandili söndürecek bir başka batakhane aradı...
Bir kandil gecesinde, ciğeri yanan pek çok ana, başka anaların ciğeri yanmasın diye dua etti ve ağladı...
Bir kandil gecesinde pek az evde Regaip kandilinin ne olduğu hatırlandı...
Ve bu kandil gecesinde, böyle kendini unutan bir millete, ecdadının yüzü suyu hürmetine, dökülen şehit kanlarının yüzü suyu hürmetine, sayıları pek az kalan ve giderek yok olan iyi niyet ve kalp sahibi inananların yüzü suyu hürmetine, geriye kalan kendini unutmuş kütlenin hak etmediği halde, Allah'ın bağışlayıcılığına inanarak söylüyorum, nur yağdı...
kandil gecesinin sabahında, kimileri dünden kalma, kimileri huzurla uyandı.
Bu gün sokaklarda herkes aynı yollarda yürüyor, aynı sudan içiyor...
Pastanelerin camekanlarında Kandil günü satılmayan simitler, hafta içinde bayatlamadan satılmayı bekliyor...