Arama


Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
9 Şubat 2010       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
İstiare (edebiyat)

Vikipedi, özgür ansiklopedi



İstiare, Türk Edebiyatında, bir sözcüğü kendi anlamı dışında kullanarak, bir şeyi benzediği başka varlığının adıyla anma sanatı. Diğer adı eğretilemedir.
Benzetmenin iki temel öğesi vardır, benzeyen ve benzetilen. İstiare bunlardan birinin söylenmemesiyle yapılır.


Çeşitleri

İstiare genel olarak 3 amalve yaygın

Açık İstiare

Sadece kendisine benzetilenle yapılan istiaredir. Bir sözcüğün yerine benzetme amacı güderek başka bir sözcük kullanmaya denir.

Kapalı İstiare

Benzetme öğelerinden yalnız benzeyenle ve benzeme yönü ile yapılan istiaredir. Kapalı istiarede benzetilen söylenmeyerek gizili tutulur. Mitoloji, bilim ve metafizik gibi pek çok disiplin, kapalı istiareler yoluyla dünya edebiyatının epistemolojik altyapısını oluşturmuştur. Geçmişten günümüze uzanan çizgide moderne boyutlarda değişime uğrayarak günümüze kadar gelmiş bir edebî sanattır.

Genel

Benzetmenin temel öğelerinden yalnızca birisiyle çok sayıda benzerliği sıralayarak yapılan istiareye ise "yaygın istiare" (istiare-ı temsiliye) adı verilir.

Örnekleri

Açık İstiare

Bedr'in aslanları ancak bu kadar şanlı idi Yorum:Cümlesindeki "ASLAN" bu istiare çeşidine bir örnektir
Dışarıda bir dost eli okşuyor tenimizi. Yorum:Bu örnekte dost eli rüzgar yerine kullanılmıştır
Dünyaya geldiğim anda Yürüdüğüm hayli zamanda İki kapılı bir handa Gidiyorum gündüz gece Yorum:dünya iki kapılı bir hana benzetilmiş ama dünya söylenmemiş yani benzeyen yok sadece benzetilen var.
Aşiyân-ı murg-ı dil zülf-ı perîşânındadır Kanda olsam ey perî gönlüm senin yanındadır Fuzulî Al câme ile meh-pâre maşallah Pertev Paşa Âh eylediğim serv-I hırâmânın içindir Kan ağladığım gonce-I handânın içindir. Medya:Örnek.ogg"FTTK" Fuzulî Kadem kadem gece teşrîfi Nâilî o mehin Cihân cihân elem-I intizâra değmez mi Nâilî Gezermiş kasrın etrâfında yer yer tâze meh-rûlar Mükahhal gözlü Şîrîn sözlü Leylî yüzlü âhûlar Nedîm Açıldığın haber verir ağyâra gül gibi Dâim bize nesîm-I sebük-pâ gelir gider Nâbî Kapalı İstiare

Her taraf kırık dökük Dalların boynu bükük "Kederliyiz" der gibi Orhan Seyfi Orhon YorumMsn Grinallar boynu bükük insana benzetiliyor ama kendisine benzetilen insandan söz edilmiyor. Boynu bükük sözcüğü ile insanın bir özelliği vurgulanıyor.

Örnekler;
Nâz ederse gamzesi uşşâk-I zâra nâz eder Zülfi bir âşüftedir ki rûzgâra nâz eder Nâbî Ki henüz gonce-I neşküfte iken Anı dest-I ecel itdi pâmâl Fâzıl Nâgehân simsiyâh olur eflâk Hayretinden düşer sükûna cihân Mecnûn ana verdi cümle rahtın Pâk eyledi bergden dırahtın Fuzulî Eşcâr-I bâğ hırka-I tecrîde girdiler Bâd-I hazan çemende el aldı çenârdan Bâkî Yaygın İstiare

Bin gemle bağlanan at şaha kalkıyor Gittikçe yükselen başı Allah'a kalkıyor Son macerayı dinlememiş varsa anlatın Râm etmek isteyenler o marûr, âsil atın Beyhudedir her uzvuna bir halka bulsa da Boştur köpüklü ağzına gemler vurulsa da... Coştukça böyle sel gibi bağrındaki hisleri Bir gün başında kalmayacaktır seyisleri! Faruk Nafız Çamlıbel Yorum: Çamlıbel, milleti mağrur bir ata benzeterek çok sayıda benzerliği sıralıyor.

Bayağı İstiareler

Makdem-I tab’a dîbâ-yı Münîf olsa hasır Kadr-I iclâlime nisbetle değildir şâyân İrfan Paşa
Yanıkdır o âşıkın kitâbı Nazmında kokar ciğer kebâbı
Ziya Paşa
O ten ki hâk ola aşkın güdâz u sûzunda Biten giyâhı dem-I haşre dek kebâb kokar Nedîm