Ekolojik Dengede Parazitlerin Rolü
Prof.Dr. Arif SARSILMAZ
Başka canlıların üzerinde ve onların aleyhine olarak cereyan eden parazitlerin hayatını bugüne kadar çoğumuz arızi ve anormal birşey olarak görür, abes işin görülmediği kâinatta parazitliğin hikmetini araştırır dururduk.
Son çalışmalar bu hususta oldukça enteresan neticeleri karşımıza çıkarmıştır. Bu araştırmalara göre parazitler konak hayvanın davranışlarını, büyüklüğünü veya rengi gibi morfolojik karakterlerini değiştirmekte, neticede onları düşmanları tarafından daha kolay avlanabilir bir hale getirmektedir. Ancak bu şekilde parazitin hayat devresinin icabı olan yeni bir canlıya geçiş mümkün olmaktadır.
Tahtakurularını istila edip onların üzerinde parazit olarak yaşayan dikenli başa sahip kurtçuklar, tahtakurularını o kadar çok rahatsız ederler ki, sonunda tahtakuruları oyuklarından çıkmaya mecbur kalarak kuşlara yem olurlar.
Tetrameres americana adlı bir nematod (yuvarlak solucanlardan) larvası bir çekirgeye girdiği zaman onun kasları içinde kistler meydana getirir. Neticede çekirgenin hareketleri azalır ve felç olmuş gibi zorlukla kaçabilir. Böylece yeni avlanmayı öğrenen genç kuşlara kolayca yem olurlar.
Bu sayede hem kuşlar beslenmiş, hem de çekirge sayısı kontrol altında tutulmuş olur. Bu larvalar ancak genç kuşların vücudunda erginleşebilirler.
Taenia multiceps isimli şeritin larvası koyun gibi geviş getiren hayvanların beynine veya omuriliğine yerleşerek baş dönmesine sebep olan bir hastalığa yol açar. Başı dönmeye başlayan geviş getirici hayvan sürüden ayrılarak kurtlar ve yabani köpekler tarafından parçalanır. Şeritin larvası da köpek veya kurta geçerek hayat devresini sürdürür.
Yassı bir kurt olan Dicrocoelium dendriticum adlı parazit, hayatının büyük bir kısmını karıncalarda geçirerek koyunda ergin hale gelir. Koyunlar karınca yemediği halde yassı kurdun larvaları koyunlara nasıl geçer?
Bir grup kurt larvası karıncalara saldırır, bunlardan biri karıncanın yemek borusu altındaki sinir düğümüne yerleşerek orada kist haline geçer. Karıncanın ağız parçalarını ve vücut hareketlerini kontrol eden bu sinir, parazitle enfekte olunca, karınca sanki bir yerden emir almışcasına sürüne sürüne otların uç kısmına çıkar. Hava sıcaklığı da düşükse çeneleriyle otu ısıran kârınca çenelerini bir daha açamaz ve kilitli olarak kalır. Daha sonra orada otlayan bir koyun tarafından yenilir. Parazit böylece yeryüzü sahnesinde kendine verilen rolü en iyi şekilde oynayarak hayatını devam ettirir.
Acanthocephala şubesine dâhil parazitlerin bazı nev'ileri ergin safhalarını kuş ve balıkların ince bağırsaklarında geçirir. İnce bağırsakta yumurtlayan dişinin yumurtaları konak hayvanın dışkısı ile dışarı atılır. Bu yumurtalar çeşitli böcek veya kabuklular tarafından besin olarak alındığında onların sindirim kanalında açılır. Yumurtadan çıkan larva hayvanın sindirim borusunun duvarını delerek vücut boşluğuna (soloma) düşerek burada minyatür kurtçuklar (Cystacanth) haline dönüşürler. Paraziti taşıyan bu böcek, kuş veya balıklar tarafından yenildiğinde onların ince barsağında ergin hale gelir. İnce bağırsak içinde hazır sindirilmiş gıdayı bulan parazitlerin ince bağırsağa ihtiyacı olmadığı için Kudreti Sonsuz, onları en mükemmel şekilde bağırsaksız yaratmıştır. Hazır sindirilmiş besinleri bütün vücut satıhları ile massederek alırlar.
Acanthocephal'lerin üç nev'i birinci konak olarak suda yaşayan amphipod'ları kullanırlar. Ergin hallerine ise çeşitli omurgalılarda geçerler. Araştırmalar her nev'in kendine has olan ikinci konağının, birinci konağı yiyebilmesini sağlayacak şekilde davranışlarını değiştirdiğini göstermiştir.
Parazite bulaşmamış amphipod'lar ışıktan uzak olan dip sularında yaşar, nadiren havuz veya gölün sathına çıkarlar. Su üstünde iken rahatsız edilirlerse hemen suyun dibine dalıp çamur içine gömülürler. Polymorphus paradoxus isimli acanthocephal erişkin devresini yaban ördeği, kunduz ve sıçanların ince bağırsağında, larva devresini ise amphipod'larda geçirir. Bu kurtun yumurtalarıyla bulaşan bir amphipod normaldekinin tam aksine olarak ışığa doğru hareket eder. Rahatsız edildiklerinde de adeta bizi yiyin dercesine su üstünde bir tabaka meydana getirirler. Yahut da su üstündeki bitki veya yüzen cisimlere yapışırlar. Bu davranış değişikliği su sathında beslenen yaban ördekleri, kunduz ve misk sıçanları için eşi bulunmaz bir fırsat olup, kolayca karınlarını doyurmalarını sağlar. Akılları durduracak hadiseler zinciri içinde her canlı nev'inin sayısı az çok sabit tutularak hem ekolojik denge kurulmuş hem de herkesin rızkı en ucuz şekilde temin edilmiş olur.
Poiymorphus marilis nev'i tarafından enfekte olan amphipod'lar da ışığa doğru hareket ederler, fakat bunlar öncekilerin aksine su sathında bir tabaka meydana getirmezler. Rahatsız edildiklerinde su dibine kaçmak için gayret ederlerse de, parazitin ikinci konağı olan dalgıç ördekler bu yavaş kaçabilen nasiblerinin peşini bırakmaz ve dalarak rızıklarını yakalarlar.
Corynosoma constrictum adlı parazitin ikinci konağı ise hem su yüzünde, hem de dalarak beslenen ördeklerdir. Bu parazitin enfekte ettiği amphidop'ların bir kısmı su yüzünde bir kısmı ise dipte yaşarlar. Böylece her hayvanın beslenme durumuna göre üç tip parazit harika hayat devrelerini devam ettirebilmek için birinci ara konağın davranışlarını ayrı ayrı değiştirirler. Enteresan olan bir husus da amphipod'lardaki bu davranış değişikliğinin hemen meydana gelmemesidir. Parazit belli bir süre amphipod'un vücudunda gelişir, büyür ve ancak hayat safhasının programlanmış zamanına gelince sanki konak değiştirmesi gerektiğini biliyormuş gibi birçok karışık ve sırları henüz çözülmemiş fizyolojik faaliyetler icra ederek birinci konağının davranışlarını değiştirir.
Ötücü kuşlarda parazit olarak yaşayan Plagiorhynchus cylındraceus erişkin devresini sığırcık kuşlarında, larva safhalarını ise tesbih böceklerinde geçirir. Bu böcekler normal olarak nemli karanlık taş altlarında yaşadıkları halde parazit ile bulaştıktan sonra tam aksine olarak zamanının büyük kısmını açıkta ve aydınlık yerlerde geçirmeye başlar. Böylece sığırcıklar tarafından kolayca görülerek avlanırlar.
Hâdiselerin dış yüzü bize ilk anda anlaşılmaz veya abes gibi geldiği halde kâinattaki muhteşem nizamı ve bu Nizamı Koyan'ı ön plana alınarak araştırmalar yapıldığında hâdiselerin iç yüzü aydınlanmakta, faydasız gibi görünen parazitler sayesinde beslenen birçok canlı için bunların ehemmiyeti daha iyi anlaşılmaktadır. Son düzenleyen Safi; 21 Şubat 2019 00:00