Arama

Hayata Dair - Tek Mesaj #249

Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
1 Ağustos 2006       Mesaj #249
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Kanatlarını çırpmaktan yorgun düşerse mutluluk,
sevda türküleri hasretten dem vurmaya başlarsa,
öyle sağanak değil, ince ince yağarsa yağmur,
başının üstüne çöreklenirse hüzünlü bulutlar,
amber gibi kokarsa toprak,
beni hatırla sevdiğim;
bir yağmuru, bir yüreğini çok sevdim.

Büyük bir trende, yalnız bir kompartıman görürsen,
penceresinden akıp gidiyorsa şehirler,
dur durak bilmeden soluksuz yaşanıyorsa yolculukların,
koltuğun üzerinde açık duruyorsa eski bir kitap,
okudukça savruluyorsan zamanın suyunda,
hangisi hayal, hangisi gerçek karıştırıyorsan,
beni düşün sevdiğim;
uzun bir yolculuğun tam ortasında, hiç istemeden gittim.

Denizden esiyorsa rüzgar,
çığlık çığlığaysa martılar,
ne yaptığını farkında bile değilsen onlara ekmek atarken,
bil ki kulağına fısıldamışımdır,
bil ki pike yapan her martıda gülümsüyorumdur yanında;
sen de gülümse sevdiğim...

Başı dumanlı bir dağ görürsen uzaklarda,
bir de yemyeşilse üstelik;
bil ki, zirvesinde bir ateş bırakmışımdır yüreğimden düşmüş,
yanık bir türkü bırakmışımdır yarım kalmış,
tamamla sevdiğim...

Ufukta belirirse bir siluet,
belki beyaz bir gemi, belki yorgun bir balıkçı teknesi,
ister güvertede el sallayan bir kadın,
ister sarı yağmurluğu, siyah çizmeleriyle ihtiyar bir balıkçı,
bana bak sevdiğim,
kadının gözlerindeki yaş, balıkçının alnındaki ter benim.

Siyah beyaz bir fotoğraf görürsen bir gün,
yolun sonunda henüz doğan güneşi gösteriyorsa yüzü kirli bir çocuk,
gözleri şaşkınsa, ağzı açık,
satın al sevdiğim;
aynı yolun yolcusu bir yüreğim vardı benim, sana vermiştim.

Nasılsa rastlarsın bir parkta, güvercinlere yem atan yaşlı bir kadına;
neden sonra yorgun dizlerinin emriyle yığılıveren banka,
el ele tutuşan gençlere, oynayan çocuklara bakarken iç geçiren,
kim bilir hangi anın özlemiyle dalıp giden uzaklara,
yanına otur sevdiğim;
hüznünü dağıt. Senin dağıtamadığın hüznüm olmadı benim.

Sonbaharda yolun düşerse ormana,
hele bir de deli gibi esiyorsa rüzgar,
gözlerinde soğuğun hediyesi yaşlar,
başının üstünde takla atan sarı yapraklar,
ayaklarının altında o tatlı hışırtı,
inadına umut et sevdiğim,
rüzgara çırılçıplak direnen ağaçları örnek al.

Gecenin bir yarısı uyku tutmazsa bir türlü,
yüreğindeki yangının hasret sinmiş kokusu açtırırsa pencerelerini,
bir yıldız kayarsa karanlığın içine,
hala parlayanlardan ayırma gözünü sakın
ve sevinçle karşıla, vuslatı getirmeyecek güneşi...
Sırf sen yaşıyorsun diye, sevindiğim oldu benim.

Olur ya, bir çeşme görürsün ıssızlığın ortasında,
hele soğuksa suyu,
gölgesinde yapayalnız bekliyorsa bir ağacın;
sakın, geçip gitme sevdiğim,
bir yudum da benim için iç!
Ne bir çeşmeyi, ne bir pınarı, geri çevirmedim hiç!

Ama yalnız, ama birlikte, severdik karda yürümeyi...
Bu kış da, geçen yıl ki gibi çılgın olursa,
sadece bir seferlik, benim için düş yollara;
kardan adam yapan çocuklara yardım et, kar topu oyna...
Sırf sen aldın diye arada bir taktığım atkıyı,
şaşkın yüzlü bir kardan adamın boynuna dola ve bir daha asla,
beyazlar giyinmiş bir şehirde,
kapkara bir yüzle dolaşma!

Asla yapamadığım bir şey yap benim yerime,
kar kuyusuyla vedalaş.
De ki, Nazan artık söyleşemeyecek seninle,
elinde değildi!
Sadece bir kez, birbirinizden dinleyin beni,
sizden başka kimseye anlatamadım kendimi...

Sadece gömüldüğüm gün gel, mezarımın başına,
bir kaç dakika daha kal herkes çekildikten sonra...
Ben, yüreğine yuva yapmış bir kuştum,
gitmeden önce, azat etmeyi unutma!

Nedense, içimden bir ses, yağmur yağacağını söylüyor
O gün ve ben, her zaman olduğu gibi saklanmayacağım ondan,
hep yapmak istediğim gibi,
ilk kez çırılçıplak olacağım altında!

İlk kez, toprak kokusuna bu kadar yakın,
sana uzak olacağım.
İlk kez, derin derin içime çekmeyeceğim,
gerek de olmayacak, kalmayacak farkımız...
Ve ilk kez, istediğimde dokunamayacağım sana...

Varsın böyle bitsin hikayemiz sevdiğim;
ne zehir zemberek kelimeler,
ne ihanet, ne bitmek bilmeyen kavgalar;
varsın, ölüm girsin aramıza!

Son kez teşekkür edelim birbirimize,
ben dostum toprağa,
sen, yavuklun hayata dön!

Dilerim başka bir sevda beklesin seni;
dilerim, en az bizim ki kadar gerçek olsun!
Hayır, dilemekten daha öte bir şey bu,
vasiyetimdir!