Arama

Köşe Yazısı ve Makaleler - Tek Mesaj #164

KafKasKarTaLi - avatarı
KafKasKarTaLi
Ziyaretçi
2 Ağustos 2006       Mesaj #164
KafKasKarTaLi - avatarı
Ziyaretçi
Savaş SÜZAL

Lübnan neyin provası???

Bu yazıyı yazarken, Galatasaray-Beşiktaş maçını seyrediyordum. Gözüm televizyonda. Ama ne yazık, sahada koşan futbolcuları, biraz önce haberlerde seyrettiğim çocukları için dövünen, oraya buraya kaçışan Lübnanlı anne ve babalar olarak algılıyordu beynim. Seyircilerin tezahüratı ise beynimde Beyrut'ta Birleşmiş Milletler binasını taşlayan kalabalığın uğultusunu çağrıştırıyordu.

Lübnan ve Lübnanlılar da bir zamanlar bizden farklı değildi. Lübnan, Arap dünyasının en uygar ülkesiydi. Ta ki yanı başlarında bir İsrail devleti kurdurulana kadar. Ama ne gariptir, Lübnan halkı ve gençleri de, ülkelerini bizim gençler gibi hiç umursadı. Onlar da aynı bizimkiler gibi Galatasaray veya Beşiktaş takım tertiplerini bilip manken kovalarken, kendi memleketlerini umursamadan, eller havada dans eden, gününü gün eden ve o günü yaşayan Arap dünyasının safahat çocuklarıydı. Parayı kapan Arap şeyhleri Beyrut'a koşardı. Aynı bugün İstanbul'a koştukları gibi. Lübnan'dan toprak alırlardı. Bizden aldıkları gibi. Beyrut, Arap bankalarının merkeziydi, İstanbul'un olduğu gibi.

Önce Arap İsrail savaşı ve sonrasında, toprakları işgal edilen Filistinlilerin göçü başladı. Aynı bize Saddam'dan kaçan Iraklı Kürtler gibi. Bunlar Lübnan'da mülteci kamplarına yerleştirildiler, karınları doyuruldu. Bizim Güneydoğu Anadolu'da İşçi lojmanlarına yerleştirdiğimiz, karınlarını doyurduğumuz Kürt göçmenler gibi. Sonuçta içerde bir etnik kavga patlak verdi. Aynı bizde patlak verdiği gibi. Yüzde 60'ı Müslüman olan ülkeyi azınlıktaki yüzde 40 Maronit Hıristiyan yönetiyordu. Kavga buradan patladı. 1991'e kadar 15 yıl devam etti ve Taif anlaşması ile ülke yeniden yapılandı. Şimdi de bu olaylar.

Şimdi diyeceksiniz ki "kel alaka Lübnan..." Ne alakası var da gündeme getiriyorsun. Ben sadece ülkesinin geleceği ile ilgilenmeyen bir neslin sonuna, yaşanan bir örnek vermek istiyorum. Tarih bu tür olayların benzerleri ile dolu. ABD ve İsrail, Ortadoğu'nun haritasını yeniden çizmeye karar verdiler. Ve harita kanla çiziliyor. PKK'yı bilip te Hizbullah ve Hamas gibi terör örgütlerini desteklemeye imkân yok. Hem de benim kafam ve düşünce de olan Atatürkçü bir insan için. Ama oturun şapkanızı önünüze koyun ve düşünün. Bu savaş Hizbullah ve Hamas savaşı olmaktan çoktan çıktı.

İsrail, akıllı. Beyrut'ta Hıristiyan kısmı bombalamayıp, Müslümanları ülkeden çıkarma kampanyası yürütüyor. Tevrat'ta kendisine buyrulan sınırlara doğru Büyük İsrail'in de desteği ile ilerliyor, Lübnan'daki su kaynaklarını kontrol etme yönünde hareket ediyor. Bu arada İsrail herkese kafa tutup her yeri bombalamaktan da korkmuyor, çekinmiyor. Türkiye'nin terörle mücadelesini eleştiren dünya bu vahşetin karşısında ne hikmetse suskun. İnsan hakları, özgürlük insan değerleri sanki bir tek bizleri suçlamak için hazırlanmış düzenlenmiş kurallar. Dünya bu katliamı arkasını dönerek utanmadan seyrediyor.

Dünyaya basın özgürlüğü ve insan hakları konusunda nutuklar atan ve bizdeki kiralık kalemlerin özendiği Amerikan basını ise basın tarihine bir yüz karası olarak geçecek. Olayları tek taraflı vermekten kaygı duymuyorlar. Avrupa, Arap ve Türk TV'lerinde yayınlanan görüntüler Amerika'da yok. Aksine İsrail'e düşen füzelerde ölen İsrailliler anlatılıyor. Aynı Irak savaşında olduğu gibi embedded (gömme) muhabirler, embedded haberler yapıyor. Bu arada Başbakan Erdoğan'ın övgüyle duyurduğu koyu tutucu bir Musevi olan CNN televizyonundaki Larry King Erdoğan'ı unuttu sonra da başka bir program içinde (Andersen Cooper) 10 dakikaya indirilerek ABD'de kimsenin seyretmediği bir saatte yayınladı

Sıra kendisine gelmekte olan Türkiye'de yöneticiler ise aynı eller havada oynayan gençler gibi gamsız. Emekli olmaya hazırlanan Genel Kurmay Başkanı, Urla'daki evini her gün asker ve subayımızın öldürüldüğü Güneydoğu'dan daha fazla ziyaret ediyormuş. Ana ve babalar artık kaybettikleri evlatları için vatana feda olsun demiyorlar. Başbakan ise koptuğu tabanını yeniden kazanmak için yalnızca dinci gazetelerin yazarlarını toplayıp konuşuyor. Dışişleri kendi görevlerini bir sivile devretmiş, ülke basını IMF'den bir milyar dolar daha borç aldık diye zil takıp oynuyor.

Gördüğünüz gibi görev vatanseverlere düşüyor. Bu görev çok geniş kapsamlı ve zor. Allah cümlemizin gazasını mübarek etsin…..