Arama


RivaN - avatarı
RivaN
Ziyaretçi
5 Mart 2010       Mesaj #3
RivaN - avatarı
Ziyaretçi
Pamfilya kenti olan Aspendos Antalya’nın 48 km. doğusundadır.Aspendos’a Antalya-Manavgat yolundan ayrılan bir asfalt ile ulaşılır. Kent, Serik İlçesinin 8 km. doğusunda Köprü Çayı’nın dağlık bölgeden düzlüğe ulaştığı yerde, biri büyük, diğeri küçük iki tepe üzerine kurulmuş zengin şehirlerden biridir. İlk ismi bastığı sikkeler üzerinde de görüleceği gibi Estvadiiys’tir. Antik dünyada en güçlü para Aspendos sikkesidir.

M.Ö. 7.yy. başlarında kurulan şehir, Perslerin, Attik Delos Deniz Birliği’nin, Büyük İskender’in, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı egemenliklerini tanımıştır. Evrimedon Çayı ağzındaki konumu ile önemli bir liman ve ticaret kenti olarak ünlenen Aspendos, mısır, gül ağacından yapılmış süs eşyaları, şarap, tuz ve at ticareti yapmıştır. Kent ayrıca antik dünyanın en iyi atlarını yetiştirmesi ile de ünlüdür.

Aspendos’taki eserler, Aşağı Kent Yapıları ve Yukarı Kent Yapıları olarak ikiye ayrılır. Yukarı Kent Yapıları arasında agora, bazilika toplantı yapısı, nymphaeum ve eksedra yer alır. Aşağı Kent Yapıları arasında ise tiyatro, stadion, hamamlar, su kemeri, tapınak ve nekropoller sayılabilir. Aspendos surlarının Helenistik Dönem de yapıldığı, sonraları Geç Roma ve Bizans Dönemlerinde birtakım onarımlar gördüğü bilinmektedir.

Aspendos’u sanat merkezi yapan yapıtların başında tiyatro gelmektedir. Aspendos Tiyatrosu antik dünyadan günümüze gelebilmiş en sağlam tiyatrodur. Küçük bir tepenin yamacına kurulmuş olan tiyatronun mimarı Aspendoslu Thedoros’un oğlu Zenon’dur. Kapasitesi 15.000 kişiliktir. En önemli özelliği sahip olduğu muhteşem akustiktir. Tiyatro Selçuklular döneminde kervansaray olarak kullanılmıştır. Sahne binasının bazı yerlerinde görülen beyaz sıralar üzerine zikzak motifleri Selçuklu Dönemine aittir. Tiyatronun cavea bölümü yarım daire planlı olup, geniş bir diazoma ile ikiye ayrılır. Üst caveanın arkasını 59 kemerden oluşan geniş bir galeri boydan boya çevirmektedir. Caveanın iki tarafında girişlerin üzerindeki özel localar imparatorluk ailesine ve ocak rahibelerine ayrılmıştır. Orkestradan itibaren yükselen oturma sıralarının ilki senatör, yargıç ve yabancı elçilere, ikincisi kentin ileri gelenlerine aittir. Kadınlar genellikle üst sıralarda, galerinin altındaki bölümde otururlardı. Geri kalan bölümler kentin tüm vatandaşlarına açıktır. Sahne tiyatronun en çarpıcı bölümüdür.

Konglemara bloklarından inşa edilen iki katlı fasadın alt katında aktörlerin sahneye çıkışlarını sağlayan beş kapı vardır. Orkestra düzeyindeki küçük kapılar vahşi hayvanların kapatıldığı dehlizlere aittir. Üst kattaki sütunlu cephe mimarisinin tam ortasında üçgen bir alınlık içinde tiyatroların kurucusu ve koruyucusu olan şarap tanrısı Dionysos’un bir kabartması işlenmiştir.
Son düzenleyen Safi; 13 Aralık 2017 18:53