Arama


_KleopatrA_ - avatarı
_KleopatrA_
Ziyaretçi
10 Mart 2010       Mesaj #7
_KleopatrA_ - avatarı
Ziyaretçi
Müstezat
Vikipedi, özgür ansiklopedi

Müstezat, Arapça’dan Türkçe’ye geçmiş bir kelimedir. Arapça, ziyade sözcüğünden kaynaklanır.

1) Kelime anlamı olarak çoğalması istenilen, artmış anlamına gelir. Günümüzde bu anlamıyla fazla kullanılmamaktadır.
2) Bir edebiyat terimi olarak, her dizesine bir küçük dize eklenmiş divan edebiyatı nazım türünü ifade eder.

Bir gazelin her dizesine bir kısa dize ekleyerek oluşturulan şiir biçimidir. Çoğunlukla aruzun “mef’ulü/ mefailü/ mefailü/ feulün kalıbı kullanılarak yazılırlar. Her dizeden sonra bu kalıbın ilk ve son birimleri olan mef’ulü/ feûlün kalıbına uygun bir kısa dize söylenir. Eklenen bu kısa dizeye ziyade denir. Ziyadeler dizeden sayılmadığı için iki uzun iki kısa dizeden oluşan 4 dize bir beyit sayılır. Kısa dizeler okunsa da okunmasa da beytin anlamı bir bütün oluşturur. Ziyadesi bir satırdan fazla olan müstezatlar da vardır. Tez ziyadeli müstezatlara “sade” çitf ziyadeli olanlara ise “çift” adı verilir.

Müstezat'ın Özellikleri
:
  • Her beyitte uzun mısraların sonuna eklenen ve ziyâde mısra da denilen kısa mısralar yer alır.
  • Gazelden türemiştir.
  • Genellikle divanların gazelleri ve kasideleri arasında yer alır..
  • Müstezatta gazelde olduğu gibi aşk, şarap, güzellik ve aşkın ıstırabı gibi konular işlenir.
  • Divan şiirinin sanatlı ve artistik şekillerindendir. Kısa dizeler okunsa da okunmasa da beytin anlamı bir bütünlük oluşturur.
Müstezat örneği;
Bülbül yetişir bağrımı hûn etti figânın
Zabt eyle dehânın
Hançer gibi deldi yüreğim tîg-i zebânın
Te’sîr-i lisânın

Sen kim gelesin meclise bir yer mi bulunmaz
Baş üzre yerin var.
Gül goncasısın guşe-i destar senindir.
Gel ey gül-i rana.
(NEDİM)

Geçtik Boğazın mavi, münevver sularından
Pür hüzn-ü tahassür;
Birdenbire bir hücce-i nur oldu nümayan
Sakin denizin çin-i cebininde uyandı
Amak-ı tefekkür.
(Faik ALİ)
Son düzenleyen perlina; 29 Kasım 2016 14:16