Arama

Cenaze Nedir? - Tek Mesaj #6

asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
1 Nisan 2010       Mesaj #6
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
Ölünün Yıkanması

Cenazenin yıkanması farz-ı kifayedir. Bu ko­nuda ölen kişinin çocuk veya yetişkin olmasın­da bir farklılık söz konusu değildir. Yalnız savaş­ta şehit düşenlerin yıkanması mecburiyeti bu­lunmamaktadır.
Yanan veya suda boğulan kişilerin yıkandıkla­rı takdirde vücutlarının parçalanması söz konu­su ise yıkanmayıp, üzerlerine sadece su dökü­lür. Su kullanılamadığı takdirde uygun görülür­se teyemmüm ettirilir.
Islam kültüründe, hangi cenazenin kim tara­fından yıkanacağı konusunda da bir genel ka­bul oluşmuştur. Buna göre, erkek ölüyü er­kek, kadın ölüyü de kadın yıkamalıdır. Genel ilke böyle olmasına rağmen, bunun istisnaları da olabilmektedir. Şöyle ki; bir kadın vefat eden kocasını yıkayabilir. Çünkü kadın iddet bekleyecektir. Söz konusu iddet müddeti, bit­medikçe evliliğin devam ettiğine hükmedilir. Ancak koca, ölmüş hanımını yıkayamaz. Çün­kü erkekler için iddet bekleme gibi bir durum söz konusu değildir. Dolayısıyla hanımı vefat eden bir erkeğin evlilik ve nikah bağı tama­men ortadan kalkmış olur. Ancak yıkayacak kimse bulunmadığı takdirde, koca hanımına teyemmüm verebilir. Yine erkekler arasında ölmüş bulunan bir kadının orada bir mahremi varsa, mahremi kendisine teyemmüm verdire- bilir. Vefat eden kadının mahremi bulunma­ması durumunda, yabancı bir erkek eline bir bez alarak vücuduna bakmadan kadına te­yemmüm ettirebilir.
Henüz bulûğ çağına yaklaşmamış küçük kız çocuğunu gerektiğinde erkek yıkayabilir. Aynı durumdaki erkek çocuğunu da bir kadın yıka­yabilir. Cinsel organı kesilmiş veya yumurtala­rı alınmış erkek de erkek yıkayıcı tarafından yıkanır.
Erkek mi kadın mı olduğu anlaşılmayan ve bu bakımdan kendisine hünsâ-i müşkil denilen kim­se ölünce yıkanmaz, sadece teyemmüm ettirilir. Kefenleme hususunda kadın statüsünde değer­lendirilir ve kadın gibi kefenlenir.
Suda boğulmuş olan bir kimse, yıkamak niye­tiyle üç defa suda hareket ettirilerek yıkanır. Yal­nız su içinde kalmış olmasıyla yıkama farzı yeri­ne gelmiş olmaz.
Düşük neticesinde ölü doğan çocuk, bir bez parçasına sarılarak defnedilir, yıkanması ge­rekmez.
Ölmüş bir Müslümanın başı ile beraber vü­cudunun çoğu bulunuyorsa yıkanır, kefenlenir ve namazı kılınır. Fakat başsız olarak yalnız vücudun yarısı bulunsa veya gövdesinin çoğu kaybolmuşsa yıkanmaz, kefenlenmez ve üze­rine namaz kılınmaz. Bir beze sarılarak def­nedilir.
Kefene sarıldıktan sonra ölüden çıkacak bir sıvı veya benzeri şeyler tekrar yıkamayı gerek­tirmez ve o haliyle defnedilir.
Cenazenin yıkanacağı yerin kapalı olması ve cenazeyi yıkayan ile yardımcılarından baş­kasının bulunmaması tavsiye edilmektedir. Cenazeyi en yakın akrabası veya onun görev­lendireceği ehil bir kişinin yıkaması uygun gö­rülmektedir. Ancak büyük ilçe ve şehirler ile köyden kente veya ülkeler arası göçlerin ya­şandığı günümüzde cenaze genelde mahalli idarelerin oluşturduğu özel birimler tarafından yıkanarak defne hazır hâle getirilmektedir.
Cenazenin yıkanması, kefenlenip hazırlan­ması ve defnedilmesi hususunda mümkün ol­duğu kadar acele edilmesi müstehaptır. Cena­zeyi yıkamak için önce teneşir denilen yüksek­çe bir yere, ayakları kıbleye gelecek şekilde sırt üstü yatırılır. Teneşirin çevresi güzel koku­lu bir şeyle üç, beş veya yedi defa tütsülenir. Göbeğinden diz altına kadar olan avret yeri bir örtü ile örtülür ve daha önce çıkarılmamış- sa elbisesi çıkarılır. Cenaze yıkayan erkek ve­ya kadın, farz olan yıkama görevini yerine ge­tirmeye niyet etmeli ve besmele ile başlamalı­dır. Yıkama bitinceye kadar da "Gufrâneke yâ rahmân" (Artık senin af ve mağfiretinle baş başa, sen onu bağışla ey Rahmân olan Al­lah'ım!) demelidir.
Yıkayıcı eline bir bez alarak örtünün altın­dan ölünün avret yerlerini temizler. Sonra ab- dest aldırmaya başlar. Abdest aldırma işlemin­de, önce cenazenin yüzü yıkanır. Ağza ve bur­na su verilmez. Sadece dudakların içi ve dışı, burun delikleri, göbek çukuru parmakla veya parmağa sarılan bir bezle mümkün mertebe silinir. Daha sonra elleri, kolları yıkanır. Sahih olan görüşe göre başına da mesh edilir ve ayaklar geciktirilmeksizin bir an önce yıkanır. Böylece ölüye abdest aldırılma işlemi tamam­lanmış olur. Namaz ile mükellef olmadan, kü­çük yaşta ölen çocuğa abdest aldırılmasına ge­rek yoktur.
Abdest aldırma işlemi tamamlandıktan son­ra, cenazenin üzerine ılık su dökülür. Varsa hatmî denilen güzel kokulu bir ot ile yoksa sa­bun ile yıkanır. Sonra sol tarafına çevrilerek, sağ tarafı bir defa yıkanır. Böylece sağ ve sol tarafları üçer defa yıkanır. Cenaze yıkanırken pamuk kullanılmamalıdır. Ölü yıkandıktan sonra bir bezle kurulanmalıdır. Yıkama esna­sında gereksiz yere su israf edilmemelidir. Sonra ölü oturur duruma getirilerek karnına hafifçe bastırılır. Eğer ölüden bir şey çıkarsa yıkanıp giderilir, yeniden yıkanması ve abdest aldırılması gerekmez. Ölünün saçı ve sakalı ta­ranmaz. Saçları ve tırnakları kesilmez. Sün- netsiz bir şekilde vefat etmişse, sünnet edil­mez.
Ölünün temizlenmesinin farklı bir anlamı vardır. Yukarıda anlatıldığı gibi ölü belli usul­lerle yıkanıp abdest aldırılır. Bu işlem cenaze­nin sadece maddi kirlerden arındırılması anla­mına gelmez. Aynı zamanda bu temizleme iş­lemi ile ölü, adeta yeni doğmuş gibi yıkanmış olur. Temizleme işlemi, bir yönüyle yeniden doğuşu sembolize etmektedir. Başka bir açı­dan, fani yolculuk olan dünya hayatının ölü üzerinde bıraktığı manevi kirlerin temizlenme­sini temsil etmektedir.

Ölünün Kefenlenmesi

Ölünün kefenlenmesi farz-ı kifayedir. Bulu­namaması gibi bir zaruret olmadıkça, kefen için beyaz renkli kumaş tercih edilir. islam'da israfın hoş görülmemesi nedeniyle, kefenin çok pahalı kumaştan seçilmesi uygun değildir.
Bu nedenle kefen, cenazenin sosyal ve eko­nomik durumuna göre uygun bir değerde ol­malıdır.

Kefen; sünnet, kifâyet ve zarûret miktarla­rında olmak üzere üçe ayrılır.
Sünnet miktarı kefen: Erkek için; izâr (vücu­du tepeden tırnağa saran parça), kamîs (göm­lek) ve lifafe (sargı)den ibarettir. Kadın için ise; izâr, başörtüsü, sargı ve göğüsleriyle kar­nını bağlamak için kullanılan bir bağ ve göm­lek olmak üzere beş parçadan oluşmaktadır.
Kifayet miktarı kefen: Erkek için kefenin ye­tecek en az miktarı, izâr ve sargı olmak üzere iki parçadır. Çünkü erkeğin sağlığında giydiği asgari ölçüdeki elbise izar ve sargıya karşılık gelir. Tek parça elbise ile namaz kılmanın mekruh olduğuna kıyasla, tek parçalı kefenin de mekruh olduğuna hükmedilmiştir. Kadının kefeni ise iki elbise ile bir başörtüsüdür.
Zarûret miktarı kefen: Erkek ve kadın için zarûret halinde kefenin en az ölçüsü, bütün bedeni örtecek kadar olmasıdır. "Ancak zaru­retler kendi miktarlarınca takdir olunur" ka­idesi gereğince, özellikle kıtlık, savaş ve yay­gın bulaşıcı hastalık gibi sebeplerle ortaya çı­kan toplu ölümlerde, bütün bedeni örtecek miktarda kefen bulunamayabilir. Bu durumlar­da söz konusu prensip dikkate alınarak, kefenin zaruret miktarı eldeki mevcut imkanlara göre belirlenebilir.

Erkekler İçin Kefenleme Şekli


Müslümanlar arasındaki yaygın uygulamaya göre kefenler, cenazeye sarılmadan önce bir­kaç defa güzel kokulu maddelerle tütsülenir. Önce lifâfe tabut içine veya hasır ya da kilim gibi bir şey üzerine en dışta olacak şekilde ya­yılır, onun üzerine izâr serilir, sonra da ölü, kefen gömleği giydirilmiş olarak izârın üstüne konur.
Ölü erkeklerin, izâr önce soluna, sonra da sağına getirilerek sarılır, sonra lifâfe de aynı şekilde sarılır. Açılması ihtimaline karşılık, ke­fen bir kuşak ile de bağlanabilir.

Kadınlar İçin Kefenleme Şekli

Aynı şekilde kefen güzel kokulu maddelerle tütsülenir. Önce lifâfe en alta yayılır, onun üze­rine izâr serilir, sonra da ölü, kefen gömleği içinde izârın üstüne konur.

Ölü kadınların, saçları ikiye ayrılarak kefen gömleği üzerinden göğsü üzerine konulur ve üstüne, yüzünü de örtecek şekilde başörtüsü konur. Sonra üzerine izâr sarılır ve izârın üze­rinden göğüs örtüsü bağlanır. Daha sonra lifâ­fe sarılır. Göğüs örtüsü lifâfeden sonra da bağ­lanabilir. Kefen konusunda buluğ çağına yaklaşmış ço­cuklar, büyükler hükmündedir. Buluğ yaşına ulaşmamış çocukların kefenleri sadece izâr ve lifâfeden oluşmaktadır.

MsXLabs.org & DİB
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....