Arama

Sizin Yazılarınız - Tek Mesaj #136

KoZMiK BiLincH - avatarı
KoZMiK BiLincH
Kayıtlı Üye
1 Nisan 2010       Mesaj #136
KoZMiK BiLincH - avatarı
Kayıtlı Üye
DÜNYA’YA AÇIKLIYORUM:

“Çok Büyük Adamız Biz Var Ya” Serisinden / Bölüm 3

-Bizden Âlâ Doktor mu Var-

Kişi kendinin doktorudur
Bu söz, her ne kadar uluslar arası atasözleri sınıfından olsa da, bizden fazla sarıp sarmalayan, benimseyip kucaklayan hiç bir millet yoktur. Bunun bir nedeni de, hastalıklara karşı çekici bi yanımız olmasıdır. Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Süleyman Türk, Türkiye’de hasta sayısının her geçen gün anormal şekilde arttığını, hastalığı olan insan sayısının, nüfusun yüzde 90’ına ulaştığını söylemiş. Bununla beraber, Türk Sağlık-Sen'den yapılan açıklamaya göre, Türkiye'de yaklaşık 108 bin doktor görev yapıyormuş.

E şimdi elini vicdanına koy arkadaş. Doktor başına 653 hasta düşen bir ülkede yaşıyor olsan, sen ne yaparsın? Dur dur söyleme. Ben tahmin edeyim. Eminim söyleyeceklerin bir kaç maddeyi geçmez.

1- Hastalanmazsın (Eğer bunu yapabiliyorsan Allah aşkına bize de öğret)
2- Hastalanır fakat çaktırmazsın.
3- Hastalanır ve senin haricinde 652 hasta ile uğraşan doktordan yardım istersin (sıranı beklerken ölmen, bizi ve gündemi şaşırtmaz haberin olsun)
4- Hastalığını kendin tedavi edersin.

Bu maddelerden en popüler olanları şüphesiz ki 3. ve 4. maddelerdir. Ama konumuz gereği biz 4. madde üzerinde duralım.

- Hastalığını kendin tedavi edersin -

Bu yöntem bir zamanlar ebeveynden çocuğa miras olarak aktarılır ve tedavi yöntemleri pek değiştirilmezdi. Ama günümüz Türkiye’sinde sürekli kabuk atan, yenilenen teknolojiye bir nevi ayak uydurmak düşüncesiyle, gençler artık sadece ebeveynlerinden aldıkları bilgilerle yetinmiyor ve kendilerini geliştirip bir bakıma alanlarında uzman oluyorlar.

Mehmet, ekşimsi bi suratla babasının yanına gelir.. Karnını tutarak;
-Baba buram çok ağrıyooo der.
Baba, bilirkişi edasıyla Mehmet’i süzdükten sonra;
-Üşütmüşündür lan. Git annene söyle, bi leğen sıcak su hazırlasın, ayaklarını içine sok beklet iyice.. Diye tedaviyi patlatır.


Aradan yıllar geçer. Mehmet büyümüş ve evlenmiştir. Bir gün aynı sahne, Mehmet ve oğlu Ali arasında geçer. Ali gelir;
-Baba buram çok ağrıyooo der.
Mehmet kendinden emin bir şekilde;
- Üşütmüşsündür oğlum. Git annene söyle, bi leğen sıcak su hazırlasın, ayaklarını içine sok beklet iyice.. Ama ayaklarını sudan çıkarınca çok güzel bi şekilde kurula ki, sonra benimkiler gibi mantar olmasın.Msn Happy Der.
Bu gibi doktorların, bakteri misali her gün artmasının en temel sebeplerinden bazıları da;
- Yıllarca okulda dirsek çürütmeden,
- Matematik fizik nedir bilmeden,
- Öğrenciyi psikopat eden dönem ödevleriyle tanışmadan,
ve ayrıca;
- Hipokrat yemini edipte, yemine uymayınca çarpılma riski almadan doktor olabilmeleridir.

Bu arada şunu da belirtelim ki, ebeveyn hangi konuda uzmansa, çocukları da illa o konu üzerinde uzmanlaşır diye bir kaide yoktur. Mesela, bizim diplomasız kadın doğum uzmanı Ayşe teyze vardır. Fakat çocuklarından biri kırık-çıkıkçı olmuştur. Diğeri ise Nazar Duası okuyarak baş ağrısını geçirir Msn Happy


Kozmik BiLincH'in "Çok Büyük Adamız Biz Var Ya" İsimli Kitabından Alıntıdır

DÜNYA’YA AÇIKLIYORUM:

“Çok Büyük Adamız Biz Var Ya” Serisinden / Bölüm 4

- O Biçim Türkçe Konuşuruz -

Bizi suçluyor bazı edebiyatçılar. Aman efendim, 200.000 kelime haznesine sahip bir dilimiz varmış ta, biz günlük hayatımızda sadece 200 kelime kullanıyormuşuz da, Türkçeyi katlediyormuşuz. Ben bunu kesinlikle kabul etmiyorum arkadaş. Biz sadece, 1 kelimeye en az 10 anlam yükleyip kullanmayı seviyoruz o kadar. Ve bence bu, 200.000 kelimeyle Türkçe konuşmaktan çok daha başarılı bir durumdur. Düşünsenize, böylece tüm Dünyada en kolay öğrenilen ve en çok konuşulan dil Türkçe olabilir. Çünkü başka hiçbir dil 200 kelime ile konuşulamaz.

Ayrıca şunu da unutmayalım ki, bizim çok geniş bir şivezenginliğimiz vardır. Örneğin bir Trakya şivesi, Ege şivesi, Karadeniz şivesi, doğu yörelerimizin şiveleri gibi çok sayıda çeşide sahibiz. Hatta buraların yerleşim merkezlerinde farklı bir ağız kullanılırken, köy kesimlerinde çok daha farklı bir ağız kullanılır.

Şimdi başa dönelim ve bugüne kadar bizleri suçlayan edebiyatçılarla dil uzmanlarını, bu kez biz suçlayalım. İngilizcede 1.300.000 kelime varken, sizin zenginliğiyle övündüğünüz Türkçemizde neden 200.000 kelime var? Boş boş oturup övüneceğinize, neden yeni kelimeler üretmiyorsunuz?

Ama merak etmeyin. Sizin tembelliğiniz yüzünden İngilizce karşısında ezik bir duruma düşen Türkçeyi, yine sizin hor görüp beğenmediğiniz bizler zenginleştiriyoruz. Nasıl mı?

Örneğin bir “gidiyorum” kelimesini ele alalım. Şivelerimizden biri buna “gidem” der. Biri “gideyrum” der. Biri “gidiveriyom” der. Biri “gideyik” der. Der oğlu der. Şimdi kabaca bir hesap yapacak olursak,
-Bizim coğrafi bölgelerimiz olan 7 bölge, tek kelimeyi 7 farklı şekilde söylüyorsa,
-Türkçemizde de 200.000 kelime varsa,
- 200.000 x 7 = 1.400.000 kelime yapar ve biz böylece İngilizceye 100.000 kelime fark atmış oluruz J

Bak daha göçmenlerimizi saymadım bile. Yugoslavya, Bulgaristan, Azerbaycan gibi yerlerden yıllar önce ülkemize göçüp, Türkiye vatandaşı olup, Türkçe kelimeleri kendi ağızlarıyla, şiveleriyle söyleyenlerde var.

Son olarak yinede sen tüm bu tespitlerime rağmen kalkıp ta, kullanılan dili öz Türkçe olarak saymayıp, sadece Türk Dil Kurumunun onayladığı 200.000 kelimeyi, eksiksiz ve doğru olarak kullanan bir toplum sorarsan bana, bende sana şunu sorarım;

Sen Hiç Türkçe Konuşan Bir Türk’e Rastladın mı? Msn Happy


Kozmik BiLincH'in "Çok Büyük Adamız Biz Var Ya.." İsimli Kitabından Alıntıdır..



Son düzenleyen KoZMiK BiLincH; 1 Nisan 2010 15:03 Sebep: Mesajlar Otomatik Olarak Birleştirildi
Organlarının Bile Esiri İken, Nasıl Olurda Özgürlükten Söz Edersin ?