Arama

Mimar Sinan - Tek Mesaj #6

Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
7 Nisan 2010       Mesaj #6
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi

Mimar Sinan Anma Günü


Her yıl 9 Nisan'da Mimar Sinan'ı anma günü nedeniyle etkinlikler düzenlenir.
Mimar Sinan Türbesi, İstanbul Müftülüğü'nün sütunlu kapısından çıkınca hemen solda, iki caddenin kesiştiği noktada Fetva Yokuşu sonunda solda, Süleymaniye Camii'nin Haliç duvarının önünde, beyaz taşlı sade bir türbedir.
Bu yıl da 9 Nisan^da saat 10.00'da Mimar Sinan, Süleymaniye'deki türbesinin başında anılacak. Etkinlikte Mimar Sinan'ın eserleri ve mimarlık tarihimizdeki değeri ve yapıtları anlatılarak anılacak. Bir çok dersten daha yararlı bir mimarlık tarihi incelemesi yapılan etkinliklere her yıl Mimarlar Odası üyeleri, üniversite öğretim görevlileri ve öğrencileri katılmaktadırlar.

Mimarlar Odası'ndan bir Mimar Sinan anma demeci:

Mimar Sinan’ı ölümünün dönümünde anarken O’nu ve eserlerinin anlamını, ortaya koyduğu mimari değerler sistemini, yeniden ve değişik boyutları ile keşfetmek ve değerlendirmek durumundayız.
Bu değerler sisteminin, ortaya çıktığı, içinde geliştiği, toplumsal – kültürel değerler sistemi ile ilişkisini, bütünlüğünü açığa çıkarmak, Sinan’a saygının gereğidir. Mimar Sinan varsa, yalnızca işvereni Kanuni Sultan Süleyman var diye değil, aynı zamanda devrinin en büyük şairleri Baki, Fuzuli ve Hayali olduğu için, hat ustası Karahisari, İznik çini ustaları olduğu için vardır.
Süleymaniye’nin kubbeleri, Baki’nin
“Agazi bu aleme Davut gibi sal
Baki kalan bu kubbede bir hoş sada imiş”
dizeleri ile daha bir anlam ve derinlik kazanır. O sesi, o sadayı bugün yeterince duyduğumuz söylenemez.
Hayali’nin dediği gibi
“Cihan ara cihan içindedir arayı bilmezler
O mahiler ki derya içredir deryayı bilmezler”
Mimar Sinan varsa, ardındaki yapı üretim sürecinin ve yapı emeğinin örgütlenmesi ile vardır. Sinan varsa, döneminin kentsel yaşamı, toplumsal yaşam değerleri, sosyal dayanışma kültürü ile vardır.
Sinan eserlerinde kültürel yaşamı, insanı ve insan yaşamını temel alan ölçütleri yaratıcı bir zihinsel çaba ve eylemle bütünleştirmiş, ancak bu bütünlüğü yazılı bir teori ile ifade etmemiştir. Sinan’ın eylemi teorisidir. O’nun eserlerinin teorik alt yapısını keşfetme, bu güne ve geleceğe ışık tutacak bir bütünlük içinde ifade etme sorumluluğu bizlere düşmektedir.
Oysa bizler bugün, Mimar Sinan’ı, Sinan’ı yaratan ortama taban tabana zıt koşullar altında anmanın üzüntüsü içindeyiz. Mimarlığın uluslararası sözleşmelerle ticarileştirilip uluslararası pazara sürüldüğü, mimarların mesleki denetim haklarının reddedildiği, nitelikli yapı elde etmek için gerekli yasal düzenlemelerin bir türlü oluşturulamadığı, kent topraklarının ve doğal sit alanlarının yağmaya ve denetimsiz yapılaşmaya açıldığı, yapı üretim sürecinden mimarlığın dışlandığı bir süreç yaşıyoruz.
Ülkemiz, yeni Sinanlar yetiştirmeye uygun birikime sahiptir. Yeter ki günümüzün koşulları, aynı Sinan’ın döneminde olduğu gibi kültüre, sanata, bilime, emeğe değer versin.
Son düzenleyen Safi; 17 Temmuz 2016 01:04