Arama

Portal - Tek Mesaj #2

ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
8 Nisan 2010       Mesaj #2
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Portal
Devrim yaratacak oynanabilirlik diye üzerine atladığımız son şey "Spore"du. Bir sonraki devrimsel oyun "Little Big Planet"i beklerken, bunlar kadar kendine özgü başka bir oyunla oyalanıyoruz: "Portal".
2007 yılı sonlarında Orange Box çıktığında herkes Half Life Episode 2 merakı içerisindeydi. Team Fortress 2 bile bir yana Orange Box'tan öyle bir oyun çıktı ki, o sene dahil bir çok fuar ve siteden ödüller ile ayrılmayı başardı. Evet bahsettiğimiz oyun bir çok oyunseveri fazlasıyla memnun eden ve oldukça yaratıcı bir şekilde tasarlanmış olan Portal.
PC çıkışından bir sene sonra konsol versiyonu da çıkan, hatta XBox Live üzerinden "Portal: Still Alive" ismi ile arcade oyun olarak da indirime sunulan oyun son döneme damgasını vuran nadir oyunlardan birisidir.
Portal Teaser Trailer


"Portal", orijinallik açısından değilse de, verdiği keyif açısından bize kalırsa "Spore"un canına okuyor. Aslında, DigiPen adlı bir bilgisayar programcısı akademisinden bir grup öğrencinin bitirme projesi. "Narbacular Drop" adlı bir oyun üreten öğrenciler, ekip olarak Valve tarafından işe alınmış.
"Portal", Valve'ın Orange Box paketinin bir parçası olarak yayınlandı. Hepsi de aynı grafik morotu kullandığından, "Half Life 2", "Team Fortress 2" ve "Portal", aynı kutuda yayınlanmıştı. "Portal", ürkütücü derecede basit bir fikirle yola çıkmasına rağmen o kadar iyi bir oyun çıktı ki, sonunda tek bir oyun olarak da piyasaya sürüldü. Biz, PS3 versiyonundan bahsedeceğiz, ancak oyunun Xbox 360 ve PC versiyonları da mevcut.
Portal, cam bir hücrenin içinde, sinir bozucu bir asansör müziği eşliğinde uyanmanızla başlıyor. Görünüşe göre orta yaşlı, Uzak Doğulu bir kadınız. Hücrenin açılabilir ne bir kapısı ne de penceresi var. "Half Life"tan aşina robotik bir ses, "rahatlama mahzeni"nde olduğumuzu ve birazdan portalın açılacağını haber veriyor. Hücrenizde açılan turuncu renkli oval delikten girip ve az ileride açılan mavi renkli oval delikten çıktığınızda, ilk portal deneyimizi yaşamış oluyorsunuz. İşler bundan sonra biraz garipleşiyor.
İlk birkaç bölüm, portal teknolojisine alışmanız için basit görevler içeriyor. Sonunda elinize aldığınız ASHPD silahı ile kendinizi teleport etmeye başlıyorsunuz. Sağ fare tuşu ile turuncu giriş portalı, sol klik ile mavi çıkış portalı açıyorsunuz ve oyundaki yegane silahınız da bu sizi istediğiniz yere ışınlayan alet. Yani, aşağı yukarı istediğiniz yere. Bazı yüzeylerde portal açılmıyor, bu yüzeyler, daha sonraki bölümlerde canınıza okuyacak. Aynı anda sadece tek portal açabildiğinizden, hızlı hareket etmeniz ya da serbest düşüş gereken anlarda hızla bir portalı kapatıp yenisini açmanız gerekiyor. Bazen istenen hızı ve momentumu yakalayamıyoruz ve kendimizi tavan ve yerde açılmış portal arasında bitmek bilmeyen bir düşüşte ya da duvarın tam köşesinde açılmış bir portalda, bir yarımız ışınlanmadan öteki yarımız portaldan çıkmış buluyoruz.
8. bölüm gibi iş giderek zorlaşmaya başlıyor. GLaDOS, yani şimdiye kadar şefkatle size yol gösteren robotik sesin tonu giderek sertleşmeye, "test merkezinin tabanına temas ederseniz buharlaşırsınız" gibi ürkütücü cümleler söylemeye başlıyor. GlaDOS'un müşfik ses tonunun giderek soğuklaşması, hatta zaman zaman tehditkar hale gelmesi, hoş bir ayrıntı. Zaman zaman espri de yapıyor.
15. bölümde bu tesisin bir android test ünitesi olduğunu öğreniyoruz. Acaba siz de bir Android misiniz? Giderek hikayeye kötü adamlar ve asi androidler dahil olmaya başlıyor. "Blade Runner" diye söylene söylene oyuna devam ediyoruz. Arada sırada, daha büyük bir bulmacanın ufak bir parçasında olduğumuzu gösteren işaretler ve Half Life evreninde dolandığımızı ima eden bazı ayrıntılar da karşımıza çıkıyor.
Toplam 19 bölümden oluşan oyunun ilk 15 bölümünü bitirmek, en fazla bir saatimizi aldı. Geri kalan 4 bölüm için ise iki saat kadar uğraştık. Yani eli hızlı oyuncular için en fazla üç saat, acemi oyuncuların beş-altı saat arasında bitirebilecekleri bir oyun "Portal". İlk 15 bölümün sadece alıştırma olmasını, son 4 bölüme benzeyen bir o kadar daha bölüm olmasını tercih ederdik.
Oyunu tamamlarsanız, 6 level daha açılıyor. Bunlar kilidi açılan yeni kademeler değil. Daha önce oynadığınız bölümlerin, yeni bulmacalarla zorlaştırılmış, toplam açacağızın portal sayısı kısıtlanmış ve süre sınırı eklenmiş halleri. Bu bölümlerin, normal oynayıştan daha keyifli olduğunu söyleyebiliriz. Normal oynayışta bariz gibi gözüken bir çözümü, sınırlamalar yüzünden kullanamayınca daha kısa bir yol bulmak için kafa patlatmanız gerekiyor.
"Portal" hakkında şikayet edebileceğimiz tek şey, kısa olması değil. Bir bölüme takıldığınızda ve yarım saat boyunca geçemeyip tırnaklarınızı yemeye başladığınızda yaşanılan hırs anlarının da sinir bozuculuğundan şikayet edebiliriz.

Portal'a Yeni Bir Son
Son yılların en yaratıcı oyunlarından biri olan ve oyunseverlerden tam puan alan Portal'a yeni bir son daha geldi.
Oyun çıktığında bir çok dedikoduyu da beraberinde getirmişti. Kimilerine göre ilginç bir son ile tamamlanan Portal'ın hikayesi Half Life ile kesişecekti. Bu dedikodulara rağmen oyunun yapımcısı Valve'den hiç bir açıklama gelmedi. Portal kanadından ilginç gelişmeler ise bu hafta itibari ile yaşanmaya başlandı.
Portal'ın devam oyunuyla ilgili ilk haber geçtiğimiz günlerde yayınlanmış ve oyunun GDC 2010'da gözükebileceği belirtilmişti. Bu haberin dayanağı ise oyuna gelen "Transmission received" güncellemesi olmuştu. Bu güncelleme ile birlikte oyuna yeni bir achievements puanı da eklenmişti.
Yayınlanan bu güncellemenin oyuna yeni bir değişiklik kattığı da ortaya çıktı.
Büyük bir testten başarıyla ayrıldığımız oyunun orjinal sonunda yapay zekayı havaya uçuruyor ve kendimizi nihayet gün ışığında buluyorduk. Oyunun mükemmel bitiş şarkısı "Still Alive" ile birlikte ekran kararıyordu.
Güncelleme ile birlikte ise oyunun sonunda küçük bir değişiklik ortaya çıktı. Oyunun son kısımları en son sahne dışında birebir aynı. En sonda yani gün yüzüne çıktığımız kısımda ise sesinden bir robot olduğunu anlayacağımız birşey geliyor ve bizi tutarak sürüklemeye başlıyor. Bu sırada ise "Bu yan görevde bize eskortluk ettiğin için teşekkür ederiz" gibi bir söz söylüyor.
Bu yeni sonunun fragmanı


- Derlemedir -
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!