Arama


asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
13 Nisan 2010       Mesaj #29
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
YERYÜZÜNDE FESAT ÇIKARMALARI

Semud (kavmi) de, gönderilen (peygamber)leri yalanladı. Hani onlara kardeşleri Salih: "Sakınmaz mısınız? demişti. "Gerçek şu ki, ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim. Artık Allah'tan korkup-sakının ve bana itaat edin. Buna karşılık ben sizden bir ücret istemiyorum. Siz burada güvenlik içinde mi bırakılacaksınız? Bahçelerin, pınarların içinde. Ekinler ve yumuşak tomurcuklu can alıcı hurmalıklar arasında? Dağlardan da ustalıkla zevkli evler yontuyorsunuz? Artık Allah'tan korkup-sakının ve bana itaat edin. Ve ölçüsüzce davrananların emrine de itaat etmeyin. Ki onlar, yeryüzünde bozgunculuk çıkarmakta ve dirlik-düzenlik kurmamaktadırlar (ıslah etmemektedirler)."[1]

ZULMETMELERİ


“Emrimiz geldiği zaman, tarafımızdan bir rahmetle Salih'i ve onunla birlikte iman edenleri o günün aşağılatıcı azabından kurtardık. Doğrusu senin Rabbin, güçlü olandır, aziz olandır. O zulme sapanları dayanılmaz bir ses sarıverdi de kendi yurtlarında dizüstü çökmüş olarak sabahladılar.”[2]
“İşte, zulmetmeleri dolayısıyla enkaza dönüşmüş ıpıssız evleri. Hiç şüphe yok, bilmekte olan bir kavim için bunda bir ayet vardır. İman edenleri ve korkup-sakınanları da kurtardık”[3]
“Âd'ı ve Semûd'u da (yıkıma uğrattık). Gerçek şu ki, kendi oturdukları yerlerden size (durumları) belli olmaktadır. Kendi yapmakta olduklarını şeytan onlara süsleyip-çekici kıldı, böylece onları yoldan alıkoydu. Oysa onlar görebilen kimselerdi. Karûn'u, Firavun'u ve Hâmân'ı da (yıkıma uğrattık). Andolsun, Musa onlara apaçık delillerle gelmişti, ancak onlar yeryüzünde büyüklendiler. Oysa onlar (azabtan kurtulup) geçecek değillerdi. İşte biz, onların her birini kendi günahıyla yakalayıverdik. Böylece onlardan kiminin üstüne taş fırtınası gönderdik, kimini şiddetli bir çığlık sarıverdi, kimini yerin dibine geçirdik, kimini de suda boğduk. Allah onlara zulmedici değildi, ancak onlar kendi nefislerine zulmediyorlardı.”[4]
“Oysa onlar görebilen kimselerdi.” ayetini Mevdudi şöyle tefsir eder. Yani, "Onlar cahil ve aptal kimseler değil, bilakis çağlarının en medenî insanlarıydı. Dünyevî iş ve görevlerini büyük bir dikkat ve akıllılıkla yerine getiriyorlardı. Bu nedenle şeytanın onları aldatıp kandırarak kendi yoluna uydurduğu söylenemez. Tam aksine onlar şeytanın gösterdiği yola, arzu ve çıkarlarına uyduğu için bilerek ve farkında olarak tabi olmuşlar; zevksiz, eğlencesiz göründüğü ve ahlâkî sınırlamalar getirdiği için de peygamberin gösterdiği yolu bir tarafa bırakmışlardır."[5]
“Allah onlara zulmedici değildi, ancak onlar kendi nefislerine zulmediyorlardı” ayetini ise Mevdudi şöyle açıklar. “Buraya kadar geçen ayetlerde anlatılan kıssalar hem kafirlere, hem de müminlere hitap etmektedir. Bu kıssalar, üzülüp cesaretlerini yitirmemeleri, çok şiddetli eziyet ve baskılar altında bile Hak sancağını sabır ve sebatla yukarıda tutmaları için müminlere hitap etmektedir. Diğer taraftan bu kıssalar, kibir içinde İslâmî hareketi bastırıp yok etmeye çalışan günahkâr ve zalim kimselere de hitap etmektedir. Onlara şöyle denilmektedir: "Siz Allah'ın müsamaha ve hoşgörüsü hakkında çok yanlış bir fikre kapıldınız. Siz O'nun hiçbir kanunu olmayan bir melik olduğunu sanıyorsunuz. şimdiye kadar isyanlarınız, zulmünüz ve kötü amelleriniz nedeniyle cezalandırılmadığınız ve kendinizi ıslah etmeniz amacıyla size uzun bir mühlet verildiği için, sizi hesaba çekecek hiçbir güç olmadığı ve bu dünyada herkesin istediği gibi davranmaya devam edebileceği sonucuna vardınız. Bu kapıldığınız zan sizi, Nuh, Lut ve Şuayb (a.s) kavimlerinin akibetine, Semud ve Ad kavimlerinin karşılaştığı felakete, Karun ve Firavun'un sonuna götürecektir.”[6]

İŞLEDİKLERİ GÜNAHLAR


“İşte biz, onların her birini kendi günahıyla yakalayıverdik. Böylece onlardan kiminin üstüne taş fırtınası gönderdik, kimini şiddetli bir çığlık sarıverdi, kimini yerin dibine geçirdik, kimini de suda boğduk”[7]
semud kavmini şiddetli bir çığlık yakaladı. Zenginliğiyle mağrur Karun yerin dibine geçti. Firavun ve Haman ise suda boğuldu.

KENDİ AĞIZLARIYLA AZABI İSTEMELERİ


Böylelikle dişi deveyi öldürdüler ve Rablerinin emrine karşı çıkıp (Salih'e de şöyle) dediler: "Ey Salih, eğer gerçekten gönderilenlerden (bir peygamber) isen, vaadettiğin şeyi getir, bakalım." Bunun üzerine onları dayanılmaz bir sarsıntı tuttu da kendi yurtlarında diz üstü çöke kaldılar. O da onlardan yüz çevirdi ve (şöyle) dedi: "Ey kavmim, andolsun, size Rabbimin risaletini tebliğ ettim ve size öğüt verdim. Ama siz, öğüt verenleri sevmiyorsunuz."
[8]
“Dedi ki: "Ey kavmim, neden iyilikten önce, kötülük konusunda acele davranıyorsunuz? Allah'tan bağışlanma dilemeniz gerekmez mi? Umulur ki esirgenirsiniz"[9]
Mevdudi bu ayeti şöyle açıklar. "Allah'tan iyi şeyler istemek yerine niçin siz, kötülüğü ve azabı istemede acele ediyorsunuz?"[10]

Meraği ise şöyle demekle yetinir. “Hz. Salih onlara “Ey Kavmim bana iman ettiğiniz takdirde size dünya ve ahirette hayır ve güzellikleri elde etmeniz mümkünden neden kendinize kötü bir azabın çabucak gelip çatmasını istiyorsunuz” der ve nasihatta bulunarak Rablerine istiğfarda bulunmaya davet eder.[11]



[1]
Şuara, 141-152

[2]
Hud, 66-67

[3]
Neml, 52-53

[4]
Ankebut, 38-40

[5]
Mevdudi , c.4, s.251

[6]
Mevdudi, c. 4, s.251

[7]
Ankebut, 40

[8]
Araf, 77-79

[9]
Neml, 46

[10]
Mevdudi, c.4, s.122

[11]
Meraği, c.7, s.120
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....