Arama

Şiir Nehri -1- [Arşiv] - Tek Mesaj #5820

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
9 Ağustos 2006       Mesaj #5820
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
BU

bu adsız parmağım
hiçbir zaman okunamamış öykümdür
yüzüm
bu şelaleler, bu açalyalar, bu hafakanlar
bu rindliğim
abdallığım, abbaslığım
afetliğindendir
bu


bu algınlığım
kelam-ı kibar oluşundandır
bu


bu
alfabeler, elifbalar
bu mezarını dicle’nin aldığı insan
ateşi bilmeyen âblar gibi
dudağım
âbı bilmeyen yangınlardan kaçmakla
sana emanettir
bu


bu
şerbeti içmekle âilsem
akıtmalar varsa alnımdan aşağı
akrostişler yazıyorsam
şairsem
sana mübtelalığımdandır
bu


ERGUVANLAR

uzaklardan geliyorum daha yorulmadım
erguvanlar alıp döneceğim başka uzaklara
saçlarımdan sızan gözyaşı çıvgınlığımdır intikam değil
biraz etnik çatışmaların duldasındaki kan
küçük bir güle yakılan nazirelerdir biraz
beni kentlerin dışına fırlatan cüret
ben kentinize konuşlandırılmıyorum komserim
erguvanlar alıp döneceğim başka uzaklara
uzaklara döneceğim daha yolum uzun



yüreğime katık ettim yüreğini
kelam bitti aşkın bildim gereğini


bilcümle acılar uğrağımdır
yaban değilim arkadan okunan dualara
ne zaman bir adım atsam
ne zaman saçlarına dokunsam mutluluğun
şarkılardan bir kırbaç iner yüreğime
hücre cezaları bulur gözlerimi

hüzün esrik bir tebessümdür dudaklarımda
her yağmur bir intikam, yüreğime
yağmuru tanımayacak kadar
galesiz değildi haykırışlar
vuslat, her dem biraz daha ufuk
her dem biraz daha ölüm gökkuşağı
esrarlı bir sima ile çekilen sigara
şiirin ayrılık yüzü, ıssızlığımdır
ışıksızım, yansızım, yalnızım
hayalin dahi yasak, yalnızım
gözlerim velfecr

bağrıma bastığım mavzerim
puslu bir bahar sabahıdır
önce güneş sonra yağmur
namlusu olmayan eyvahıdır
gurbetin

öfkem kanımda, açım, sigarasızım
günler devrilmiyor zaman isyandır
matem çeteliyor yüreğim
yüreğim bir kaçak, bir muharibin anılarıdır yüreğim
hırıltıları kesiliyor feryadın, gece aç it
yürüyorum marşlarım dilimde
yürüyorum denizin sığ suları uçurum
yürüyorum yalnız gurbettir yürünülmeyen
yürüyorum acının ne olduğunu bile bile
yürüyorum acının olduğu yere

kesip atmak mümkün mü sakallarım
eskileşen bir emanettir aynalarda
ben değilim belki yüreğimdir kurşunlanan
ben değilim bahara karşı gelen, susan

saat yâr zamandır, sükutlar suzinâk
yağmur sesi içimde gözlerinin ayrılık hediyesi
haksızlık etmedim aşka, ölümüneydi sevmem
nef’i olduysam bazan siham-ı kaza’dır dünya

dünya, ellerini tuttuğum arafat
âfet-i candır yüreğim ahd-i atik’ten beri
kaldır ve oku yorgun kelimelerimi
yükselen dumanlar ellerimle yaktığım gemilerdir
oku ve dumandan ağıtlar yak saçlarıma

seni sevdim diye sürgündeyim müebbed suçum
çocuklara anlatılan masalım korkudur
bunu hak etmemiştim oysa
ben, yağmur ve karda sokakları bekler
kimsesizliğini alırdım çocukların rüyalarında
kırların kokusu benden sorulurdu
patlayan bisiklet tekerleri çalınan meyveler
defne yaprağını ben bulmadım suçum değil mevsimler
ne söyledimse dinç görünmektir geçen zamana
ne söyledimse denize sarılmaklığımdandır
seni bildim diye ıpıssızım

hasret
gözlerimin şavkında susuz goncagül
ellerimde büyüyen başaklardır, bakışlar
saçlarıyla eyleştiğim gökyüzü hor bakar bana
hor bakar pusatsız karşısına dikildiğim gece
sevdim diye öfke kusar arz-ı kadim
naçarım, ince derdlerle yanar bağrım
ne dinçliğim kalmıştır tufandan beri
ne dikili ağacım kenan ilinde

tedirgin bir heyecanım sesinde
titremiyor, susmuyor belki rüzgar
hani bahara kıyam durunca gül ağacı
hani tuzunu sürersin ya dudaklarına denizin
hani görmüştüm ya yağmurunu gözlerinin
artık heyecanım, aşkın peşinde

ne dedimse övünçtür insanlara
günahsa vebali benim
günahsa sevdanın bu boyutu
alçaklığını haykırmak suçsa ayrılığın alnına
özgür değilse yürüyüşüm bir bulut kadar
sırtımı dönüyorum kurşunla hayat
elinde ölümüm, yüreğim elinde

yüreğime katık ettim yüreğini
kelam bitti aşkın bildim gereğini