Pişekar- O hep hastadır. Siz dert etmeyin.
Ilyas Efendi- Ya!
Pişekar- Ya...
(Safinaz kahve tepsisiyle girer.)
Gülbeyaz- Kahveler de geldi.
(Safinaz tepsiyi önce annesine uzatır.)
Anne- Istemem!..
Gülbeyaz- Aa, anneme kahve yaramıyor. Unuttun mu?
(Kahveler dağıtılır. Herkes aynı anda kahvesinden bir yudum alır.)
Kavuklu- Oh,eline sağlık Safinaz kızım.
Ilyas Efendi- Pek güzel olmuş.
Anne- (Patlar.) Zehir zıkkım olsun inşallah!
Ilyas Efendi- Kötü bir şey mi dedim valide hanım?
Anne- Ne validesi be?!
Pişekar- Eyvah, şimdi yandık Hamdi!
Anne- (Ayağa kalkar.) Ulan deyyus, sen dükkanına gelen herkese böyle mi yaparsın? Ayaklarım kırılsaydı da girmez olaydım o uğursuz dükkanına!
Ilyas Efendi- (Korku içinde) Ne yapmışım ki ?!
Gülbeyaz- Ismail bir şeyler yap!
Pişekar- Annenden bahsediyoruz, Gülbeyaz!
Anne- (Ilyas Efendi'nin üstüne yürür.Ilyas Efendi geri geri kaçar.) Kızımız ağzının içine düştüğün yetmezmiş gibi bir de evime gelip istemek ha! Namussuz seni! Herkesi kandırabilirsin ; ama beni asla! Kızımı evlenme vaadiyle kandırıp tadına bakacaksın , sonra da...
Ilyas Efendi- Aman efendim, o nasıl söz?!
Anne- Işte o biçim söz!..
Pişekar- Kayın valideciğim!..
Anne- Sen sus damat! Bu ırz düşmanını utanmadın,aldın eve getirdin! Seninle sonra hesaplaşacağız!..
Kavuklu- Yahu Ismail, ne cadaloz karıymış bu be!
Anne- (Kavuklu'yu işaretle) Yardakçını da al, defolun evimden!.. Gözüm görmesin sizi...
(Safinaz ağlayarak çıkar.)
Ilyas Efendi- Safinaz hanım!..
Anne- Bak hala Safinaz diyor!
Pişekar- Yürü Ilyas Efendi... Bu iş böyle olmayacak!
Gülbeyaz- Eh, anne! Alacağın olsun!..
(Herkes çıkar.)
Anne- Oh, çok şükür! Bu iş de bitti! Şimdi sıra Safinaz'ın gönlünü almada...Safinaz!.. Yavrum!.. (Çıkar.)
(Kavuklu, Pişekar ve Ilyas Efendi oturmaktadırlar.)
Ilyas Efendi- Bu yaşıma geldim, böyle şey görmedim Ismail beyciğim!
Pişekar- Haklısın, yerden göğe kadar haklısın ya sen de gördün işte... Safinaz çok iyi, saygılı, hatırlı gönüllü bir kızcağız... Ama o anası yok mu anası?
Ilyas Efendi- Bir an ağzını açıp beni yutacak sandım!
Kavuklu- Al benden de o kadar...Lakin bu kadına birileri haddini bildirmeli!
Pişekar- Varsa bir yolu bana da öğret Hamdi!..
Kavuklu- Her şeyin bir çaresi var derler, ölümden başka...
Ilyas Efendi- Safinaz'ı alamazsam ben de kahrımdan ölürüm.
Kavuklu- Öyleyse bu kadının hakkından gelecek bir plan yapmalıyız arkadaşlar.
Pişekar- Nasıl bir plan?
Kavuklu- Toplanın hele... (Bir araya gelirler.) Şimdi... Görünen o ki bu kadın kızından vazgeçmiyor, geçmeyecek de...
Pişekar- Haklısın.
Kavuklu- Safinaz'ı kaçıralım desem...
Ilyas Efendi- Hemen!
Kavuklu- Olmaaaz! Niye olmaz? Anası bütün kolcu kuvvetlerini toplar, başımıza yıkar. Ne esnaflığımız kalır, ne adamlığımız...Cümle mahalleliye rezil oluruz. Riskli!
Pişekar- Evet!
Ilyas Efendi- Ne yapacağız o zaman?
Kavuklu- (Düşünür.) Ne yapacağız o zaman? Eveeet!
(Hepsi düşünürken sahneye Hacı Ağa girer.)
Hacı Ağa- Selamün aleyküm!
Hepsi- (Düşünceli, gelenin yüzüne bakmadan) Ve aleyküm selam!
Kavuklu- (Ufak bir baş hareketiyle gelene bakar.Tekrar bakar.Irkilir, ayağa kalkar.) Ve aleyküm selam Hacı Ağa! (Diğerlerine işareti çakar.) Ve aleyküm selam!
Pişekar- Ilyas Efendi- (Durumu anlamışlardır.) Ve aleyküm selam!
I. PERDENIN SONU