Bir şeyi elle veya başka bir araçla tutarak bulunduğu yerden ayırmak, kaldırmak
Örnek: Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı. N. Cumalı
Bir şeyi veya kimseyi bulunduğu yerden ayırmak.
Birlikte götürmek.
Satın almak
Örnek: Biz bir ya da iki parti alır, çekiliriz piyasadan. N. Cumalı
Ele geçirmek, fethetmek
Örnek: Fakat aldıkları yerlerin ahalisini Türkleştiremediklerinden bu büyüklük onların zayıf düşmelerine sebep olmuş. Ö. Seyfettin
İçine sığmak.
Kabul etmek.
Kendine ulaştırılmak, iletilmek.
Bk. çevirmek