Arama

Hava Nedir? - Tek Mesaj #4

ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
13 Mayıs 2010       Mesaj #4
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Hava
TDK, Türk Dil Kurumu

isim Arapça hev¥

1 .
Hava yuvarını oluşturan, bütün canlıların solunumuna yarayan, renksiz, kokusuz, akışkan gaz karışımı.
2 .
Meteoroloji ile ilgili olayların bütünü:
"Hava biraz bozukçaydı, dışarıda serin bir yağmur çiseliyordu."- M. Ş. Esendal.
3 . Canlılar üzerindeki etkisine göre hava yuvarının durumu:
"Havanın üşütecek kadar serinlemiş olmasına göre sabah yakın."- R. N. Güntekin.
4 . Gökyüzü:
"Havada bir tek bulut yok."- .
5 . Çevreyi kuşatan boşluk:
"Tozlar havada uçuşuyordu."- .
6 . Esinti:
"Bugün hava olursa yelkenli kalkacak."- .
7 . Müzik parçalarında tür:
"Kâğıthane havası tutturur, bahriye çiftetellisi çalardık."- S. F. Abasıyanık.
8 . Müzik aletlerinden çıkan ses perdesi.
9 .
(sıfat, mecaz) Sonuçsuz, anlamsız, boş (durum, davranış, söz):
"Bu sözlerin sonu hava."- .
10 . (mecaz) Görünüş, davranış, söz vb. için bir kimsenin durumunu belirten özellik:
"Buna rağmen öyle kibar ve asil havası vardır ki bu damga bile onu çirkinleştiremez, inadına daha bir uçarı, daha bir sevimli yapar."- H. Taner.
11 . (mecaz) Tarz, üslup:
"Namık Kemal'e, Tevfik Fikret'e başarılı nazireler yazmıştır. Onların diliyle, onların sesiyle, onların havasıyla..."- Y. Z. Ortaç.
12 . (mecaz) Durum, ortam, çevre, muhit, atmosfer, ambiyans:
"İlk deneme dalış günü gelince, denizcilerde büyük bir coşkunluk, bir tören havası vardı."- Halikarnas Balıkçısı.
13 . (mecaz) Çekicilik:
"Kadın güzel değil ama havası var."- .
14 . (mecaz) Keyif, âlem:
"Onu kendi havasına bıraksak çalışmaz."- .
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
  • hava açmak (veya açılmak)
  • (biri) hava almak
  • (bir şey) hava almak
  • hava atmak
  • hava basmak
  • hava bozmak
  • hava bulanmak
  • (her biri başka bir) hava çalmak
  • hava çarpmak
  • havada kalmak
  • havadan nem kapmak
  • hava değiştirmek
  • hava fena esmek
  • (birine göre) hava hoş
  • hava iyi esmek
  • hava kaçırmak
  • hava kapanmak
  • hava kararmak
  • havalara uçmak
  • havan batsın
  • havanın gözü yaşlı
  • hava patlamak
  • havasına uymak
  • havasını almak
  • havasını bulmak
  • (bir yerin veya bir şeyin) havasını teneffüs etmek
  • havası olmak
  • (birinde birinin) havası olmak
  • hava vermek
  • havaya girmek
  • havaya gitmek
  • havaya pala (veya kılıç) sallamak
  • hava yapmak
  • havaya savurmak
  • havaya uçmak
  • havayı bozmak
  • havayı koklamak
Birleşik Sözler
  • hava akımı
  • havaalanı
  • hava aracı
  • hava aralığı
  • hava atışı
  • hava basıncı
  • hava bilgisi
  • hava birliği
  • hava boşaltma makinesi
  • hava boşluğu
  • havacıva
  • hava cıva
  • hava çekici
  • hava değişimi
  • hava deliği
  • hava durumu
  • hava düzenleyicisi
  • hava gazı
  • hava gemisi
  • hava haritası
  • hava hukuku
  • hava indirme
  • hava kanalı
  • hava kapağı
  • hava kazması
  • hava kesesi
  • hava köprüsü
  • hava kuvvetleri
  • hava küre
  • havalimanı
  • hava meydanı
  • hava mili
  • hava muhalefeti
  • hava musluğu
  • hava oyunu
  • hava parası
  • hava raporu
  • hava sahası
  • hava süzgeci
  • hava şartları
  • hava tahmini
  • hava taşı
  • hava taşıtı
  • hava tebdili
  • hava ulaşımı
  • hava üssü
  • hava yastığı
  • hava yastıklı
  • hava yolu
  • hava yuvarı
  • abuhava
  • açık hava
  • ağır hava
  • basınçlı hava
  • kapalı hava
  • kesik hava
  • kırık hava
  • kuru hava
  • limoni hava
  • soğuk hava deposu
  • tebdilihava
  • uzun hava
  • ağzı havada
  • başı havada
  • burnu havada
  • bar havası
  • bayram havası
  • bozum havası
  • dağ havası
  • gelin havası
  • göbek havası
  • kasap havası
  • kaşık havası
  • matem havası
  • memleket havası
  • oyun havası
  • yayla havası
  • zeybek havası
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!