Arama


fadedliver - avatarı
fadedliver
Ziyaretçi
17 Mayıs 2010       Mesaj #3
fadedliver - avatarı
Ziyaretçi
Paris'te Yaşam ve Mutfak

Nüfusunun kazancının büyük bir bölümünü her şeyden çok yemeğe harcadığı bir ülkede, yemek bir yaşam biçimidir.

Fransa'nın gastronomik ve bölgesel çeşitliliği, büyük olasılıkla diğer tüm ülkelerden daha fazladır. Çileden çıkan Charles de Gaulle bir keresinde şu ünlü sözü söyleyivermişti: "256 farklı çeşit peynir üreten bir ülkeyi sadece bir kişinin yönetmesi nasıl beklenebilir?" (Resmi rakamlara göre yaklaşık 400 peynir çeşidi var.) Ayrıca La Rochelle'den İspanya sınırına kadar dolaşırsanız 500'den fazla farklı türde deniz mahsulü yemeği tadabilirsiniz.

Fransızların yemek zevki en çok sokak pazarlarında göze çarpar. Sabit yiyecek dükkanları da pazar ganlerinde işlek günlerini yaşarlar; Fransız kasaplarıyla balıkçılar, zanaatlarının ustalarıdır ve her satışta sözlü yemek tarifleri verirler. Ayrıca peynir ya da meyve satıcıları da satın almak istediğiniz şeyin akşam için mi, yoksa ertesi gün için mi olduğunu sorup buna göre ürün seçerler.

Geleneksel fransız bageti yağsız yapılır ve birkaç saat içinde bayatlar. Fırıncılar günde iki kez (sabah erken ve akşam üstü) ekmek çıkarmaya gönülsüz oldukları için, Fransızlar alışkanlıklarını değiştirdiler. Eskiden olduğu gibi günde iki kez yerine artık günde sadece bir kez ekmek alıyorlar. Ve baget, koruyucu maddeler eklenmeye devam ettikçe gevrekliğini kaybedecek gibi görünüyor. Modern Fransa'nın hızlı yaşam biçimi, mikrodalga yemekleri ve fast-food restoran zincirleriyle besleniyor. McDonalds burada Macdo olarak biliniyor.

Ünlü Fransız gastronomi ve 32 ciltlik La France Gastronomique adlı yapıtın yazarı Curnonsky, birbirinden farklı 4 tür Fransız mutfağı betimlemişti: "La Haute Cuisine, La Cuisine Bourgeoise, La Cuisine Régionale, et La Cuisine Improvisée." Yarım yüzyıl sonra bu sınıflamalar halen geçerlidir.

Haute cuisine, ünlü uzman şeflerin profesyonel aşçılığıdır. Bu sınıflama bu günkü terimlerle, tam olarak Güney Savoy ve Alain Ducasse gibi Michelin yıldızlı şefleri karşılar. Nouvelle cuisine, haute cuisine'in modern bir yorumudur. Ünlü şefler, klasik Fransız yemeklerini, 1980'lerin daha az tereyağı ve krema içeren, daha az soslu hafif yemek talepleri karşısında yeniden düzenlediler. Özgün biçimiyle bu üslup kısa ömürlüydü, ama nouvelle cuisine, Fransız haute cuisine'i üzerinde iz bıraktı; klasik yemekler, bugün, 20 yıl öncesine oranla çok daha hafif bir tarzda hazırlanmaktalar. Buna karşın cuisine improvisée, kökeni açısından köylüdür. Bu mutfak jambon, sosis, yahni ve omletten oluşan çiftlik yemeklerini içerir.

Ama Fransa'nın mutfak haritasını en çok biçimlendiren diğer iki mutfak olmuştur. Cuisine bourgeoise , sade ve üstünlüğü kimseye bırakmayan orta sınıf Fransız aşçılığıdır. Cuisine régionale ise Provence'in bouillabaisse ' ı, Bourgogne'nın coq au vin 'ı ve Toulouse'ın cassoulet 'si gibi Fransa'nın klasik yemeklerdeki mükemmel bölgesel spesiyalitelerden oluşur.

Restoranlar çok farklılık gösterir. En basitleri, yerel peynirlerle, büyük olasılıkla yerel fırından alınan tatlılarla ev yapımı yemekler sunan küçük aile işletmeleridir. Tipik yemekler arasında steak pommes frites (genellikle Fransa'nın ulusal yemeği olarak tanımlanır); estouffade de boeuf ve blanquette de veau'nun yanısıra soğuk etler ve peynirler vardır. En seçkin olanlarsa, zarif bir mekanda klasik haute cuisine sunan en üst düzey restoranlardır. Fiyatlar daha pahalıdar, ama çoğu kez şaşırtıcı kalitede, özellikle öğle vakti, sabit fiyatlı mönüler bulunur.



Ve tabii Café'ler...

Parislilerin yaşamında café'nin özel bir yeri vardır: Burada dostlarıyla buluşur, günün olaylarını tartışır ve dünyanın geçip gitmesini izlerler. Bazıları için caféler neredeyse ikinci adresleridir. Birçok Paris café'si, sanatçılar ve entellektüellerin fikir alışverişinde bulunup geliştirdikleri bir buluşma noktası olarak çok ünlü bir geçmişe sahiptir. Bir dergi okumak, bir şeyler atıştırmak, yaşamın anlamını tartışmak ya da yalnızca oturup izlemek istiyorsanız, gideceğiniz yer bir café'dir.

Geleneksel café kültürü, son yıllarda Paris'teki café sayısı önemli derecede azalmış olsa da geçmişte olduğu kadar bugün de güçlüdür.

En az baget kadar Fransız olan, günlük yaşamı gözlemleyebileceğiniz fotoğraf pencereleri. Café'siz köy, köy değildir! Café yaşam biçimini benimsemek için, sadece bir kahveyle saatlerce nasıl ilgilenilir onu öğrenmeniz gerekir.





Café de Flore

Café de Flore'a uğrarsanız, sıcak çikolata ve gofreti deneyebilirsiniz. Bu kafe Paris'in en meşhur kafelerinden biri olup; varoluşçu felsefenin babalarından Jean Jacques Rouseau burada oturup ince fikirlere dalarken varoluşçluğun ana fikri olan “varlık özden önce gelir” yargısını dile etmiş. Herhalde burada insana ilham veren bir şey ler olmalı demekten kendini alamıyor insan.



Les Deux Magots

İçerisinde iki çinli tüccarın heykelinin bulunmasından ötürü adı Deux Magots. Buranın da müdavimi Victor Hugo, Sefiller'i burada kafasında yazmış. Deux magot'un mutfağı oldukça iyidir. Şayet fırsatınız olursa "Molue à la Créme"i deneyebilirsiniz.

Ayrıca Café le Départ St-Michel de uğramanız gereken Paris'in en meşhur ve saygın kafelerinden biridir.