Arama


Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
24 Mayıs 2010       Mesaj #5
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Sultan IV. Murat, kılık değiştirerek halkın arasında dolaşmaktan çok hoşlanırmış. Koyduğu yasaklara uyulup uyulmadığını da yerinde denetlermiş tebdil-i kıyafet gezerken. Bir gün yine kılık değiştirerek Üsküdar'dan bir kayığa binmiş. Kayıkta bulunan bir yolcu ile derin bir sohbete dalmış IV. Murat, karşı yakaya geçerken.
Padişah yolcuya kim olduğunu, ne iş yaptığını sormuş. "Bana Üsküdarlı Remmal Ahmet Ağa derler" diye
yanıtlamış yolcu. "Remil atar, gaipten haber veririm.“ Padişah, meraklanmış ve bir soru daha
sormuş. "Madem böyle bir hünerin var, remil atarak padişahın şu an nerde olduğunu söyleyebilir misin?"
deyince, Ahmet Ağa, "Elbette söylerim" diyerek remilini atmış ve, "Benim hesabıma göre padişah şu anda derya üzere olmalı, bir daha bakayım da yerini tam söyleyeyim." Attığı remile gözlerini diken Ahmet Ağa, bir süre şaşkın şaşkın bakınıp, "Tuhaf şey! Padişah bu kayığın içinde görünüyor. Padişah ben olmadığıma
göre o sizsiniz!“ demiş ve Sultan IV. Murat'ın ayaklarına kapanmış.Padişah, "Gerçekten hüner sahibiymişsin" demiş, ama bir soru daha yöneltmiş korkudan beti benzi atan Ahmet Ağa'ya. "Ama daha işin
bitmedi. Şimdi bir remil daha at bakalım. Karaya çıkınca benim hangi kapıdan geçerek İstanbul'a gireceğimi
söyle. Bunu yaparsan ödülün büyük olur. Ama yapamadın mı gerisini sen düşün artık!“ Ahmet Ağa üçüncü
kez remilini atmış, ama bu kez hiçbir şey söylememiş. Remilde gördüklerini bir kâğıda yazarak, katladığı
kâğıdı padişaha uzatmış. "Hangi kapıdan gireceğiniz bu kâğıtta yazılı hünkârım! Ama sizden dileğim, kapıdan geçip kente girdikten sonra buna bakmanızdır." Padişah kâğıdı alıp cebine koymuş. Kayık karşı
kıyıya varınca karaya çıkmış ve yakındaki surlarda nöbet tutmakta olan muhafızlara, surlarda hemen bir
kapı açmalarını buyurmuş. Muhafızlar, ellerinde kazma kürek hemen işe koyulmuşlar ve kısa sürede surların o bölümünde yeni bir kapı açmışlar. Padişah bu yeni açtırdığı kapıdan İstanbul'a girer girmez
cebindeki katlanmış kâğıdı çıkarıp okumuş ve hayretler içinde kalmış. "Yeni kapınız hayırlı uğurlu olsun padişahım!"
0l hikâye, IV. Murat'ın açtırdığı kapıya, bu nedenle "Yenikapı" adı verilmiş.