"Birini sevmem gerek. O da sensin! Başka türlüsü çok acınası bir varoluş olacak."
Hangi erkek sevdiği kadına karşı duygularını bu kadar çocuksu bir gerçekçilikle fakat aynı zamanda da haşin bir biçimde dile getirir? Cevap ya "hiçbir erkek"tir...
Ya da "kendini beğenmiş budalanın teki"dir.
Öyle değil mi?
Hangi kadın acınası bir hayat yaşamaktan korkan bir adamın hesaplı "sevgi"sine malzeme olmayı ister?
Hangi kadın "birini sevmem gerekiyor, o da sensin" düzlüğü yerine "ben sana mecburum, bilemezsin" şairaneliğini tercih etmez?...
Niye yazdım bunları?
Sırf yalnızlıktan korktuğumuz için bir ilişki içine girebiliriz.
Önce arkadaş olur, sonra neden bundan bir ilişki çıkmasın, diyebiliriz.
Ama aşk bir "ilişki" değildir. Ondan çok daha fazlasıdır.
Bu gerçek eninde sonunda ağırlığını hissettirir.
Bunu bilelim diye yazdım.
"İhtiyaçtan, acele aşk" olmaz!