Arama

Takva Nedir? - Tek Mesaj #2

asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
5 Haziran 2010       Mesaj #2
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
Takva kelimesinin ıstılâhî anlamı ile ilgili olarak bir çok tarif yapılmıştır. Biz burada en meşhurlarını zikredeceğiz.

Bu hususta Abdullah et-Tunûsî şöyle diyor: “ Takvanın hakikatı; emredileni yerine getirmek, nehyedilenden de kaçınmaktır.”
[1]

Gazâlî ise bu konuda şunları söylemektedir: “ Kul için takva, kendisiyle günahları arasında, günahları terk etme hususunda kuvvetli bir sabır ve gayret engeli hâsıl oluncaya kadar kalbini, sanki o günahı hiç işlememiş gibi temizlemesidir. Veya mübah ve helal olan şeylerin faydasız olanından kaçınmaktır.”
[2]
Mücâhid de şöyle diyor: “ Takva, isyan etmeyip, itaat etmektir. Unutmayıp zikretmektir. Küfür (nankörlük) etmeyip şükretmektir.”


İbn Düreyd ise; “ takva, nefsi amel-i sâlih ile azap ve günahtan korumaktır.” diyor.
[3]

Asrımızın müfessirlerinden Seyyid Kutub da takva hakkında şunları söylemektedir: “ Takva, Kur’ân’dan faydalanma ehliyeti verendir. Kalbin kilitlerini açan takva, o nurun kalbe girerek vazifesini yapmasını sağlar. Faydalı her şeyi tutup kaldırabilmeğe, karşılayıp hüsnükabul göstermeye ve hayra çağırıldığında icâbet etmeye kalbi hazırlayan takvadır. Kur’ân’da hidâyeti bulmak isteyen kimsenin, ona selim kalple ve hulus-u niyyetle teveccüh etmesi zarurîdir. Daha sonra buna (Kur’ân), korkan, korunan, dalâlete düşmekten yahut herhangi bir sapıklık tarafından avlanmaktan çekinen bir kalbe yanaşması lâzım gelir. İşte o vakit Kur’ân esrar ve envarını açar. Ve kendisine takva, korku ve hassasıyetle mücehhez olarak bu esrar ve envarı kabule gelen kalbe onu aktarır... Ömer İbn Hattab (r.a), Übeyy İbn Kâb’a “ takva nedir?” diye sorduğunda Übeyy: “ Dikenli yolda hiç yürümedin mi? ” dedi. Hz.Ömer: “ Yürüdüm!” deyince “ o zaman ne yaptın? ” dedi. “ Paçalarımı sıvayıp gayret sarfettim” cevabını aldıktan sonra: “ İşte takva odur ” dedi.


Budur işte takva... Vicdanda duyarlılık, şuurda berraklık, devamlı korku , daimî sakınma, yolun dikenlerinden korunma... Hayat yolunun... Şehvetlerin ve çeşitli arzuların dikenlerinin sardığı yol... Korku ve vehim dikenlerinin sardığı yol... Boş ümitlerin bağlandığı dikenli yol... Fayda ve zarardan aciz kimselerin boş korkularının sardığı dikenli yol... Ve daha yüzlerce korkular...”
[4]

Başka bir tarifte ise takva şöyle anlatılmaktadır:

a) Takva, şirkten sakınmak, bid’atten kaçınmak ve fer’î günahlardan korunmaktır.
b) Din hususunda zarar vereceğinden korktuğun şeylerden kaçınmaktır.
c) Takva yüce bir hazinedir. Eğer ona ulaşılırsa, onda; şerefli cevherler, kıymetli bir nefis, çok hayır (iyilik), tükenmez bir rızık, kendisinde dünya ve âhiret iyiliklerinin toplandığı bir haslet olan büyük bir alışkanlık bulunur.”
[5]

Bütün bu tariflerden anlaşıldığına göre takva; Allah Teâlâ’nın emirlerini tutup, yasaklarından kaçınmak, kalbi günahlardan temizlemek, isyan etmeyip, itaat etmek, Allah’ı zikretmek, O’nun nimetlerine karşı nankörlük etmeyip şükretmek, şirkten sakınmak, bid’atten kaçınmak, din hususunda, bütün zararlı olan şeylerden sakınmak, mübah olmakla birlikte faydasız olan şeylerle de fazla meşgul olmamaktır.


Netice olarak bütün bu zikrettiğimiz bilgilerden de anlaşıldığı gibi; takvanın ıstılâhî ve lügavî manası arasında bir ilişkinin olduğu açık bir şekilde görülmektedir.


Lügat manasında, bir zarar ve tehlike karşısında ondan çekinip, sakınarak kendini korumak için aldığı tedbirle insanın girdiği bir muhafaza hali mevcuttur. Istılâhî manada da bu unsurlar var. Genel olarak birçok şeyden korkan insan için, âhirette, onu bekleyen hakikatler ve tehlikeler karşısında âhiret emniyeti açısından takınılacak tavırlar mevcuttur.



[1] el-Firûzâbâdî, Besâir Zevi’t-Temyiz, İhyâu’t-Turâsi’l-İslâmî, Kahire, 1373, V,257.

[2] Gazalî, İhyâ, Dâru İhyâi’l-Kütübi’l-Arabiyye, Kahire, trs, IV,153.

[3] ez-Zebîdî, a.g.e, X,396.

[4] Seyyid Kutub, Fî Zılâli’l-Kur’an, (Mütrc: Emin Saraç, İ.Hakkı Şengüller, Bekir Karlığa), İstanbul, 1992, I,77.

[5] Fîrûzâbâdî, Mecdü’d-Din Muhammed b.Ya’kub, el-Kâmusu’l-Muhît, V,258.
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....