Arama


The Unique - avatarı
The Unique
Kayıtlı Üye
8 Haziran 2010       Mesaj #2
The Unique - avatarı
Kayıtlı Üye
Tarihçe


300px Flora27s Malle wagen van Hendrik Pot 1640


Hendrik Gerritsz Pot tarafından 1640’ta yapılan lale çılgınlığı benzetmesi. Çiçek tanrıçası Flora akşamcı, sarraflar ve iki suratlı bir kadınla rüzgarı arkasına alıp giderken Haarlem dokumacıları denizdeki yok oluşlarına kadar onlara eşlik ediyor.




Lale, Avrupa’ya XVI. yüzyıl ortalarında Osmanlı İmparatorluğu’ndan getirilmiş ve Hollanda’da çok tutulmuştur. Birleşik Vilayetler’de Lale dikiminin Flaman botanist Charles de l'Écluse 1593’te Leiden Üniversitesi'nde görevine başlayıp hortus academicus adındaki botanik bahçesini kurduğunda başladığı düşünülmektedir. Kendisi orada İmparator’un (I. Ferdinand) elçisi Ogier de Busbecq tarafından Sultan’a gönderilen ve sert iklim koşullarına dayanabilen lale soğanlarının dikimine başlamıştır ve bunlar hızla popüler hale gelmiştir.

Lale hızla imrenilen lüks bir eşya ve statü göstergesi haline geldi ve çok değişik renk ve çeşitte kendini gösterdi. Kırmızı, sarı ve beyaz gibi tek renkli olanlara Couleren, beyaz zeminde pembe veya kırmızı gibi çok renkli olanlara “Rosen”, beyaz üzerinde mor veya lila rengine sahip olanlara Violetten, sarı üzerinde kırmızı kahverengi mor renkli olanlara ise “Bizarden” gibi isimler verildi. Bu göz alıcı ve çokça aranan lale soğanları, mozaik virüsünün bir türü olan laleye özgü bir virüsle enfekte olmaları sonucunda parlak renkler ve çizgilerle birlikte desenli bir görünümle yetişmekteydi.




200px Ambrosius Bosschaert2C the Elder 01
Çiçeklerin Sessiz Hayatı Ambrosius Bosschaert tarafından (1573–1621) yıllarında Hollanda Altın Çağı olarak bilinen dönemden bir tablo




Yetiştiriciler yeni lale çeşitlerine abartılı isimler vermiştir. İlk formların çoğu Admirael (Amiral) ön takısıyla ve yetiştiricisinin ismiyle birleşik olarak anılmıştır. Admirael van der Eijck bu şekilde adlandırılan muhtemelen elliden fazla çeşitlerden en bilinenidir. Generael ("general") diğer otuz çeşit lalede bulunan başka bir ön isimdir. Sonradan yetiştirilen çeşitlere ise Büyük İskender veya Scipio hatta “Amirallerin Amirali” “Generallerin generali” gibi daha da mükemmeliyetçi isimler yakıştırılmıştır. Ne var ki isimlendirmeler ölçüsüz olmakla birlikte lale çeşitlerinin kaliteleri büyük farklılıklar göstermiştir. Bu çeşitlerin çoğu günümüzde yok olmasına rağmen, bazı “hatalı” laleler hala ticarete konu olmaktadır.

Laleler soğanlarından yetişir ve hem tohumlarından hem de tomurcuklarından türetilebilir. Soğandan elde edilen tohumların çiçek veren bir soğana dönüşmesi 7-12 yıl içinde meydana gelir. Soğanlar çiçeğe dönüştüğünde soğanın aslı kaybolur fakat onun yerinde birkaç tomurcukla beraber soğanın başka bir kopyası meydana gelir. Uygun şekilde kültürlendiğinde bu tomurcuklar kendi soğanlarını oluşturur. Mozaik virüsü tohumlarla değil, yalnızca tomurcuklar vasıtasıyla yayılır; bu yüzden göz alıcı çeşitlerin kültürlenmesi uzun yıllar alır. Üreme hızı büyük oranda virüsler tarafından yavaşlatılır. Laleler Nisan ve Mayıs’ta yalnızca bir haftalığına çiçek verir ikincil tomurcuklar bundan çok kısa bir süre sonra ortaya çıkar. Soğanlar Haziran’dan Eylül’e kadar sökülüp satılabilir bu yüzden spot piyasada fiyatların oluşması bu dönemlere denk gelmiştir.

Yılın geri kalanında tüccarlar noter huzurunda sezon sonunda lale satın alacaklarını öngören (bir nevi future sözleşmesi) sözleşmeler imzalamıştır. Dolayısıyla Modern Finans yöntemlerinin çoğunu geliştiren Hollandalılar dayanıklı bir mal olan lale soğanları için bir piyasa meydana getirmişlerdir. Bu piyasalarda açığa satış 1610 yılında yürürlüğe giren daha sonra 1621, 1631 ve 1636 yıllarında tekrarlanan ve ağırlaştırılan kararnameler yoluyla yasaklanmıştır. Açığa satış yapanlar bu kararnamlere dayalı olarak hüküm giymemiş fakat yaptıkları sözleşmelerin bağlayıcılığı azaltılmıştır.




280px Tulip price index1 trsvg
Lale soğanı sözleşmeleri için standartlaştırılmış fiyat endeksi. Earl Thompson tarafından oluşturulmuştur. Thompson’ın elinde 9 Şubat ile 1 Mayıs arasında fiyat verisi yoktu, dolayısıyla düşüşün şekli bilinmemektedir. Fiyatlar bilinmese de lale piyasasının Şubat ayında aniden çöktüğü açıktır.



Çiçeklere olan rağbet arttıkça profesyonel yetiştiriciler virüslü soğanlara giderek daha fazla fiyat ödemişlerdir. 1634 yılında Fransızlardan gelen talebin de etkisiyle piyasaya spekülatörler girmeye başlamıştır. 1636 yılında Hollandalılar sezon sonunda lale alımını öngören sözleşmelerin alınıp satıldığı formel bir future piyasası oluşturmuştur. Tüccarlar hanlarda biraraya gelir ve alıcılar işlem başına %2.5 oranında 3 florini geçmemek kaydıyla "şarap parası" adı altında bir ücret öderdi. Başlangıç marjini ödenmezdi ve taraflar takas odası ile değil doğrudan birbirleriyle sözleşme yapardı. Sözleşme şartlarının gerektirdiği teslimatlar piyasanın 1637 Şubat'ında çökmesi nedeniyle hiçbir zaman gerçekleştirilememiştir. Bu ticaret Haarlem'de veba salgınının yükselişe geçtiği sırada gerçekleştiğinden ölümcül risk alma şeklinde bir davranış biçiminin gelişmesini sağlamış olabilir.
Nadir lalelerin sözleşme fiyatları 1636 yılı boyunca artmaya devam etti. Kasım ayında mozaik virüsü içermeyen adi lalelerin de fiyatı artmaya başladı. Lale sözleşmelerine dayalı ticarette gerçek lale soğanlarının el değiştirmesi söz konusu olmadığından Hollanda halkı bu ticareti aşağılayıcı şekilde windhandel(rüzgar ticareti) olarak adlandırmışlardır. Fakat 1637 Şubat ayında lale soğanı sözleşmelerinin fiyatları aniden düştü ve lale ticareti durma noktasına geldi.

Mevcut fiyat verileri

1630’lu yıllarda tutarlı olarak kaydedilen fiyat verilerinin yokluğu lale çılgınlığının boyutlarının tahmin edilmesini güçleştirmektedir. Mevcut verilerin büyük bir kısmı fiyat balonundan hemen sonra yazılan "Gaergoedt and Warmondt” (GW) kitapçıklarından gelmektedir. Ekonomist Peter Garber 1633 ve 1637 yılları arasında satışı yapılan 39 çeşide ait 161 soğandan veri toplamıştır, 53’ünün kaydı GW tarafından yapışmıştır. Balonun son günü olan 5 Şubat 1637 için son derece değişken doksan sekiz fiyat verisi kaydedilmiştir. Satışlar birden fazla piyasa mekanizması ile gerçekleştirilmişti, loncalarda gelecek (future) sözleşmeleri satılıyor, yetiştiriciler kendi spot satışlarını yapıyor aynı zamanda noter onaylı future sözleşmeleri yapıyorlardı, mülk satışları da buulnuyordu. Garber’a göre “Mevcut fiyat verileri elmalarla armutların karıştırılmasından ibarettir”.
Bir bildiğim varsa hiç bir şey bilmediğimdir. (: