Ey Nefsim...
Bilirmisin , esyanın hakikatını ...
Hani o duran tasın zikri ile o uçan kusun fikrini..
Bilirmisin , su büyük zannettiğin maddenin , zerreden ibaret olduğunu..
Sen hic Allah dostu gördünmü , masiva perdeleri olmadan ..
Nurun adından baska duydunmu hakikatını..
Sen hic gözyaşı ile abdest aldınmı ?
İliklerinde Zikrullahı tattınmı , Marifet denizinde yüzdünmü hic..
Hani o gölgelenme zamanı kadar bir hayat vermisti Rabbin..
Hani tavsiye ettiğin o iyilikler vardı Ya !.. Kendi yapmadığın..
Hani o namazlar vardı ya ulasmak için Yaradana ,
Spor yapar gibi yaptığın , o dualar vardı ya kapıların anahtarı..
Hani oruclar , zekatlar , sadakalar vardı ya gariplerin hakları..
İste bugün hesap günüdür , geri dönüsü olmayan..
Hani o mizan , o defter , o sırat diye duyardın ya
İste bugün o gündür..
Hani o ellerin vardı ya klavye basında yazan fütursuzca...
İste bugün onun hesabının verileceği gündür..
Varsa hünerin bugün göster , iste bugün o gün...
YA RABBİ.....
Sunulacak , hic bir şeyim yok , o akan gözyaslarım da kurudu bugün..
Takdir-e sayan hic bir amelim yok , hepsi beni terketmis..
Ancak vakti zamanında bu eğri eller bir kağıt karalamıştı ya..
Hani o eğri bügrü çekistirdigi cümlelerle...
Hani bir kulun da bir cevap vermisti de , görüsmeden tanıs olmustuk..
Hani hep birbirimize dua ederdik.. Rabbimiz ayırmasın diye..
İste biz acizler sanal dünyanın kıtmirleri,
Kelimelerin hissiyatı anlatma kabiliyetini yitirdiği yerden sesleniyoruz..
Bizleri de affeyle...