okutmak
(-i)
TDK, Türk Dil Kurumu
1 . Okumasını, öğrenim görmesini sağlamak"Babamın beni büyük kentte okutacak parası olmadığı için öğretmen olmuştum."- N. Meriç.
2 . (nsz) Okuma işini yaptırmak:
"Kumandan paşaya bu akşam şiir okutmak istiyoruz."- F. R. Atay.
3 . (nsz) Ders vermek, bir konu üzerinde yetiştirmek: "Lisede İngilizce okutuyor."- .
4 . argo Satarak elinden çıkarmak:
"Bana iki sandık çay verdi. Bunları al okut, dedi."- S. F. Abasıyanık.