(DÖVME SANATI)
AB nin dövmeyle ilgili sağlık riskleri raporunda Avrupa’da kalıcı dövmelerde kullanılan organik boyaların yüzde 40 kadarının deride kozmetik amaçla kullanım için onay almadığını ve bunların yüzde 20sinin ‘’karsinojenik aromatik aminler’’ içerdiğine dikkat çekiliyor. Güvenilmeyen kişilerin kullandığı kimyasalların bazıları, aslında otomobil boyaları, yazıcı mürekkepleri gibi amaçlar için üretilen boyalar. Bunlar dövme için derinin öylesine derinine zerk ediliyorlar ki ağır yanıklarda bile varlıklarını koruyorlar.

ABDde ise henüz dövmelerde kullanılan maddelere ilişkin bir mevzuat ve yönetmelik yok. Üreticilerce boyaların içindeki maddelerin naturel veya bitkisel esaslı ve zararsız olduğu bildirilse de henüz dövme mürekkebi üreticileri, boyalarının içeriği hakkında (ticari sır gerekçesiyle) bilgi vermiyor. Bu konuda resmi bir düzenleme yok.
Bilinçsizce uygulandığında, bazı dövmelerde kullanılan boyaların, genetik mutasyonlara, anne karnında bebekte doğumsal anormalliklere ve dövmeyi yaptıran kişide kansere yol açabileceği ve vücutta başlattığı biyokimyasal reaksiyonların, yıllarca sürmesi mümkün görünüyor. Sağlıksız koşullarda yapılan dövmenin ayrıca tetanos, herpes simplex (uçuk) virüsü, stafilokok, HIV, Hepatit B ve C ve hatta frengi gibi enfeksiyonların bulaşmasına neden olduğu da bilinen bir gerçek. Dövmenin diğer komplikasyonları ise lenf bezi iltihabı, alerjik reaksiyonlar, keloid oluşumu. Bazı dövmeler, MR tetkiki sırasında (içerdiği metaller nedeniyle) şiddetli ağrıya neden olabilir.
Bu yazı “son teknoloji cihazlarımız ile dövmenizi en iyi biz çıkarırız” yazısı değildir. Bu yazımda amacım dövmeye şimdiye kadar bakmadığınız bir pencereden bakmanızı sağlamak… Dilimizde “dövme” olarak bilinen fakat dildeki yabancılaşmanın bir sonucu olarak yeni jenerasyonun “tattoo” olarak bildiği yöntemin en az 4000 yıldır uygulanan bir vücut süsleme sanatı olduğunu Mısır’daki kazılarda bulunan mumyalarda görülen dövmelerden anlıyoruz 1. Aslında tarihsel olarak boya ile vücut süsleme sanatını “ephemeral” (kısa süreli) ve “indecimal” (kalıcı) sanat olarak iki ana grupta incelemek doğru olacaktır. “Ephemeral” olarak adlandırılan vücudun dışarıdan boyayla boyanması ile “indecimal” denilen kalıcı dövmelerin her ikisi de tüm dünyada görülse de özellikle “Melanesia” olarak adlandırılan Avustralya’nın kuzeydoğusunda kalan Yeni Gine ve çevresindeki çok sayıda adayı içine alan bölge ve Afrika’da özellikle “Nuban” topluluklarında çok yaygındır. Özellikle ergenliğe erişmiş kızların vücutları boyanarak ya da dövme yapılarak “evliliğe hazır” anlamına gelecek şekilde boyanması gelenekseldir ve bunların özel ritüelleri vardır. “Tattoo” sözcüğünün etimolojik incelemesine bakınca Tahiti dilinde “tatau” sözcüğünün işaretlemek anlamına geldiğini görüyoruz. Ayrıca batı dünyasının tattoo ile tanışmasını sağlayan kişi olan Kaptan Cook’un günlüğüne baktığımızda Polinezyalıların deri altına siyah boya ile kalıcı süslemeler yaptıklarını ve buna kendi dillerinde “tattow” dediklerini görüyoruz
2.Dövme deyince Japonlardan bahsetmemek haksızlık olur diyedüşünüyorum. Japonların
tüm vücudu tamamen kapladıkları, yapımı aylar hatta yıllar alan ve her biri birer sanat şaheseri olan dövme sanatına “Irezumi” adı veriliyor. Bu sanatın en etkili olduğu dönem 17 ve 18. yüzyıllar olup Utamaro gibi sanatçılar bu konuda önemli katkılar yapmışlardır. Dövme sanatının bu denli gelişmesinde o dönemdeki Japon sınıf sistemi etkili olmuştur.
Devlet tarafından belirlenmiş asalet sıralamasına göre en alt sınıfın ipek giymesi, altın ve gümüş takıp süslenmesi yasaklanınca insanlar elbiselerinin altına yaptırdıkları bu dövmeler ile bir bakıma intikam almışlardır. Bazı dövmeler o denli güzel bir sanat eseri olarak yapılmıştır ki zaman içinde bunların toprak olup gitmesine gönlü razı olmayan Japonlar kolleksiyonerliğe başlamıştır. Böylece güzel dövmesi olan bir Japon isterse bir sanat galerisi ya da kolleksiyoner ile anlaşarak ölümünden önce derisinin satışını yapabilmektedir. Yukarıdaki “Decorated Body” isimli kitaptan alıntıladığım fotoğraf Tokyo Üniversitesinde sergilenen ödüllü bir sanat eseri olup 80 yaşındaki sahibinin ölümünü takiben sergiye açılmıştır. Dövme ile ilgili bu kısa tarihsel ve kültürel yolculuk umarım sizlere farklı bir bakış açısı sağlayabilmiştir.