Haiti depreminden ekranlara yansıyan görüntüler bizlere on bir yıl evvel yaşadığımız körfez kabusunu hatırlattı. Uzmanlar belki yarın, belki gelecek ay, en geç 30 yıl içinde İstanbul da, İzmir de ciddi depremler yaşanmasının yüksek bir olasılık olduğunu anlatıp durdu. Ülkemizin neredeyse tamamı deprem kuşağında olduğundan birçok diğer yöremizin de benzer bir tehdit altında olduğunu biliyoruz. Yerli ve yabancı bilim adamları zaman zaman farklı senaryolar çizdilerse de hepsinin birleştiği nokta İstanbul ve diğer kentlerimizin yıkıcı bir sallantıya maruz kalacağı idi.
Geçen on bir yıl içinde çok şey yazıldı çizildi, raporlar hazırlandı, tespitler yapıldı, pilot bölgeler seçildi ancak merkezi ve yerel yönetimlerimiz kentlerimizdeki deprem özürlü milyonlarca binanın depreme hazır hale getirilmesi yönünde bir grup kamu yapısının güçlendirilmesi dışında kayda değer bir adım atamadı.Haiti’nin başına gelenler bizimde başımıza gelebilir. O zaman çok hızlı hareket etmeli, eski yapı stokumuzu yenilemeliyiz. Mevcut yaklaşım ve yapı sistemleriyle bu yenilemeyi gerçekleştirmek yarım asır alabilir. Bizlerin ise yarını meçhul. Dönüşümün yüksek hız ancak az maliyetle gerçekleşebilmesi için daha öncede çeşitli ortamlarda dile getirdiğim iki önerimi ilgililere hatırlatmak isterim. 1. Orta ve yüksek standartlı apartman bölgelerinde imar haklarını yükselterek eski yapıların müteahhitler eliyle kat karşılığı sistemiyle yenilenmesine olanak hazırlayalım: Proje 3g 2. Gecekondu ve düşük standartlı bölgelerimizde hızlı ve ekonomik ‘endüstrileşmiş yapı sistemi’ni getirelim. Proje kapsül evler 1. İmar haklarını yükseltelim
İstanbul’umuzun deprem riskini biliyoruz, tedirginiz. Canımız malımız risk, ülke tehdit altında. Yerel ve merkezi yönetım eskı betoarme apartmanların oluşturduğu korumasız yapı stokuna yönelik direkt çözüm getiremiyor. Proje 3g, ‘İstanbul’ genç, güzel, güvenli’ oto finans bir stratejidir. İstanbul da apartman daire adedi 2.000.000 civarındadır. Bunların yarısı deprem tehdidi altındadır. Çok malikli apartmanlarda güçlendirme teknik, ekonomik, hukuki ve pratik açılardan tercih edilememektedir. Ancak maliklerin müteahhitlere para vererek apartmanlarını yenileme olanakları olmadığı gibi, mevcut yapıları imar hakkını doldurmuş olduğundan yeni yapılacak binada yapımcıya yapım masrafları ve müteahhitlik karını karşılaması için dükkan veya daire de verememektedir. Eski apartmanlar yeniden inşa edilememekte, betonarme tabutlar gibi beklemektedir. Müteahhitler eliyle binalarını yıkıp zemin etütleriyle beraber yeni deprem yönetmeliğine göre inşa etmek, altına garaj ve sığınak koymak, ısı yönetmeliğine uymak, az enerji, az karbon salınımı ile yaşayan çevreci bina şartlarını yerine getirmek kaydıyla. Eski deprem yönetmeliğine göre yapılmış betonarme apartmanlara bölgesine göre 1-2 kat ilave imar hakkı varalım. İlave imar hakkının getirdiği imkan ile İstanbul parsel parsel kendi kendini yenileyecek, eski binalar yıkılıp müteahhitler tarafından yenileri yapılacaktır. Yollar araçlardan temizlenecek, itfaiye ambulans sıkışıp kalmayacaktır. Yeni binalar ile çevremize çekin düzen gelecek, enerji ve kaynak tasarrufu sağlanacaktır..milli servete katkısı bulunan bir projedir. Proje 3g’nin toplu uygulamalar için hazırladığım’ resimde görülen ‘geleneksel apartmanlar’ özel merdiven tasarımıyla düz veya meyilli her türlü araziye proje değişikliği olmadan inşa edilebilecektir. Kentlerimizi yenilerken yok olan yapı kültürümüzü canlandırmak istiyorum. Bu proje lokomotif müteahhitlik sektörünü harekete geçirerek durgun ekonomiye ivme kazanacaktır. İşsizlik azalacaktır
Güvenlik ve estetik açılardan çağdaş düzeye yükselen kentlerimiz genç, güzel ve güvenli olacaktır… 2. Endüstrileşmiş yapı üretimine geçelim…
1 kapsül 25 m2 Stüdyo 10.000.-TL 20 sene ayda 50.-TL 2 kapsül 50 m2 Daire 20.000.-TL 25 sene ayda 75.-TL 3 kapsül 75 m2 Daire 30.000.-TL 30 sene ayda 100.-TL TOKI’nin tünel kalıp sistemiyle inşa ettirdiği toplu konutlardan kat kat daha hızlı, kat kat daha ucuz, ve kat kat daha kaliteli bir konut yenileme stratejisi için çalıştım, ‘kapsül evler’ projesini hazırladım, ‘endüstrileşmiş yapı üretımi’ ne geçtim. Fabrikalarda bant tekniğiyle zincirleme mono blok sabit mobilyasıyla üretilen 25 m2’lik kapsül üniteler bir salkım gibi orta sirkülasyon şaftına vinç yardımıyla takılmaktadır. Bağlantı noktalarında ‘deprem izolatörleri’ kullanılmaktadır. 25 m2’lik bir kapsül WC-duş ve mutfakçığı bulunan bir stüdyo konut ünitesi oluşturmaktadır. 2 kapsül yan yana kullanıldığında 2 oda 1 salon 50 m2 daire olmaktadır. kapsüller 3’lü kullanıldığında 3 oda 1 salon 75 m2’lik daireler elde edilebilmektedir. Japonya’da örnekleri vardır. Blok yükseklikleri 12 kat ve üstü düşünülmektedir. Tek sirkülasyon şaftlı blokların her katında 1 adet 25 m2’lik stüdyo, 2 adet 50 m2’lik daire ve 1 adet 75 m2’lik daire bulunmaktadır. Bu dağılım bir lego gibi kattan kata değişebilmektedir. Kapsüllerin oda duvarları istenildiği şekilde düzenlenebilmektedir. Temizlenecek eski yapı ve gecekondulara kıyasla aynı alanda daha fazla ünite elde edilebildiğinden imkanları çok dar olanlara bedelsiz kapsül ev verilmesi dahi mümkün olabilecektir. Bu proje ile geri kalmışlık simgesi gecekondular süratle temizlenecek, kentlerimiz depreme hazırlanacak, lokomotif inşaat sektörü ıvme kazanacak, işsizlik azalacaktır. Kentlerimizde gecekondu ve evsiz insan kalmamalıdır. Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp
Mimar Kentbilimci
Kaynak: Mimdap