Arama


Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
11 Eylül 2010       Mesaj #45
Avatarı yok
Yasaklı
Türk uzay programı gösterişe değil, ulusal çıkarlara ve bilime katkı amacına yönelmelidir!
"Sakın ha uzaya bir Türk gönderme hevesine kapılmayın. Bu çok pahalı ve çok gereksiz bir iş olur. Sizin en verimli olarak yapabileceğiniz şey robotik sistemler geliştirmeğe ve bunların yazılımlarını üretmeğe yönelmeniz olacaktır."

16 Aralık 2003 tarihinde bu yılki Kentin Konferansını veren dünyaca ünlü jeolog Prof. Wasserburg, 25 Aralık tarihinde bir konferans da Hava Harp Okulu'nda verdi. Konferansının başlığı, "Bilim Kurgu Bilimi: Spekülasyon, Dürtü ve Gerçek Buluş" idi. Bu konferansında Prof. Wasserburg 19. yüzyıldan itibaren insanoğlunun uzayın keşfi için bilim kurgu alanında neler düşlediğini anlattı, Jules Verne'den, kendi çocukluğunda popüler olan Buck Rogers gibi çizgi romanlardan örnekler verdi ve bunları gerçek uzay uçuşları başlayınca karşılaşılan gerçeklerle karşılaştırdı

Vermek istediği mesaj, toplumda bilim kurgunun ve onun oluşturduğu dürtünün önemini vurgulamak, ancak hayal gücünün tek başına gerçek keşifler yapmaya yetmediğini, mutlaka gözlemin de hayal gücünün ortaya attığı varsayımları ve yaratıcı fikirleri kontrol etmesi gerektiğini göstermekti. Kendi çocukluğunda nelerin hayal edildiğini, ancak gerçekle karşılaşılınca ne büyük sürprizlerin ortaya çıktığını vurguladı. Bu sürprizlerin de daha sonra ne tür dürtüler ortaya çıkarttıklarını, hayal gücüne ne gibi yeni genişleme alanları oluşturduklarını anlatarak ABD'de uzay programlarının şimdi nasıl planlandıklarına değindi.

Prof. Wasserburg'un konferansını dinleyen Harbiyeliler ve subaylar konferanstan sonra çok güzel, konunun püf noktasına dokunan sorular sordular. Bu soruların bazıları Türkiye'nin, Türk Hava Kuvvetleri'nin girişimiyle başlatılan uzay programında ne gibi öncelikleri olması gerektiğini gündeme getirdi.

Bu noktada Wasserburg ABD'de ve diğer bazı "süper güçlerde" uzay programı ile ilgili yapılan hatalardan bahsetti. "ABD", dedi, "insanlı uzay uçuşları ve uzayda yaşam arama aşkına diğer programları gündemden kaldırdı. O kadar ki, haberleşme uydularımız için Avrupalılardan uçuş zamanı satın alma durumuna düştük. Hâlbuki insanlı uçuşların net getirisi, insansız uçuşlara kıyasla çok düşüktür. Uzayda son zamanlarda en önemli keşifler robotik sistemlerle donatılmış insansız uçuşlar sayesinde gerçekleştirilmiştir. Şimdi de bir uzayda yaşam arama hevesi başladı. ABD'de tüm diğer programlar bu programa feda ediliyor. Hâlbuki bu büyük ve çok pahalı bir yanlıştır. Öncelik, her şeyden önce, kâinatı oluşturan malzemenin köken ve evrimini anlamakta olmalıdır. Bunu anlamadan, rastlanılan bir yaşam izini anlamak bile olanaksız olabilir."

Wasserburg daha sonra Türkiye'nin uzay araştırmalarındaki rolünün ne olabileceğine değindi. "Sakın ha uzaya bir Türk gönderme hevesine kapılmayın" dedi. "Bu çok pahalı ve çok gereksiz bir iş olur. Sizin en verimli olarak yapabileceğiniz şey robotik sistemler geliştirmeğe ve bunların yazılımlarını üretmeğe yönelmeniz olacaktır. Bu hem Türkiye'de büyük eksikliğini gördüğüm teknoloji üretiminde önünüze yeni ufuklar ve yeni iş imkânları açacak, araştırma kurumlarınızı ve sanayinizi kamçılayacak ve sonunda hem uluslararası bilime bir şeyler katabileceksiniz, hem kendi savunmanıza hem de ihracatınıza önemli katkılar yapabileceksiniz. Biz bunun tersini yaptık ve şimdi ağır bir fatura ödüyoruz.

Columbia'nın başına gelen önceden tahmin edilemeyecek bir şey değildi. Ama biz gösteriş uğruna pek yanlış işler yaptık. Bunun kavgasını ben kendi ülkemde yıllardır veriyorum. Türk uzay programı gösterişe değil, ulusal çıkarlara ve bilime katkı amacına yönelmelidir."

Wasserburg'a soru cevap kısmının sonunda Hava Harp Okulu komutanı Hv. Plt. Tümg. Şevket Dingiloğlu tarafından bir anı madalyası sunuldu. İkinci Dünya Savaşında gönüllü piyade eri olarak çarpışmış olan ve onbaşı rütbesiyle terhis olduğunu söyleyen 77 yaşındaki Wasserburg, komutandan madalyasını Harbiyelilerin tüm salonu inleten alkışları arasında çakı gibi bir asker selamıyla aldı. Türkiye'nin uzay çalışmalarında kendinden öncekilerin yanlışlarından ders alması çok mühimdir.

ABD'nin, Rusya'nın veya Çin'in her yaptığını doğru sanmak bize pek pahalıya mal olabilir. Yapılacak iş kendimizden önce yapılanları geniş bir bilgi çerçevesi içerisinde eleştirel bir şekilde gözden geçirmektir. Yeşilköy'de sorulan sorular genç Harbiyelilerin bu mesajı iyi aldıklarını gösteriyordu

Kaynak:Bilimbilmek(Şengör, A. M. Celal., "Türkiye uzay çalışmalarında neler yapmalı?", Cumhuriyet Bilim Teknik Dergisi, Zümrütten Akisler Köşesi, 17 Ocak 2004.)
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 4 Ekim 2017 02:55